Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Önalım Dava, internet ve telefon abonelik sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın açıklanan bu niteliğine göre hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay 7. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na ait olup, ilgisi nedeniyle dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na gönderilmesine, 10.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Paylı mülkiyet halindeki taşınmazın paydaşı, payını karı kocaya, evlada veya akrabaya temlik ederse, şeklen satış şeklinde gösterilen bu akdin gerçekte satış olmayıp miras hakkına bağlı veya hibe gibi bir maksada yönelik işlem olduğu iddia ve ispat edilirse önalım hakkının ileri sürülemeyeceği 27.03.1957 gün ve 12/2 sayılıYargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nda açıkça belirtilmiştir. Bu yöndeki savunmanın tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı sözleşmede taraf olan kişinin işlemde muvazaa savunmasında bulunamayacağı kuralının bir istisnasıdır....

    Hukuk Dairesi'nin 13/09/2022 tarih ve 2021/8412 esas, 2022/5118 karar sayılı emsal kararında da açıkça belirtildiği üzere; "Dava konusu paya yönelik önalım davasının açıldığı tarih ile önalım bedelinin depo edildiği tarih arasında uzunca bir zamanın geçtiği; bu süre göz önüne alındığında, önalım bedelini zamanında depo etmeyerek kullanması nedeniyle davacının amacı dışında zenginleştirildiği, nemalandırılmayan satış tarihindeki miktarın depo edilmesi nedeniyle enflasyon oranında veya faiz getirisinden mahrum kalınması oranında davalıların da fakirleştiği, bir tarafın diğer taraf zararına azımsanamayacak derecede oransız bir çıkar sağladığı, bu durumun 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olacağı açıktır....

    Bu hakkın kullanılmasıyla şefi yeni bir akit yapmaya hacet kalmaksızın müşteriye halef olur” şeklinde açıklanmaktadır.   4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “Yasal Önalım Hakkı-Önalım Hakkı Sahibi” başlıklı 732. maddesinde “paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlar önalım hakkını kullanabilirler” hükmü öngörülmüştür.   Anılan düzenlemede önalım hakkının açık bir tarifi yapılmamakla birlikte temel prensibin mülkiyet serbestisi ve tasarruf yetkisi olduğu gözetilerek paydaşın temlik hakkı sınırlandırılırken bu sınırlandırma sınırlı tutularak sadece satım akitleri için önalım hakkı öngörülmüştür.  ...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, önalım hakkı nedeniyle davalıya satılan payın iptali ve tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde davacının ... ada ... no'lu parselin paydaşlarından olup davalının aynı taşınmazda belediyeye ait olan 7/300 payı ihale yoluyal 2,150.-TL + KDV bedel ile satın aldığını, davacının bu satıştan yeni haberdar olduğunu, önalım hakkını kullanmak istediğini belirterek, davalıya satılan payın iptali ile davacı adına tescilini talep ve dava etmiştir. Davalı, belediyeye ait payı ihale ile satın aldığını, adına henüz tescil işlemini yaptıramadığını, davanın haksız açıldığını bildirerek reddini savunmuştur....

      Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK'nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir....

      Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK'nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir....

      Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/410 esas sayılı kararı ile paydaş olduğu ve önalım hakkı olduğunu iddia ettiği ancak yasal olarak önalım hakkı doğmadığı için davacının bu hakkı kullanamayacağını, satış tarihi olan 09/12/2013 'te taşınmaz tek malik olan Selime Yürcukler'e ait olmakla birlikte başka paydaşın bulunmadığını, davacının satış anında doğmuş bir önalım hakkı söz konusu değilken bu hakkı kullanabilmesinin mümkün olmadığını, önalım hakkı talebinin herhangi bir hukuki dayanağının bulunmadığını, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddini, aksi kanatte olunması halinde davanın esası incelenerekten estan reddini, yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin davacı yana bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      Süresi içinde asıl davada davacı vekili ile birleştirilen davada davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı ..., 29096 ada 8 (eski 27480 ada 2) parsel sayılı taşınmazda davalı tarafından satın alınan 19/316 payın, önalım hakkı nedeniyle iptali ile kendi adına tescilini istemiştir. ..., 07.12.2005 tarihli dilekçesiyle önalım hakkına dayanarak asli müdahale talebinde bulunmuştur. Mahkemece, ...'...

        Davacı vekili, Hollanda’da ikamet eden davacının paydaşı olduğu 7463 ada 13 nolu parsel sayılı taşınmazdaki diğer payın davalılardan ... tarafından 28.02.2005 tarihinde 13.000.- TL bedelle satın alınarak, 29.09.2005 tarihinde de diğer davalı eşine önalım hakkının kullanılmasını engellemek için bağışlandığını Türkiye’ye dönüşünde bir işlem için tapu sicil müdürlüğüne gittiğinde öğrendiğini ileri sürerek, şufa hakkını kullanımı nedeniyle bağış işleminin iptaliyle 13 nolu parseldeki davalı adına olan tapu kaydının iptaliyle davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, önalım hakkının payın üçüncü kişiye satılması halinde kullanılabileceğini, tapuda davalı ...’a yapılan temlikin ise bağış olması nedeniyle davacının önalım hakkının bulunmadığını, diğer yandan üzerinde pay olmayan davalı ...’a dava açılamayacağını, ayrıca payın dava tarihindeki değerinin tespitini istediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur....

          UYAP Entegrasyonu