Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; davacı tarafından dava konusu taşınmazın 60/386 payı için önalım nedeniyle "bedelde muvazaa" iddiasında bulunularak tapu iptali ve tescil davası açılmış, davalı tarafından "resmi senetteki bedel üzerinden davanın kabul edildiği" bildirilmiş, mahkemece ise; yargılama sırasında yapılan keşif ve bilirkişi incelemesine göre bedelde muvazaa olmadığı ve yasal önalım koşullarının gerçekleştiği gerekçesi ile, resmi senetteki satış bedeli ile satış masraflarından oluşan miktar depo ettirilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olup, davalı tarafından "yargılama giderleri ve vekalet ücreti" yönünden süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Türk Medeni Kanunu’nun 733/3.maddesine göre önalım hakkının, satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşeceği düzenlenmiştir....

DELİLLER: Tapu kaydı, resmi senet, Delil listeleri sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Önalım hakkı taşınmazın aynına ilişkin davalardan olup; Bölge Adliye mahkemeleri faaliyete geçmeden önce verilen kararlara uygulanan HMUK 427/2. madde de kesinlik sınırı yönünden taşınır mal ve alacak davalarından söz edilmekle birlikte HMK 341/2. Madde malvarlığı davası ibaresini kullanmış olduğundan taşınmaz mallar bakımından da bir istisna öngörülmemekle taşınmaz malvarlığına ilişkin davalarda da değer itibari ile kesinlik sınırı belirlenmelidir. Karar tarihi itibari ile mahkemece belirlenen değer kesinlik sınırının altında olup verilen karar kesindir....

Somut olaya gelince; davacı dava dilekçesinde tapuda gösterilen satış bedeli üzerinden önalım hakkını kullanmak istediğini, davalı ise satış tarihi üzerinden uzun bir süre geçtikten sonra açılan davanın haksız menfaat temini oluşturduğunu, bu nedenle taşınmazın güncel bedelinin depo edilmesi gerektiğini iddia etmiştir. Mahkemece, 23.03.2010 tarihinde yapılan satış nedeniyle açılan önalım davasında önalım bedeli ve masraflar toplamı olan 30.698,30 TL'nin 28.05.2018 tarihinde depo edilmesine karar verilmiş, resmi senette belirtilen bedel depo edildikten sonra davanın kabulüne karar verilmiştir.  Davalı vekili ise; dava konusu hisseyi davalının satın aldığı tarihten sonra, kurdaki değişiklikler nedeniyle resmi senetteki satış bedelinin değerinin azaldığını, bedel depo edilirken bu hususların mahkemece dikkate alınmadığını belirterek hükmü temyiz etmiştir. ...

    Bu nedenle mahkemenin önalım bedeli olarak davalının resmi senetteki ödemiş olduğu satış bedeli ile tapu harç ve masraflarını tespitinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davalının fiili taksim itirazına gelince; Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir....

    Davacı, paydaşı olduğu 385 parsel sayılı taşınmazda davalının 01.03.2010 tarihinde satın aldığı payın önalım nedeniyle iptali ile adına tescilini istemiştir. Önalım davasının davalısı önalım hakkına ilişkin taşınmazdaki payı satın almadan önce o taşınmazda paydaş ise bu paydaş hakkında önalım hakkı kullanılamaz. Zira TMK.nun 732. maddesiyle bir paydaşın payını üçüncü şahsa satması halinde önalım hakkının varlığı kabul edilmiştir. Paydaş üçüncü kişi sayılamayacağından paydaşın paydaş aleyhine önalım hakkını kullanması söz konusu olamaz. Dava hakkına ilişkin bu hususun davanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Somut olayda, davalı dava konusu taşınmazda 01.03.2010 tarihinden önce 25.02.2010 tarihinde pay satın almak suretiyle paydaş olmuştur. Yukarıda açıklandığı gibi bir paydaşın payının üçüncü şahsa satılması halinde önalım hakkının varlığı kabul edilebilir....

      den önalım hakkına dayalı olarak satın aldıktan sonra tapuda devrini vereceğini taahhüt ettiğini, davalının davacıya tapuda devir vermediğini belirterek ödenen bedelden şimdilik 8.000 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı, duruşmalara gelmediği gibi cevap dilekçesi de vermemiştir. Mahkemece; BK.nun 1.maddesine göre tarafların iradesinin aynı yönde birleştiğinden ve sözleşmeden dönme şartlarının oluşmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 09.01.2008 tarihli harici satış sözleşmesi gereğince “...ye ait 181 parseldeki taşınmazın 4070 sayılı Kanun gereğince önalım hakkına dayanılarak davacı ...'e satıldığı, paranın tamamının alındığı” anlaşılmaktadır. Tapu kaydında, taşınmaz ... adına kayıtlı iken 04.04.2008 tarihinde ...'ye devredilmiştir. Davada, geçersiz satış sözleşmesi gereğince TBK.nun 77-82.(BK.nun 61-66) maddelerinde yer alan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacak telep edilmektedir....

        nun hesap hareketlerini gösterir dekontlar incelenmiş, iki kez keşif icra edilmiş 1. keşif sonucu 27.10.2015 tarihli raporda davalının 1/12 payının 333.333 TL olduğu, 2. keşif sonucu SPK lisansı olan 2 adet inşaat mühendisinin 29.4.2016 tarihli raporunda 1/12 payın 220.000 TL değerinde olduğu belirtilmiş, tanıklar dinlenmiş ve bilimsel gerçeklere uygun, denetime elverişli ve gerekçeli 2. bilirkişi raporu hükme esas alınarak bedelde muvazaa yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, iptal edilen 1/12 payın masraflar dahil bedeli olan 224.606,25 TL önalım bedelinin davalıya ödenmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır....

          Bu nedenle davalının resmi senette ödemiş olduğu gösterilen satış bedeli ile tapu harç ve masraflarından oluşan önalım bedelini ödemek suretiyle davacıya önalım hakkı kullandırılabilir....

          Bu maddenin ikinci fıkrası uyarınca, tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin de önalım hakkına sahip olduğu; tarımsal arazi, sınırdaş maliklerden birine satıldığı takdirde, diğer sınırdaş maliklerin önalım haklarını kullanamayacağı; önalım hakkına sahip birden fazla sınırdaş tarımsal arazi malikinin bulunması hâlinde, tarımsal bütünlük arz eden sınırdaş arazi malikinin önalıma konu tarımsal arazinin mülkiyetinin devrini talep edebileceği ve önalım hakkının kullanılmasında Türk Medenî Kanunu hükümlerinin uygulanacağı hükmü yer almaktaydı....

          HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 428 ] "İçtihat Metni" Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, önalım hakkı nedeniyle davalıya satılan payın iptal ve tescili istemine ilişkindir. Mahkeme davanın reddine karar vermiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur....

            UYAP Entegrasyonu