Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK DAİRESİ Uyuşmazlık; geçerli taşınmaz satış sözleşmesi sonrası zapta karşı tekeffülden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine 20.03.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

    Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/358 esas sayılı dosyası ile tapu iptal ve tescil davası açıldığını, mahkemece yapılan yargılama sonucunda adına olan tapu kaydının iptaline karar verildiğini, söz konusu kararın 22/05/2014 tarihinde Yargıtay kararı ile kesinleştiğini, kesinleşen karara istinaden taşınmazın tapu kaydının iptali ile dava dışı 3.kişi adına tescil edildiğini ileri sürerek, zapta karşı tekeffül hükümleri gereğince gerçek ve güncel zararın tepiti ile tam zapt halinin gerçekleştiği 22.05.2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 50.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

      DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, zapta karşı tekeffül hükümlerine dayalı alacak talebine ilişkindir. Taşınır satışında zapttan sorumluluğu düzenleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 214.maddesine göre satış sözleşmesinin kurulduğu sırada var olan bir hak dolayısıyla, satılanın tamamı veya bir kısmı bir üçüncü kişi tarafından alıcının elinden alınırsa satıcı, bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olur....

      Bu haliyle imalathanedeki makinelerle ile ilgili haciz uygulandığından bahisle zapta karşı davalı yanın sorumlu olduğu ve bu nedenle borçlu bulunulmadığı iddiasıyla sözleşme ile yükümlenilen edim yok sayılamaz. Ezcümle, devre konu imalathanedeki makinelere haciz konulduğu iddiası gerçek ve sabit olsa dahi bu durum sözleşme ile davacının yükümlendiği edimi, yani faturadan kaynaklı borcu ortadan kaldırmaz. Davacı, ancak, devre konu imalathanenin içindeki makinelerle devredildiği iddiasıyla zapta karşı tekeffül hükümlerini işletebilir. Bu anlamda davacı tarafça celbi talep edilen ve kesinleştiği belirtilen icra hukuk mahkemesindeki uyuşmazlığın işbu uyuşmazlığa bir katkısı bulunmamaktadır. Bu hukuki tespitlerle birlikte rapor sonucu belirlenen mali tespit içeriğine göre davacı, yine kendisinin fotokopisini ibraz ettiği sözleşmede yer alan ------faturasından kaynaklı borçlu bulunmadığını ispat edememiştir....

        Zapta karşı tekeffül hükümleri doğrultusunda davacının kendinden önceki satıcıya müracaat hakkı olup işin esasının incelenmesi gerekirken husumet yokluğu nedeniyle reddi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 21/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/02/2022 NUMARASI : 2010/138 ESAS - 2022/50 KARAR DAVA KONUSU : Zapta Karşı Tekeffül Nedeniyle Tazminat ve Mahrum Kalınan Kâr Kaybı KARAR : Adana 2....

          Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül borcunu düzenleyen Borçlar Kanununun 189. maddesinde, satıcının, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satım akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zapt edilmesinden, alıcıya karşı mesul ve zamin olduğu açıklandıktan sonra, devamındaki maddelerde de, (BK.189-193 mad.) bu yükümlülüğün koşulları ve zararın kapsamı konusunda açıklamalar getirilmiştir. Borçlar Kanununun 192. maddesinde, satılanın tamamen zaptı halinde, satımın münfesih addolunacağı ve alıcının, satıcıdan aynı maddenin 1, 2, 3 ve 4. bentlerinde yazılı zararları isteyebileceğini hükme bağlamıştır. Bu hükümlere göre, satılanın tamamen zaptı halinde alıcı, satılandan elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği semereler düşülmek suretiyle, ödemiş olduğu semenin faizi ile birlikte iadesini isteyebilir. Satım bozulduğuna göre, satıcının 2013/4679-11871 mal varlığında satım bedeli nedensiz kalır....

            Somut olayda; gerek davacıya gerekse davacıdan 3. kişiye taşınmazın satışında tapuda geçerli bir satış sözleşmesi yapılmış olduğuna ve bu sözleşmenin ifasından sonra üçüncü kişinin (somut olayda Orman Yönetiminin) zaptı nedeni ile davacının taşınmazı satın aldığı ve akidi olan Hazineye karşı bu davayı açtığına göre Borçlar Kanununun 217. maddesinde düzenlenmiş zapta karşı tekeffül hükümlerinin uygulanması gerekir. Kanunda zapta karşı tekeffül davalarına ilişkin özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresi sözleşme ilişkilerindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresi olup, tapu iptal ve tesciline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği 15/09/2009 tarihi ile dava tarihi arasında 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, davanın süresinde açıldığı kabul edilerek, davanın esasına girilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir....

              Burada hemen belirtilmelidir ki, yüklenicinin eseri meydana getirerek teslim borcundan sonra bunların yerini ayıba karşı tekeffül borcu alır. Bir tanımlama yapmak gerekirse yüklenicinin ayıba karşı tekeffül borcu demek onun eserin teslim borcunun tamamlayıcısı olarak meydana getirdiği eserde teslimden sonra ortaya çıkan ayıp ve eksiklikleri üstlenme borcu demektir. Değişik bir anlatımla söylemek gerekirse, eser teslim olunsa dahi fen ve sanat kurallarına uygun yapılmamış ve bu haliyle iş sahibinin beklentilerini karşılar özellikleri taşımıyorsa bunun sonuçlarına yüklenici, ayıba karşı tekeffül borcu nedeniyle katlanmalıdır. Aslında arsa sahibine teslim edilmiş eserin arsa sahibinden kaykanlanmayan nedenlerle, deprem gibi bir sebebe bağlı olarak yıkılıp yok olması ile eserin (binanın) hiç teslim edilmemesi arasında fark yoktur. Yeter ki, yıkım arsa sahibinden kaynaklanmayan nedenlerden meydana gelmiş olsun....

                Yukarıdaki açıklamalar ışığında, davalı gerek zapta karşı tekeffül hükümlerine ve gerekse tapu kaydının düzenli oluşturulup tutulmamasından dolayı davacının gerçek zararından dolayısı ile rayiç değerden sorumlu olup, mahkemece verilen kararın onanması düşüncesinde olduğumuzdan aksi yöndeki sayın çoğunluk kararına katılamıyoruz....

                  UYAP Entegrasyonu