Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Leasing şirketine karşı açılması gerektiğini belirtmiş ayrıca cihazın eksiksiz olarak teslim edildiğini söyleyerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, cevap ve toplanan deliller doğrultusunda; cihazın dava dışı Leasing şirketinden kiralandığı, davalı satıcının Leasing sözleşmesinde ayıba karşı tekeffül borcunun olmadığı, davanın bu nedenle Leasing şirketine karşı açılması gerektiği gerekçesiyle davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık satıcının ayıplı mal satışından kaynaklanan sorumluluğuna dayanmaktadır. Dava konusu tıbbi cihazın finansal kiralama yoluyla davalı tarafından davacıya satıldığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davacı, dava dışı ... Leasing şirketi ile arasında düzenlenen finansal kiralama sözleşmesinin 29/a maddesi uyarınca bu davayı açma konusunda finansal kiralama şirketi tarafından kendisine yetki verildiğine dair belgeyi dosyaya sunmuştur....

    Burada hemen belirtilmelidir ki, yüklenicinin eseri meydana getirerek teslim borcundan sonra bunların yerini ayıba karşı tekeffül borcu alır. Bir tanımlama yapmak gerekirse yüklenicinin ayıba karşı tekeffül borcu demek onun eserin teslim borcunun tamamlayıcısı olarak meydana getirdiği eserde teslimden sonra ortaya çıkan ayıp ve eksiklikleri üstlenme borcu demektir. Değişik bir anlatımla söylemek gerekirse, eser teslim olunsa dahi fen ve sanat kurallarına uygun yapılmamış ve bu haliyle iş sahibinin beklentilerini karşılar özellikleri taşımıyorsa bunun sonuçlarına yüklenici, ayıba karşı tekeffül borcu nedeniyle katlanmalıdır. Aslında arsa sahibine teslim edilmiş eserin arsa sahibinden kaykanlanmayan nedenlerle, deprem gibi bir sebebe bağlı olarak yıkılıp yok olması ile eserin (binanın) hiç teslim edilmemesi arasında fark yoktur. Yeter ki, yıkım arsa sahibinden kaynaklanmayan nedenlerden meydana gelmiş olsun....

      Davalılar süresi içerisinde usulüne uygun şekilde zamanaşımı def’inde bulunmuşlardır. 6762 sayılı TTK.nun 25/4.maddesi uyarınca, ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayanan ticari satışlarla ilgili davalarda zamanaşımı süresi (6) ay ise de, satılanın daha uzun bir süre garanti kapsamına alınması durumlarında garanti süresi sonuna kadar dava açılabilir. Öte yandan satıcı, alıcıyı iğfal etmiş ise, yasada öngörülen zamanaşımından yararlanamaz (B.K.m.207/son)....

        Mahallesi 10033 ada 1 parsel (eski 731 ada 5 parsel) sayılı taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca Hazineden, zapta karşı tekeffül hükümleri gereğince de diğer davalılardan tazminini talep etmiştir. II. CEVAP 1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı yönünden ve 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. 2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil idareye husumet yöneltilemeyeceğini, davanın zamanaşımı süresinin dolduğunu, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 214 üncü madde şartlarının oluşmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. 3....

          Bu durumda mahkemece, zapta karşı tekeffül hükümleri uygulanarak davacının gerçek ve güncel müspet zararına hükmedilmesi yönündeki kararı sonucu itibariyle usul ve yasaya uygun olup, direnme kararı yerindedir..."hususları vurgulanmıştır. Yine ayın konuda 5.Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 23.06.2020 tarih ve 2020/2041 Esas, 2020/3299 Karar sayılı ilamında ise ".BK'nun 189. maddesinin birinci bendinde, "satıcı, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satımın akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zaptedilmesinden alıcıya karşı mes'ul ve zamindir." yazılıdır. Madde metninden de açıkça anlaşılacağı gibi mevcut ayıp ister subjektif bir haktan, isterse objektif bir hukuk kuralından doğmuş olsun satıcı, devrini taahhüt edip gerçekleştirdiği hakkın kendi malvarlığında mevcut olduğu yönünü de zamindir. Devredilen hak, herhangi bir nedenle devri taahhüt edilen hakka uygunluk göstermiyorsa satıcı bundan sorumludur....

          Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davalının aracı başka bir şahıstan satın aldığı ve aracın ithalat işlemleri ile ilgili herhangi bir eylemi olmadığı anlaşılmış ise de; davacıya sattığı esnada aracın ayıpsız olduğunu davacıya karşı temin ettiği, araca el konulması nedeniyle kendisinden kaynaklanmasa bile araçtaki ayıplardan sorumlu olacağı, davacının aracı 89.000,00 TL bedelle satın aldığı, aracı iade kaydı ile bedelin kendisine ödenmesini talep edebileceği, davalıyı temerrüde düşürmüş olduğundan isteyebileceği faiz miktarının 614,47 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline, icra takibinin 89.000,00 TL asıl alacak, 614,47 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 89.614,47 TL üzerinden devamına, kabul edilen alacak miktarı üzerinden % 20 oranında hesap edilen 17.800,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

            HUKUK DAİRESİ Taraflar arasında taşınmaz satışına dair geçerli sözleşme bulunmakta olup, uyuşmazlık; ayıba karşı tekeffül hükümleri uyarınca alacak istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2008 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen İş Bölümü Kararı ile Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin temyiz inceleme görevi; "Kararı veren mahkemenin sıfatına, nitelendirmesine ve sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, geçersiz sözleşmeden kaynaklanan (sebepsiz zenginleşmeden) (TBK m. 77 ila 82) davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" olarak düzenlenmiştir. Davanın açıklanan bu niteliği ve Yargıtay İş Bölümü Kararına göre, temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek Yargıtay 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 15.05.2018 gününde oybirliği ile karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, araç satım sözleşmesinden kaynaklanan ayıba karşı tekeffül hükümleri gereğince alacak istemine ilişkindir. 14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanunun 8.maddesiyle Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca 01.03.2014 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan iş bölümü kararının Yüksek 13.Hukuk Dairesi için Borçlar Kanunun ikinci kısmında yer alan sözleşmelerden (istisna akdi hariç akdin muhtelif nevilerinden) kaynaklanan davalar bakımından Sulh ve Asliye ayrımının yapılmadığı ve incelemenin bu nedenlerle Yüksek 13.Hukuk Dairesince yapılacağından uyuşmazlık konusu dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 03.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Dere tablosunu satın aldıklarını, davalının hesabına ödemenin yapıldığını, satın aldıktan sonra Ankara Resim ve Heykel Müzesinden çalınan eşyalar ile ilgili soruşturma yapıldığını bilahare İstanbul Anadolu 23.Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2013/760 D.İş sayılı dosyası ile tabloya el konulduğunu, borçlunun zapta karşı tekeffül borcu bulunduğunu belirterek alacağının tahsili için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali ve takibin devamına, davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. İlk Derece Mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile, davalı borçlunun İstanbul 5. İcra Müdürlüğünün 2013/30300 E. sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 30.000,00-USD asıl alacak ve 69,02 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 30.069,02 USD ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek 3095 s. Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 4/a....

                  karşı tekeffül kurumunun uygulanabileceği, 6098 Sayılı Borçlar Kanunu'nun "Zapttan sorumluluk" başlıklı 214. maddesine göre, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada var olan bir hak dolayısıyla, satılanın tamamı veya bir kısmı bir üçüncü kişi tarafından alıcının elinden alınırsa satıcı, bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olur....

                  UYAP Entegrasyonu