Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hâl böyle olunca davalı zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca davacının gerçek ve güncel müspet zararından sorumludur. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 15.12.2010 tarih ve 2010/13- 618 esas ve 2010/668 karar sayılı ilamı da bu yöndedir. (Yargıtay 13....

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Borçlar Kanununun 189. ve devamı maddelerinde düzenlenen, zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül borcunu düzenleyen Borçlar Kanununun 189. maddesinde, satıcının, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satım akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zapt edilmesinden, alıcıya karşı mesul ve zamin olduğu açıklandıktan sonra, devamındaki maddelerde de, (BK.189-193 mad.) bu yükümlülüğün koşulları ve zararın kapsamı konusunda açıklamalar getirilmiştir. Borçlar Kanununun 192. maddesinde, satılanın tamamen zaptı halinde, satımın münfesih addolunacağı ve alıcının, satıcıdan aynı maddenin 1, 2, 3 ve 4. bentlerinde yazılı zararları isteyebileceğini hükme bağlamıştır. Bu hükümlere göre, satılanın tamamen zaptı halinde alıcı, satılandan elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği semereler düşülmek suretiyle, ödemiş olduğu semenin faizi ile birlikte iadesini isteyebilir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayanarak açmış olduğu dava zaman aşımına uğradığı, Türk Borçlar Kanunun 231....

      Mahkemece, davalının zapta karşı tekeffül hükümlerine göre davacı zararından sorumlu olduğu, ancak, satış bedelinin denkleştirilmesi gerektiği sonucuna varılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, satılan taşınmazın üstün hakka dayalı olarak dava dışı orman idaresi tarafından zaptedilmesi nedeni ile tazminata ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı zararının hangi usul ve ilkelere göre belirleneceği hususunda toplanmaktadır. Davacıya satılan taşınmaza ait tapu kaydının davalı Belediye adına iken davacıya ihale yolu ile satılıp mülkiyetinin geçerli şekilde devir edildiği, ne var ki, daha sonra orman idaresinin açtığı dava sonunda taşınmazların evveliyatının orman olduğu gerekçesi ile tapuların iptal edildiği açık ve belirgindir. Davacı zararının taşınmazın rayiç değeri kadar olduğunu iddia ettiğine göre, davalının sorumluluğunu gerektiren nedenler ve hukuki sebepler üzerinde önemle durmak gerekir....

        Ancak pratik bazı düşüncelerle zapta karşı tekeffül hakkında özel hükümler konulmuş ve alıcıya ek bir korunma sağlanmıştır. Burada mülga 818 sayılı BK. 96. maddedeki esasın aksine, kural olarak, kurtuluş beyyinesi yoktur, usul sadeleştirilmiştir ve zaptın hukuki sonuçları kesin biçimde belli edilmiştir. Satıcının zapta karşı tekeffül borcu kanuni bir borçtur. Satıcının bu hususta ayrıca taahhütte bulunmasına gerek yoktur....

          - K A R A R - Davacı vekili; müvekkilinin faturaya dayalı alacağının tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve %40'tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; müvekkilinin davacıdan muhtelif tarihlerde aldığı içkilere..... Kaçakcılık, İstihbarat ve.... Müdürlüğü tarafından el konulduğunu, davacının da el konulan içkiler karşılığında zapta karşı tekeffül hükümlerine göre takip konusu faturalar ile yeni sevkiyat yaptığını, bu hususta taraflar arasında protokol yapıldığını ancak davacının bu protokole ilişkin sözleşmeyi yırttığını ve müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını belirterek, davanın reddini savunmuştur....

            Somut olayda, davacı, davalılardan belediye tarafından imar uygulaması sonunda oluşturulan tapu kaydına güvenle taşınmazın diğer davalılar gerçek kişilerden satın almış olup, taşınmazın evveliyatının orman olması ve bu nedenle davacının elindeki taşınmazın tapusunun hukuki kıymetini kaybetmesi daha doğrusu hukuki ayıplı hale gelmesi nedeniyle hem Devlet hem de satıcı zapta karşı tekeffül hükümlerine göre ifanın imkansız hale geldiği tarih itibariyle gerçek zarardan sorumludur. Mahkemece bu ilkeler çerçevesinde Hazine ve satıcıların sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Bu nedenlerle sayın çoğunluğun onama kararına katılamıyorum....

              Anılan yasal düzenleme karşısında davacıların TBK’nın 214 ve devamı maddelerinde düzenlenen zapta karşı tekeffül hükümleri gereğince ...’dan ve TMK'nın 1007.maddesi uyarınca Hazine'den tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Bilindiğe üzere zapta karşı tekeffül, satılan malın bir üçüncü kişinin iddia ettiği üstün bir hak yüzünden alıcının elinden alınmasından veya iddia olunan bu hak sebebiyle alıcının mülkiyet hakkını gereği gibi kullanamamasından dolayı satıcının sorumlu olmasıdır. Zapta karşı tekeffül borcu, satıcının mülkiyeti nakil borcunun bir sonucu ve müeyyidesidir. Gerçekten üçüncü kişi kendi mülkiyetini iddia ederek satılanı zapt edecek veya alıcının mülkiyet hakkını ihlal eden bir hak ileri sürecek olursa, satıcı mülkiyeti nakil borcunu tamamen veya kısmen yerine getirmemiş olur. Satıcının zapta karşı tekeffül borcundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için tekeffülün şu maddi şartlarının gerçekleşmesi gerekir: -3- 2017/529 - 2018/1830 1....

                Anılan yasa maddeleri hükmünce satıcı kusursuz olsa dahi aracın zaptedilmesinden dolayı alıcı (davacı)ya karşı sorumludur. Somut olayda, davacının 10.05.2010 tarihinde davalıdan noter satış sözleşmesi ile satın alıp adına tescil ettirdiği aracın, motor numarasının değiştirilmesi nedeniyle zapt edildiği uyuşmazlık konusu değildir. Açıklanan ilkeler doğrultusunda zapta karşı tekeffül hükümleri gereğince davacı uğradığı zararları akidi olan davalıdan isteyebilir. Hal böyle olunca; mahkemece Borçlar Kanununun 217 maddesi (eski BK 192) hükmüde dikkate alınmak suretiyle yukarda açıklanan ilkeler doğrultusunda taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddi yönünde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.02.2007 gününde verilen dilekçe ile zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanan alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.05.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 13.12.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu