Dairemizin “ ...Davacının talebi yukarıda belirtilen 2821 sayılı Yasa'nın 31/3.maddesine dayanmakta olup davacı iş sözleşmesinin devamı sırasında sendikal ayrımcılığa maruz kaldığını, sırf sendikal faaliyetleri nedeni ile Çelik İş Sendikası ile yapılan protokole göre bu sendika üysi işçilere ödenen aylık 350,00 TL'sının kendisine ödenmediğini, dava açması üzerine ödendiğini ileri sürerek iş sözleşmesinin feshinden önceki süreçte yaşanan bu olay nedeni ile sendikal tazminat talep etmektedir. Davacının iş sözlemesinin devamı sırasında işverenin yaptığı bu uygulama nedeni ile sendikal ayrımcılığa maruz kaldığı davacı işçinin açtığı ve dava sırasında yapılan ödeme nedeni ile konusuz kalan alacak davasında verilen mahkeme kararını avukatlık ücreti ve yargılama gideri yönünden düzelterek onayan 9.Hukuk Dairesi'nin ilamı ile sabittir....
Mahkemece, davacının mevsimlik işçi olduğunu ileri sürerek uyuşmazlığın bu kapsamda çözümlenmesi gerektiğini istediğini, işçinin iş sözleşmesinin askıya alındığı tarihten itibaren dört ay süre geçmesi gerektiği, oysa ki davacı işçinin iş bu davayı iş sözleşmesinin askıya alınmasından sonraki dört aylık süre dolmadan açtığı, bu sebeple iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmiş gibi hak talebinde bulunamayacağını, ancak işçinin iş sözleşmesinden doğan maddi haklarının ödenmemesinin haklı fesih sebebi olarak sayıldığı, bunun yanında işçinin iş sözleşmesinin askıya alınmasında toplu iş sözleşmesinden doğan haklarının ihlalinin de sonuç itibarı ile işçi açısından gelir kaybı doğuracak olması sebebiyle işçi açısından haklı fesih sebebi oluşturduğunu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.Somut olayda, mahkemece her ne kadar bozma sonrasında davacının yıllık izin alacağı bulunduğundan bahisle taleple bağlı olarak karar verilmiş ise de davacının hizmet süresi dikkate alındığında 14 gün yıllık izin hakkının bulunduğu , dosya kapsamından davacının iş sözleşmesinin feshinden önce 64 gün izin kullandığının anlaşıldığı tespit edildiğinden davacının yıllık izin alacağı talebinin kabulüne karar verilmesi hatalı olup ve bozma sebebidir. 3-Taraflar arasında davacının ihbar tazminatı talep edip edemeyeceği de uyuşmazlık konusudur....
Sulh Hukuk Mahkemesince itirazın iptaline kaarr verildiğini, tarafların protokol düzenleyerek 650.000,00 TL'nin kiraya verene ödenmesine karar verildiğini, 33.659,98 TL'nin eksik ödendiğini, eksik ödenen paranın tahsilini talep ettiği, Mahkemece taraflar arasındaki kira sözleşme sinin feshinden kaynaklı uyuşmazlık olması sebebiyle görevsizlik kararı verildiği,Taraflar arasında kira sözleşmesinin feshinden kaynaklı protokol düzenlendiği, bu protokole göre ödenmesi gereken bedelin eksik ödendiği belirtilerek 33.659,98 TL'nin tahsili talep edildiği, HMK 4. maddeye göre kira ilişkisinden doğan alacak davaları dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu belirtildiği, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle mahkemenin resen yargılamanın her aşamasında ele alınması gerektiği, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin feshinden doğan sebepsiz zenginleşme davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemine konu yargılama dosyası Başkanlığımızın 23.01.2014 tarih 2013/16684 Esas-2014/813 Karar sayılı ilamıyla “...ilgisi nedeniyle ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/433, 2010/584, 2010/585, 2010/561 ve 2010/783 sayılı yargılama dosyalarının iş bu dosya içerisine celbiyle temyiz incelemesine esas olmak üzere Başkanlığımıza gönderilmesi için...”...
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının, taraflar arasında imzalanan taşıma sözleşmesini haksız olarak feshettiği, ancak davacının da taşıma yaptığı aracını sözleşmenin feshi tarihinden önce sattığı, sözleşmeye göre davacının sözleşmede belirtilen nitelikte aracının bulunması gerektiği, davacının satımdan sonra başka bir aracı satın alarak yada kiralayarak taşımacılık yaptığına dair delil bulunmadığı, davacının sözleşmenin feshinden önce bizzat kendi istek ve iradesi ile feshedilen taşıma sözleşmesine konu işi yapmaktan vazgeçtiğinin kabulünde zorunluluk bulunduğu, davacının davalı ... tarafından yolcu taşıma sözleşmesinin feshinden doğan bir maddi zararının bulunduğunu kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'na göre, kıdem ve ihbar tazminatına ilişkin davalar iş sözleşmesinin feshinden itibaren on yıllık, yıllık izin alacağı iş sözleşmesinin feshinden itibaren beş yıllık, ücret, fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil alacakları hakkın doğumundan itibaren beş yıllık zamanaşımına tabidir. Somut olayda, davalı vekilinin süresi içinde ıslaha karşı zamanaşımı def’i ileri sürmesi söz konusudur. Ancak söz konusu def'inin mahkemece, bilirkişi raporunda iş tespiti talebi bakımından yapılan hak düşürücü süre değerlendirmeleri gerekçe gösterilerek dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır. İş tespiti davası, sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan ve şartları 5510 sayılı kanunda düzenlenen, hak düşürücü sürenin ilgili kanunda düzenlendiği ve re'sen gözönünde bulundurulduğu bir dava türüdür....
Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle; dava iş sözleşmesinin feshinden kaynaklanan kıdem ve ihbar tazminatına ilişkin olup işçi ve işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak davası olmakla, gerekçeli karar başlığında davanın türünün “İstirdat” olarak belirtilmesinin mahallinde düzeltilebilir bir maddi hata niteliğinde olduğu anlaşılmakla, davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine, 16.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Yukarıda mahkemesi, tarihi, esas ve karar numarası yazılı kararın temyiz incelemesi sırasında tetkikine ihtiyaç duyulduğundan, iş sözleşmesinin feshinden önceki altı aylık ile feshinden sonraki altı aylık dönem içinde, davalı şirketin, dava konusu işyerinde veya varsa başka işyerlerinde işçi hareketlerini gösterir sigorta kayıtlarının temin edilerek eklendikten sonra gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 11.10.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....
Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da, iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar. Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır. Somut uyuşmazlıkta; hükme esas alınan ek bilirkişi raporunda, davacının davalı işyerindeki hizmet süresi 12 yıl 2 ay 14 gün olarak tespit edilmiştir. Ancak, yıllık izin ücreti alacağı hesaplamasında bilirkişi tarafından zamanaşımı savunması dikkate alınarak davacının 27.01.2010-27.01.2015 tarihleri arasındaki 4 tam yıl karşılığı 80 gün üzerinden izin alacağı hesaplanmıştır....