Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Satıcının Ayıba Karşı Tekeffül Borcu Ankara 1963, Ajans-Türk Matbaası, s. 14). Hukuki ayıp, satılanın mutlaka alıcının elinden alınması sonucunu doğurmaz. Bu hal satıcının zabta karşı tekeffül sorumluluğuna değil, ayıba karşı tekeffül sorumluluğuna yol açar. Kamu hukukuna dayanan bir sınırlamanın varlığı; örneğin, ithal edilen bir aracın ithalatında problem olması hukuki ayıp olarak kabul edilebilir. Ancak bu ayıbın sözleşmede yarar ve hasarın alıcıya geçmesi anında satılanda var olması, mevcut ayıbın gizli olması ve o malın değerini veya kullanım amacını ciddi surette azaltması veya kaldırması gereklidir. Satıcının bu yükümlülüğünün ortaya çıkması için alıcının satılanı muayene etmesi ve iddia olunan ayıpları satıcıya ihbar etmesi gereklidir. Bunun aksine davranan alıcının ayıba karşı tekellüf hükümlerinden faydalanma olanağı yoktur. Ayıba karşı sorumluluk borcuna ait BK.'...

    Kiraya verenin zapta karşı tekeffül borcu BK.’nun 253. (6098 sayılı TBK.’nun 309) maddesinde düzenlenmiştir. Kiraya veren kiralananı her türlü maddi ve hukuki ayıptan ari olarak kiracının kullanımına sunmak ve kira müddetince bu hali ile muhafaza etmekle yükümlüdür. Üçüncü kişinin aynî bir hakka dayalı olarak kiralanan üzerinde ileri sürdüğü talepler davalı kiralayanın tekeffülü altındadır. Davacı kiracının ödemek durumunda kaldığı ecrimisil bedellerinin de bu kapsamda değerlendirilmesi zorunludur. Bu nedenle Mahkemece, kira sözleşmesi ile aynı döneme rastlayan ecrimisil ödemeleri saptanarak, ödenen ecrimisil bedeli, ödenen kiradan düşükse ecrimisil miktarında, ödenen ecrimisil bedeli ödenen kiradan fazla ise ödenen kira miktarında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır....

      Ayrıca aynı Kanunun 253. maddesinde kiralayanın zapta karşı sorumluluğu düzenlenmiştir. "Davalı kiralayan bir üçüncü kişinin kiralananda kiracının hakkıyla bağdaşmayan bir hak ileri sürmesi durumunda kiraya veren, kiracının bildirimi üzerine davayı üstlenmek ve kiracının uğradığı her türlü zararı gidermekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Nitekim yeni Türk Borçlar Kanununda 309. maddesinde paralel bir düzenleme getirilmiştir. Olayımızda davalılar sözleşmeyi tek taraflı olarak fesh ederek kiralanana el koymuşlardır. Davalıların zapta karşı tekeffül borcu bulunduğundan haksız fesh edilen sözleşmeden dolayı davacı kiracının zararlarının tazmin edilmesi gerekir. Mahkemece fesih tarihinden itibaren dönem sonuna kadar mahrum kalınan kâr'a hükmetmiştir....

        Bunun aksine davranan alıcının ayıba karşı tekellüf hükümlerinden faydalanma olanağı yoktur. Ayıba karşı tekeffül borcuna ait TBK.'nın 219 ila 236. maddeleri arasında belirtilen koşullarının gerçekleşmesiyle, alıcı 227 ve devamı maddeleri kapsamında kendisine tanınan seçimlik haklarını satıcıya karşı kullanabilecektir. ( ---- Dava konusu araç ithal edilmiş ve davacıya 282.500,00 TL bedel ile davacıya satılmıştır. Araç; davacı şirkete teslimi ve şirket adına tescilinden sonra; davacı yan yedinde --- araştırmaları sonucu faturalardaki kıymet farkı gerekçesiyle----.--dosyasında devir ve satış yasağı konulmuştur. Açıklanan tüm bu gelişmeler gözetildiğinde: davacı şirket ile davalı arasında satıma ve eldeki davaya konu aracın açık biçimde hukuken ayıplı olduğu, burada zapta değil ayıba karşı tekeffül hükümlerinin uygulama alanı bulacağı belirgin olup; her türlü duraksamadan uzaktır....

          Bunun aksine davranan alıcının ayıba karşı tekellüf hükümlerinden faydalanma olanağı yoktur. Ayıba karşı tekeffül borcuna ait TBK.'nın 219 ila 236. maddeleri arasında belirtilen koşullarının gerçekleşmesiyle, alıcı 227 ve devamı maddeleri kapsamında kendisine tanınan seçimlik haklarını satıcıya karşı kullanabilecektir. ( ---- Dava konusu araç ithal edilmiş ve davacıya 282.500,00 TL bedel ile davacıya satılmıştır. Araç; davacı şirkete teslimi ve şirket adına tescilinden sonra; davacı yan yedinde --- araştırmaları sonucu faturalardaki kıymet farkı gerekçesiyle----.--dosyasında devir ve satış yasağı konulmuştur. Açıklanan tüm bu gelişmeler gözetildiğinde: davacı şirket ile davalı arasında satıma ve eldeki davaya konu aracın açık biçimde hukuken ayıplı olduğu, burada zapta değil ayıba karşı tekeffül hükümlerinin uygulama alanı bulacağı belirgin olup; her türlü duraksamadan uzaktır....

            Davalı-karşı davacı, karşı dava dilekçesi ile ödenmeyen 2850 TL'sı kira bedelini kiracı ödemediği için ödemek zorunda kaldığı taksi harcı, sigorta, vergi cezası ve durak aidatları olmak üzere 4269,15 TL'sı tazminatın ve haksız fesih nedeniyle 7200 TL'sı cezai şartın tahsilini talep etmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, kararın dayandığı gerekçelere göre davalı/karşı davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davalı/karşı davacının yoksun kalınan kâra ilişkin temyiz itirazına gelince; Davada dayanılan ve hükme esas alınan 15.07.2008 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Borçlar kanunun 249. maddesi uyarınca kiralayan kiralananı sözleşme ile amaçlanan kullanıma uygun bir biçimde teslim etmek ve bu halde bulundurmakla yükümlüdür. Ayrıca aynı Kanunun 253. maddesinde kiralayanın zapta karşı sorumluluğu düzenlenmiştir....

              Taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesinin VIII/b maddesinde kiralayanın satıcıya karşı ayıplı mal satışından kaynaklanan dava ve talep haklarını, kiracıya (davacıya) devrettiği, açıkça hükme bağlanmıştır. Bu durumda mahkemece davacının sözleşmede hükme bağlanan bu yetkiye dayanarak ayıplı mal satışı hukuksal nedenine göre, ancak davadışı satıcıya başvurabileceği, satıcı durumunda olmayan davalıya karşı ayıplı mal satışına dayalı dava açamayacağı gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının öteki temyiz itirazlarının şimdilik inclenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 04.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Kadastro Mahkemelerinde resen araştırma ilkesi geçerli olduğuna göre mahkemece Kadastro Mahkemesindeki davanın sonucu beklenerek, taşınmazın 3.kişi adına tescil tarihi kesinleştiğinde davalıların zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca sorumlu olacakları kabul edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar vermesi usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle temyiz olunan mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 12.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Dava zapta karşı tekeffül hükümlerine göre açılmış olup bu sebeple davacının sözleşmeden dönmekle haklı olduğunun kabulü gerekir ve bu halde davacı sözleşme gereğince ödediği bedeli geri isteyebilir. Davalı sözleşme içeriğindeki bedele itiraz etmediğine göre mahkemece ödenen bedelin tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın, temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 18.40 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 7.2.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Satım akdinde alıcının zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanabilmesi için aracın hukuken ayıplı olduğunu ispat etmesi gerekir. Mahkemece davacıdan aracın satıştan önce hacizli olduğuna ve aracın haczedilerek elinden alındığına ilişkin delillerini sunması için süre verilip, toplanan tüm deliller değerlendirilerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.5.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu