Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; dava konusu araç kaydına Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/11651 Hazırlık sayılı dosyasından çalıntı şerhi konulduğu, aracın henüz zaptedilmediği, ceza yargılamasının devam ettiği, zabtedilmeyen araç için zapta karşı tekeffül davasının açılamayacağı, zapt gerçekleştiğinde davacının bu davayı açabileceği, bu aşamada bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı tarafça temyiz edilmiştir. Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı sorumluluğunu düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 214. maddesine göre; “ Satış sözleşmesinin kurulduğu sırada var olan bir hak dolayısıyla, satılanın tamamı veya bir kısmı bir üçüncü kişi tarafından alıcının elinden alınırsa satıcı, bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olur.”...

    Mahkemece davacıya yapılan araç satışından davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş,hüküm davalı yanca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık geçerli satıştan kaynaklanan BK. 189 ve sonraki maddelerinde düzenlenen zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmıştır. Davacının ......

      Davacı tarafça istinaf başvuru dilekçesine karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, taraflar arasındaki geçerli satıştan kaynaklanan 6098 sayılı TBK'nun 214. vd. maddeleri kapsamında zapta karşı tekeffül hükümleri çerçevesinde satıcıya karşı açılmış sözleşmenin feshi ve alacak talebine ilişkin olup, talep; davacının ihtiyati haciz talebinin kabulüne dair ara karar ile ihtiyati haciz teminatının kaldırılmasına yönelik ara karara karşı davalı vekilince yapılan istinaf kanun yolu başvurusudur....

      HUKUK DAİRESİ Taraflar arasında taşınmaz satışına dair geçerli sözleşme bulunmakta olup, uyuşmazlık; ayıba karşı tekeffül hükümleri uyarınca alacak istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2008 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen İş Bölümü Kararı ile Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin temyiz inceleme görevi; "Kararı veren mahkemenin sıfatına, nitelendirmesine ve sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, geçersiz sözleşmeden kaynaklanan (sebepsiz zenginleşmeden) (TBK m. 77 ila 82) davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" olarak düzenlenmiştir. Davanın açıklanan bu niteliği ve Yargıtay İş Bölümü Kararına göre, temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek Yargıtay 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 15.05.2018 gününde oybirliği ile karar verildi....

        devredilen işyerini çalıştıramadığını, zira mal sahibinin buna karşı çıktığını ve demirbaşları almadan işyerinden ayrılmak zorunda kaldığını iddia etmiştir. Bu durumda mahkemece kira ilişkisi yönünden BK.nun 249 ve devamı maddeleri hükümleri, satış ilişkisi yönünden ise zapta karşı tekeffül hükümleri üzerinde durulup tartışılarak iddia ve savunma çerçevesinde toplanacak deliller hep birlikte değerlendirilip dava konusu senetlerin karşılıksız kalıp kalmadığı hususunda uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar yararına hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 28.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Resim ve Heykel Müzesinden çalınan eşyalara ilişkin soruşturma kapsamında el konulduğunu, zapta karşı tekeffül hükümleri çerçevesinde tablonun satış bedelinin davalılardan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine haksız itiraz edildiğini ileri sürerek, vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemiştir. Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur. ... Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi, davacının istinaf başvurusunu reddetmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

            Hakim hukuki nitelendirme ile bağlı olmadığından taraflarca zapta karşı tekeffül olarak nitelenmiş olsa dahi, 3. Kişinin üstün hakkı nedeniyle zapt etmesi söz konusu olmadığından ve fakat satılan içkilerin sahte olması iddiasının ayıba karşı tekeffül kapsamında değerlendirilmesi gerekir. Ayıba karşı tekeffül yönünden değerlendirme yaparken satılan malın ayıplı olduğu ve zararın bulunduğunu davacı ispat yükü altındadır. Taraflarca getirme ilkesi gereği tarafların sunduğu deliller, imha tutanakları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde 23/06/2016 ve 15/12/2016 tarihli bilirkişi raporlarında imha tutanağındaki içkilerin dökümü yapılmış ve bu içkiler yönünden ayıp ve zararın ispatlandığı kabul edilmiştir. Ayıba karşı tekeffül hükümleri uyarınca (TBK 228 vd.) ceza dosyasında davalının satılan içkilerin ayıplı olduğu hususunun bilindiği veya bunda bir kusuru olduğu hususunun ispatlanamadığı kabul edilmiştir....

              Yukarıdaki açıklamalar ışığında, davalı zapta karşı tekeffül hükümlerine göre rayiç değerden sorumlu olup, mahkemece davalının, taşınmazın zaptedilen kısmının rayiç değerinden sorumlu tutulmaması ve dolayıyla aksi düşünce ile verilen hükmün bozulması gerekir. Bu nedenle sayın çoğunluk kararına katılamıyorum....

                UYUŞMAZLIK KONUSU OALN HUSUSLAR Uyuşmazlık; ayıba karşı tekeffül hükümleri uyarınca ayıplı araç satışı nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın oluşup oluşmadığı hususuna ilişkindir. DELİLLERİN DEEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Taraf vekillerinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır. Dava ayıba karşı tekkeffül hükümleri uyarınca satım sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

                  Şti'ne karşı açılacak davada değerlendirme konusu yapılacağı, ... Ltd.Şti'ne karşı ayıba karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanan yasal haklarını kullanmaksızın muvafakatnamenin geçersizliğinden bahisle davalı Finasal Kİralama şirketine karşı sözleşmenin feshi ile ödediği kira bedelinin tahsilini talep etmesinin Finansal Kiralama Sözleşmesi'nin 7a ve 8b maddelerine aykırı düştüğü,, davacının öncelikle dava dışı satıcıya karşı ayıba karşı tefekkül hükümlerine dayalı davasını açıp, muvafakatnamenin geçerliliğinin bu davada değerlendirilmesi gerektiği, muvafakatnamenin geçersiz olduğu veya Finansal Kiralama şirketinin satıcıya karşı dava açılmasını gerektirir şekilde muvafakatname vermemesi durumunda, Finansal Kiralama şirketine karşı yasal haklarını kullanması gerektiğinden, erken açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu