Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuki dayanağı B.K. 189 ve devamı maddelerinde düzenlenen zapta karşı tekeffül hükümleridir. Borçlar kanunun 189. maddesi hükmüne göre satıcı, satın alınan şeyin üçüncü şahıs tarafından satım akdi zamanında mevcut bir hak sebebiyle tamamen veya kısmen zaptedilmesinden alıcıya karşı sorumludur. Yasa satıcının zapta karşı tekeffülden doğan bu sorumluluğunu, kötüniyetli olması haline bağlamamıştır. Satıcının satılanın çalıntı olduğunu bilmemesi, iyiniyetli olup, yine iyiniyetli olarak satması halinde dahi sattığı kişiye zapta karşı tekeffülden doğan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Davacınında BK. 189/2 maddesi hükmü anlamında satış sırasında zabıt tehlikesinden haberdar olduğu yani kötü niyetli olduğu da iddia ve isbat edilmediği gibi, böyle bir durumda söz konusu değildir. Satıma konu aracın malikinden çalındığı, davacınında bunu vermek zorunda olduğu gibi, emniyetçe alınarak asıl malikine verildiği anlaşılmaktadır....

    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Borçlar Kanununun 214 (eski BK 189) ve devamı maddelerinde düzenlenen, zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Mahkemece aracın satın alındığı tarih ve Asliye Ceza Mahkemesinin kararından sonra 2 yıllık zamanaşımı süresi dolduğu gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Oysa davacının aracı 08.05.2013 tarihinde polis ekipleri tarafından Asliye Ceza Mahkemesinin kararına istinaden Gümrük Müdürlüğü'nün parkına çekilmiştir. O halde davacının aracının zapt edildiği tarih olan 08.05.2013 tarihinden itibaren davanın açıldığı 02.08.2013 tarihine kadar zamanaşımı süresi gerçekleşmemiştir. Mahkmece işin esasına girilerek hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile zamanaşımı süresinin dolduğundan bahisle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

      Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, T.B.K'nın 214 (eski BK 189) ve devamı maddelerinde düzenlenen, zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül borcunu düzenleyen Borçlar Kanununun 214. maddesinde, satıcının, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satım akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zapt edilmesinden, alıcıya karşı sorumlu olduğu açıklandıktan sonra, devamındaki maddelerde de, bu yükümlülüğün koşulları ve zararın kapsamı konusunda açıklamalar getirilmiştir....

        değil ayıba karşı tekeffül hükümlerinin uygulanabileceğini, cevap dilekçesi ekindeki Hukuk Genel Kurulu'nun 2011/19-......

          Mahkemece,davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm davacının ise sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Borçlar Kanununun 189. ve devamı maddelerinde düzenlenen, zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır.Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül borcunu düzenleyen Borçlar Kanununun 189. maddesinde, satıcının, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satım akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zapt edilmesinden, alıcıya karşı mesul ve zamin olduğu açıklandıktan sonra, devamındaki maddelerde de, (BK.189-193 mad.) bu yükümlülüğün koşulları ve zararın kapsamı konusunda açıklamalar getirilmiştir....

            Ticaret Bakanlığı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zapta karşı tekeffül hükümleri çerçevesinde oluşturulan bir gerekçe ile biçimlendirildiğini, dava dilekçesi olmak üzere hiçbir aşamada davacı tarafından bu nitelendirilmenin zikredilmediğini, davacının kusur-zarar-illiyet bağı kavramlarını temellendirmeden salt zarar olgusunu vurgulayarak eldeki davayı açtığını, kusurun nasıl oluştuğu, kusur ile zarar arasında nasıl bir illiyet bağı olduğunun belirsiz ve temelsiz olduğunu, ayıba karşı tekeffül hükümleri uygulanacak olsa dahi davacının hiçbir şekli prosedürü yerine getirmediğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönden bir hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....

              Bu durumda davacı alıcının TBK'nın 214 ve devamı maddeleri gereğince ödemiş olduğu miktarı zapta karşı tekeffül hükümleri gereğince akidi olan davalıdan tahsilini talep etmekte haklı olduğu, davalı satıcının davacı alıcıya karşı hukuki ayıbı bilmese dahi sorumlu olmasına, zira satış sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül sorumluluğunun kusursuz sorumluluk niteliğinde bulunmasına, dolayısıyla davalının iyi niyetli olup olmadığının sonucu ve verilen karara etkisinin bulunmadığı anlaşıldığından davacının zapta karşı tekeffülden kaynaklı zararının satış bedeli olduğu anlaşılmakla davacının zapta karşı tekeffül hükümleri gereğince ilk talebinin kısmen kabulü ile; 20.079,00 TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin ve taraflar arasındaki işlemin ticari satıştan kaynaklanmadığı, ticari satışlarda uygulanan avans faizinin uygulanamayacağı anlaşıldığından avans faizi uygulanmasına ilişkin talebin reddine...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliği itibariyle durumun değerlendirilmesi görevi 13. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 13. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 25.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, denkleştirici adalet gözetilerek 228.985,80 YTL nin tahsiline, diğer 2008/10247-2009/3257 talepler ile karşı davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanarak eldeki davayı açmıştır. Yargıtay’ın sapma göstermeyen kararlarına göre özel mülk olarak tescile tabi olmayan bir taşınmaz, her nasılsa özel mülk olarak tapuya tescil edilerek hakkında sicil oluşturulmuşsa, bu sicil taşınmazın tescile tabi olmayan yerlerden olduğu sonucunu değiştirmez....

                  Mahkemece 6762 sayılı TTK.’nun 25/4. maddesinde belirtilen 6 aylık zamanaşımı süresinin dolmuş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı ticari davalarda satılanın daha uzun süreli garanti kapsamına alınması durumunda, garanti süresi sonuna kadar dava açılabilir.Dosya içerisinde bulunan ve taraflarca imzalanan sipariş formundan satıma konu malların 2 yıl süre ile garanti altına alındığı anlaşılmakla mahkemenin bu gerekçesi doğru olmadığı gibi uyuşmazlığın çıktığı tarihte 6102 sayılı TTK.'nın 23. maddesinde zamanaşımı süresi öngörülmemiş olup, bu maddenin yollaması ile 6098 sayılı TBK.’nun 231/1. maddesi uyarınca ticari satımlarda ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı alacak davalarında zamanaşımı süresi 2 yıldır. Bu durumunda gözetilmemesi doğru değildir....

                    UYAP Entegrasyonu