Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; bozmaya uyma kararı verilerek görevsizlik kararı verilerek dosya sulh hukuk mahkemesine gönderilmiş, görevli mahkemece; davalı kiracının yetkili malik ile kira sözleşmesi imzaladığı ve enerji teminini artık davacıdan sağlamadığı, davacının alacak talep etme hakkı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında 11.01.2008 tarihli gsm yer tahsis sözleşmesinin varlığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kiraya verenin sözleşmeye konu şeyin maliki olması zorunlu değildir. Kira sözleşmesi feshedilmediği veya sözleşmenin iptali davası açılmadığı sürece geçerlidir. Ancak bir üçüncü kişinin kiralanan üzerinde, kiracının hakkıyla bağdaşmayan bir hak ileri sürmesi durumunda kiraya veren, söz konusu hukuki ayıbı gidermek ve kiracının bu yüzden uğradığı zararları tazmin ile yükümlüdür. Kiraya verenin zapta karşı tekeffül borcu 6098 sayılı TBK.’nun 309 (818 sayılı BK.’nun 253.) maddesinde düzenlenmiştir....

    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 378.309,21 TL alacak tutarının dava tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlardaki avans faizi ile davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, davacılar vekilinin alacağın gecikme faizi ve tecil faizi kısmını oluşturan bedellere yönelik davasının zamansız açılmış olması nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Taraflar arasında kira sözleşmesi gereği kiralananın davacılara teslim edildiği, kira parasının davalı tarafından tahsil edildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kiraya verenin sözleşmeye konu şeyin maliki olması zorunlu değildir. Kira sözleşmesi feshedilmediği veya sözleşmenin iptali davası açılmadığı sürece geçerlidir. Ancak bir üçüncü kişinin kiralanan üzerinde, kiracının hakkıyla bağdaşmayan bir hak ileri sürmesi durumunda kiraya veren, söz konusu hukuki ayıbı gidermek ve kiracının bu yüzden uğradığı zararları tazmin ile yükümlüdür. Kiraya verenin zapta karşı tekeffül borcu BK.’nun 253....

      Satıcının borçlarından bir tanesi de BK’nın 189 ile 193. maddelerinde düzenlenen zapta karşı tekeffül borcudur. Mülga 818 sayılı BK’nın 189. maddesinde zapta karşı teminat: “Bayi, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından bey'in akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zaptedilmesinden müşteriye karşı mesul ve zamindır.” şeklinde tanımlanmıştır. Satıcının bu borcu ile ilgili olarak öğretide “zabta karşı tekeffül satılan malın bir üçüncü kişinin iddia ettiği üstün bir hak yüzünden alıcının elinden alınmasından veya iddia olunan bu hak sebebi ile alıcının mülkiyet hakkını gereği gibi kullanmamasından dolayı satıcının sorumlu olmasıdır” şeklinde tanımlanmaktadır (Tandoğan H., Borçlar Hukuku, Özel Borç İlişkileri, C.1/1, 4....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davalılardan ... binayı yapan müteahhit diğer davalı ... ise dava konusu daireyi davacıya satan kişidir. Her iki davalı da davacının komşusu olmayıp uyuşmazlık komşuluk hukukundan kaynaklanmamaktadır. Mahkemece de dava ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı tazminat olarak nitelendirilmiştir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak, anılan Daire Başkanlığınca da görevsizlik kararı verildiğinden, görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına sunulması gerekmiştir....

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın zamanaşımına uğradığını, mahkeme aksi kanaatte ise eldeki davada zapta karşı tekeffül hükümlerinin uygulanamayacağını, davacı şirket ile şirketleri arasında hiçbir zaman satım akdi ilişkisi kurulmadığını, zapta karşı tekeffül hükümlerinin uygulanabilmesi için satım akdinin bulunması gerektiğini, dolayısıyla davacı iddialarının hukuka aykırı düştüğünü iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile toplam 102.318,00 TL'nin 15.018,00 TL'sine 19/01/2018 tarihinden itibaren, 2.500,00 TL'sine 22/01/2018 tarihinden itibaren, 84.800,00 TL'sine 21/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsili ile davalıya verilmesine karar verilmiştir....

          'e ve bu şahıs tarafından da dava dışı başka bir şahsa satışından sonra çenç olması nedeniyle kendisine karşı açılan rücuen tazminat davası nedeniyle ... olduğu bedelin davalılardan tahsilini talep etmiş, mahkemece Rasim ... hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalı ... hakkındaki davanın ise kısmen kabulü ile Noter satış senedinde taraflarca belirlenen 858 YTL’nin bu davalıdan tahsiline karar verilmiş,hakkındaki kararı ... temyiz etmediğinden akdi ilişki kabul edilmiş olmaktadır. Böylelikle Davalı ... zapta karşı tekeffül hükümlerini düzenleyen BK.nun 192. maddesi uyarınca sorumludur....

            Davalı tarafından başlatılan icra takibinde 22.328,00 TL asıl alacak ve 28.630,01 TL işlemiş faiz ile birlikte toplam alacak miktarının 50.958,01 TL olduğu anlaşılmaktadır. Araçta bulunan hukuki ayıp nedeni ile davalının zapta karşı tekeffül hükümleri gereği isteminin yerinde olduğu anlaşılmış ise de, hüküm fıkrasında 11.157,00 TL dan dolayı borçlu olunmadığının tespitine karar verilmiş olup, kurulan bu hüküm infaza elverişli olmadığı gibi, menfi tespit isteminin konusunu oluşturan icra takibindeki işlemiş faiz de dahil alacak istemlerini karşılar nitelikte değildir. Hal böyle olunca mahkemece, icra takibindeki alacak istemlerini karşılar nitelikte karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

              GEREKÇE: Dava, davalı tarafça davacıya satışı yapılan aracın ithalinde gümrük vergilerinin eksik ödenmesi nedeniyle, araç kaydına 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamında konulan şerhin kaldırılması için ödenen vergi tutarının, satıcının zapta karşı tekeffül borcu kapsamında davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül borcunu düzenleyen 6098 sayılı TBK'nın 214. maddesine göre, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada varolan bir hak dolayısıyla satılanın tamamı veya bir kısmı üçüncü kişi tarafından alıcının elinden alınırsa satıcı, bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olur....

                Dava BK.nun 192. ve devamı maddelerinde düzenlenen zapta karşı tekeffül hükümlerine göre açılmış tazminat istemine ilişkindir. Davacının satın aldığı taşınmaz tapuda kayıtlı olup, davacı, davalı hazine adına oluşan tapuya ve devlet tarafından düzenlenen resmi kayıtlara güvenerek bu taşınmazı resmi ve geçerli bir şekilde iktisap etmiştir. Böyle bir satışın davacı yönünden geçersiz olduğu ileri sürülemez. Böyle bir satıştan dolayı alıcının bir zararı doğmuş ise satıcı gerçek zarardan sorumludur....

                  Yukarıda da kısaca özetlendiği gibi, davacı satın aldığı taşınmazın hukuki ayıp nedeniyle zaptedilmesi karşısında bu davayı satıcıya, Hazineye, Belediyeye ve Orman İdaresine karşı yöneltmiş olup, her bir davalının sorumluluğu, ve illiyet bağı üzerinde ayrı ayrı durulması gerekmektedir. Davacı tarafından bir kısım davalıların murisi ... ...’ndan satın alınan taşınmazın evveliyatının orman olduğu gerekçesi ile tapusuna orman şerhi konulduğu çekişmesizdir. Tapulu taşınmazın satış işlemi resmi şekilde yapıldığı için geçerli bir satıştır. Bu itibarla taşınmazın tapuya ilk tescili yolsuz tescil olsa da sonuç önemli olmayıp, satılan hukuki ayıplı olduğuna göre, satıcı, zapta karşı tekeffül ve özellikle B.K.’nun 96.maddesi hükmüne göre tam zarardan sorumludur. Satıcının ödemesi gereken tazminat alıcının ödediği paranın denkleştirilmesi suretiyle elde edilecek bedel değil taşınmazın rayiç değeri olmalıdır....

                    UYAP Entegrasyonu