Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aracın idarece zaptedilmesi nedeniyle somut olayda zapta karşı tekeffül hükümlerinin uygulanması gerekir. Bu durumda araç satış bedeli olan 55.500,00 TL'nin aracın fiilen zaptedildiği tarih olan 12.03.2012 tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesi gerekir. Para ve aracın karşılıklı olarak kullanılması nedeniyle semenin tenzili ve satış tarihinden el koyma tarihine kadar faiz isteminde bulunulamaz. Mahkemece bu hususlar dikkate alınmaksızın yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda (1) no'lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) no'lu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalılar yararına takdir edilen 1.480 TL.duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 17/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Mahkemece, davalının zapta karşı tekeffül hükümlerine göre davacı zararından sorumlu olduğu, ancak, satış bedelinin denkleştirilmesi gerektiği sonucuna varılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, satılan taşınmazın üstün hakka dayalı olarak dava dışı orman idaresi tarafından zaptedilmesi nedeni ile tazminata ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı zararının hangi usul ve ilkelere göre belirleneceği hususunda toplanmaktadır. Davacıya satılan taşınmaza ait tapu kaydının davalı Belediye adına iken davacıya ihale yolu ile satılıp mülkiyetinin geçerli şekilde devir edildiği, ne var ki, daha sonra orman idaresinin açtığı dava sonunda taşınmazların evveliyatının orman olduğu gerekçesi ile tapuların iptal edildiği açık ve belirgindir. Davacı zararının taşınmazın rayiç değeri kadar olduğunu iddia ettiğine göre, davalının sorumluluğunu gerektiren nedenler ve hukuki sebepler üzerinde önemle durmak gerekir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, Türk Borçlar Kanunu'nun 214 ve devamı maddelerinde düzenlenen zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmakta olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 2023/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY (3.) HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, icra müdürlüğü tarafından yapılan ihale ile satın alınan taşınmazın, açılan tapu iptali ve tescil davası sonucunda mülkiyetinin kaybedildiği iddiasıyla zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece verilen ilk hüküm, Dairemizce hukuki nitelendirmede yanlışlık yapıldığı gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyan mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda uyuşmazlığın değişen hukuki niteliği gözetilerek hüküm tesis edilmiştir. Davanın niteliğine göre, temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 09.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Bilindiği üzere zapta karşı tekeffül, satılan malın bir üçüncü kişinin iddia ettiği üstün bir hak yüzünden alıcının elinden alınmasından veya iddia olunan bu hak sebebiyle alıcının mülkiyet hakkını gereği gibi kullanamamasından dolayı satıcının sorumlu olmasıdır. Zapta karşı tekeffül borcu, satıcının mülkiyeti nakil borcunun bir sonucu ve müeyyidesidir. Gerçekten üçüncü kişi kendi mülkiyetini iddia ederek satılanı zapt edecek veya alıcının mülkiyet hakkını ihlal eden bir hak ileri sürecek olursa, satıcı mülkiyeti nakil borcunu tamamen veya kısmen yerine getirmemiş olur. Satıcının zapta karşı tekeffül borcundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için tekeffülün şu maddi şartlarının gerçekleşmesi gerekir: 1.Satılan mal alıcıya teslim edilmiş bulunmalıdır. Zapta karşı tekeffül borcu ikincil (tali) nitelikte bir borç olduğundan, satılanın teslim edilmemesi durumunda, alıcı, yalnızca 6098 sayılı TBK’nın 112 ve ardından gelen hükümlere dayanarak satıcıya başvurabilir....

            Davacının bu yöndeki talebi, Borçlar Kanununun 194 (T.B.K.nun 219 md.) ve devamı maddelerinde düzenlenen, ayıba karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Davacının, satın aldığı araçla ilgili olarak Trafik Şube Müdürlüğü'nce tutulan kayıtları, aracın sigorta kayıtlarını, TRAMER kayıtlarını inceleme, TRAMER'e SMS atarak bilgi edinme yükümlülüğü de yoktur. Davalı taraf, satış öncesinde davacıyı aracın hasarlı olduğu konusunda bilgilendirdiğini veya davacının bu hususu bildiğini ispatlayamamıştır. Satışa konu araç hukuki ayıplıdır. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur. Davalı satıcının ayıba karşı tekeffül borcu bulunmaktadır. Mahkemece, anlatılanlar ışığında değerlendirme yapılarak bir sonuca varılması gerekirkeni bu hususlar göz önüne alınmaksızın yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, davacının davalıdan satın aldığı aracın change çıkmasından dolayı dolayı el konulması nedeniyle zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanan zararın tahsili talepli davadır. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle; davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle zapta karşı tekeffül ve sebepsiz zenginleşme kavramlarının açıklanması ve ilgili yasal düzenlemelere değinilmesi yerinde olacaktır. Zapta karşı tekeffül, satılan malın üçüncü bir kişinin iddia ettiği üstün bir hak yüzünden alıcının elinden alınmasından veya iddia olunan bu hak sebebiyle alıcının mülkiyet hakkını gereği gibi kullanamamasından dolayı satıcının sorumlu olmasıdır. Bu sorumluluk, satıcının mülkiyeti nakil borcunun bir sonucu ve müeyyidesidir....

              Somut olayda; gerek davacıya gerekse davacıdan 3. kişiye taşınmazın satışında tapuda geçerli bir satış sözleşmesi yapılmış olduğuna ve bu sözleşmenin ifasından sonra üçüncü kişinin (somut olayda Orman Yönetiminin) zaptı nedeni ile davacının taşınmazı satın aldığı ve akidi olan Hazineye karşı bu davayı açtığına göre Borçlar Kanununun 217. maddesinde düzenlenmiş zapta karşı tekeffül hükümlerinin uygulanması gerekir. Kanunda zapta karşı tekeffül davalarına ilişkin özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresi sözleşme ilişkilerindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresi olup, tapu iptal ve tesciline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği 15/09/2009 tarihi ile dava tarihi arasında 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, davanın süresinde açıldığı kabul edilerek, davanın esasına girilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir....

                KARAR Temyiz ilamında belirtilen gerektirici nedenler karşısında ve özellikle men'i müdahale davası davacı aleyhine sonuçlandığından davalının zapta karşı tekeffül borcunun bulunacağının tabi bulunmasına göre usulün 440.maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, ve aynı kanunun 442 maddesi hükmünce 172,00 (yüzyetmişiki) TL para cezasının karar düzeltme isteyene yükletilmesine, 14.6.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, taraflar arasındaki satım sözleşmesinden kaynaklanan zapta karşı tekeffül hükümlerinden doğan alacağa ilişkindir.14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanunun 8.maddesiyle Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca 01.03.2012 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan iş bölümü kararının Yüksek 13.Hukuk Dairesi için Borçlar Kanunun ikinci kısmında yer alan sözleşmelerden (istisna akdi hariç akdin muhtelif nevilerinden) kaynaklanan davalar bakımından Sulh ve Asliye ayrımının yapılmadığı ve incelemenin bu nedenlerle Yüksek 13.Hukuk Dairesince yapılacağından uyuşmazlık konusu dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 19.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu