Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Zapta karşı tekeffül hükümleri doğrultusunda davacının kendinden önceki satıcıya müracaat hakkı olup işin esasının incelenmesi gerekirken husumet yokluğu nedeniyle reddi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulüne, dava konusu aracın satış bedeli olan 250.000,00.-TL'nın aracın el koyma tarihi olan 30/03/2015 tarihinden itibaren yasal faizle birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bedelin davacı tarafça tahsil edilmesinden sonra aracın, davalı adına trafik kayıtları üzerine tescil edilmesine ve araç teslim işleminin davalı tarafa yapılmasına karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Ltd.Şti. nin zapta karşı tekeffül hükümleri nedeniyle sorumlu tutulmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacı ve davalı ... Motorlu Araçlar San. ve Tic. Ltd.Şti.vekillerinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden davalı şirketten alınmasına, 17.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Maddesi olduğunu, dava konusu yerin satış işleminin mümkün olmadığının bu kanun hükmü gereği sabit olduğunu, satış işleminin en baştan itibaren geçersiz olduğunu, müvekkili belediyenin davacıya karşı zapttan tekeffül sorumluluğunun geçerli bir satış olmadığından bulunmadığını, zapta karşı tekeffil sorumluluğundan bahsedilebilmesi için üçüncü bir kişinin zaptının söz konusu olması gerektiğini, dosyada üçüncü bir kişinin dava konusu taşınmazı davacıdan alması değil, satış işleminin dayanağı olan meclis kararının iptal edilmiş olması sebebi ile ve yargı kararı ile müvekkili Belediyenin geri alması durumunun söz konusu olduğunu, bedelin belirlenmesinde de hata yapıldığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava konusu taşınmazların rayiç değeri değil, davacının ihale sonucunda müvekkili Belediyeye ödediği bedel ile sınırlı olması gerektiğini, geçersiz sözleşmelerde yalnızca sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre karşilıklı olarak verdiklerini geri alma hakkına sahip olunduğunu, emsal...

      Kiraya verenin zapta karşı tekeffül borcu 6098 Sayılı TBK.’nun 309. maddesinde düzenlenmiştir. Kiraya veren kiralananı her türlü maddi ve hukuki ayıptan ari olarak kiracının kullanımına sunmak ve kira müddetince bu hali ile muhafaza etmekle yükümlüdür. Üçüncü kişinin aynî bir hakka dayalı olarak kiralanan üzerinde ileri sürdüğü talepler kiraya verenin tekeffülü altındadır. Davacı kiracının ödemek durumunda kaldığı ecrimisil bedellerinin de bu kapsamda değerlendirilmesi zorunludur. Bu nedenle Mahkemece, kira sözleşmesi ile aynı döneme rastlayan ecrimisil ödelemeleri yönünden kiraya veren davalı Belediyenin sorumlu olduğu gözetilerek , davanın Belediyeye karşı açılması gerektiğinden bahisle husumetten red kararı verilmesi gerekirken davanın esasına ilişkin hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir ....

        Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle zapta karşı tekeffül ve sebepsiz zenginleşme kavramlarının açıklanması ve ilgili yasal düzenlemelere değinilmesi yerinde olacaktır. Zapta karşı tekeffül, satılan malın üçüncü bir kişinin iddia ettiği üstün bir hak yüzünden alıcının elinden alınmasından veya iddia olunan bu hak sebebiyle alıcının mülkiyet hakkını gereği gibi kullanamamasından dolayı satıcının sorumlu olmasıdır. Bu sorumluluk, satıcının mülkiyeti nakil borcunun bir sonucu ve müeyyidesidir. Konunun düzenlendiği ve eldeki uyuşmazlıkta uygulanması gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’un (TBK) 214. ve devam eden maddelere göre; satıcının zapta karşı tekeffül borcundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için; satılan malın alıcıya teslim edilmiş olması, üçüncü kişinin satılan şey üzerinde zaptı sağlayacak bir hakkının satım sözleşmesinin kurulmasından önce kazanılmış ve sözleşmenin yapılması sırasında da mevcut bulunması şarttır....

        Somut olayda mahkemece hüküm kurulurken kısa kararda Islah edilen davanın kabulüne, ayıba karşı tekeffül hükümlerine göre 8.590,90 Tl alacağın 500,00 TL sinin dava tarihinden itibaren kalan kısmının ıslah tarihi 17/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, ” denilmiş, gerekçeli kararın hüküm kısmında ise kısa karardan farklı olarak "Islah edilen davanın kabulüne, ayıba karşı tekeffül hükümlerine göre 8.500,90 TL alacağın 500,00 TL sinin dava tarihinden itibaren kalan kısmının ıslah tarihi 17/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine," denilmiş olmakla kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki oluşmuş olup, bu ise az yukarıda açıklandığı üzere usul ve yasaya aykırıdır. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. 2-Bozma nedenine göre, davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir....

          Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül borcunu düzenleyen Borçlar Kanununun 189. maddesinde, satıcının, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satım akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zapt edilmesinden, alıcıya karşı mesul ve zamin olduğu açıklandıktan sonra, devamındaki 2012/11475-16676 maddelerde de, (BK.189-193 mad.) bu yükümlülüğün koşulları ve zararın kapsamı konusunda açıklamalar getirilmiştir. BK.nun 192. maddesı de, satılanın tamamen zaptı halinde, satımın münfesih addolunacağı ve alıcının, satıcıdan aynı maddenin 1, 2, 3 ve 4. bentlerinde yazılı zararları isteyebileceğini, hükme bağlamıştır. Bu hükümlere göre, satılanın, tamamen zaptı halinde alıcı, satılandan elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği semereler düşülmek suretiyle, ... olduğu semenin faizi ile birlikte iadesini isteyebilir. Satım bozulduğuna göre, satıcının mal varlığında satım bedeli nedensiz kalır....

            Ayıba ilişkin bu genel açıklamadan sonra belirtmek gerekir ki satıcının ayıptan sorumluluğuna da "ayıba karşı tekeffül" denmektedir ve satıcının ayıba karşı tekeffül borcu Borçlar Kanununun 194 ilâ 207. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Anılan Kanunun “Ayıba Karşı Tekeffül”e ilişkin 194. maddesinde: “Bayi müşteriye karşı mebiin zikir ve vadettiği vasıflarını mütekeffil olduğu gibi maddi veya hukuki bir sebeple kıymetini veya maksut olan menfaatini izale veya ehemmiyetli bir suretle tenkis eden ayıplardan salim bulunmasını da mütekeffildir. Bayi, bu ayıpların mevcudiyetini bilmese bile onlardan mesuldür.” hükmü yer almaktadır. Ayıba karşı tekeffül, doktrinde; satılan şeyde satıcı tarafından zikir ve vaad edilen vasıfların bulunmamasından veya satılan şeyin değerini yahut akit gereğince ondan beklenen faydaları azaltan veya kaldıran noksanları bulunmasından satıcının sorumlu tutulması şeklinde tarif edilmektedir (Edis,: S. Satıcının Ayıba Karşı Tekeffül Borcu , Ankara 1963, s. 7)....

              . - K A R A R - Dava; finansal kiralama sözleşmesine dayalı olarak davalı kiralayanın, davacı kiracıya ayıplı mal teslim etmesi iddiasına dayalı kiralanan mal nedeni ile 1.739,810,600TL'nin istirdatı ve 2.510.530.740TL için borçlu olmadığının tespiti, olmadığı takdirde sözleşmenin feshi ve malın iadesi istemine ilişkindir. Davacı ......

                Mahkemece, davalının zapta karşı tekeffül hükümlerine göre davacı zararından sorumlu olduğu sonucuna varılarak, davanın kabulü ile taşınmazların belirlenen rayiç değerin tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, satılan taşınmazın üstün hakka dayalı olarak dava dışı orman idaresi tarafından zaptedilmesi nedeni ile tazminata ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı zararının hangi usul ve ilkelere göre belirleneceği hususunda toplanmaktadır. Davacıya satılan taşınmazlara ait tapu kayıtlarının davalı Hazine tarafından oluşturulduğu, davacıya ihale yolu ile satılıp mülkiyetinin geçerli şekilde devir edildiği, ne var ki, daha sonra orman idaresinin açtığı dava sonunda taşınmazların evveliyatının orman olduğu gerekçesi ile tapuların iptal edildiği açık ve belirgindir....

                  UYAP Entegrasyonu