Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

MAHKEMESİ Uyuşmazlığın konusu araç satım sözleşmesi sonrası ayıba karşı tekeffül borcundan kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. ....02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanunun ....maddesiyle ... Yasasının ....maddesinde yapılan değişiklik uyarınca 01.03.2012 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan iş bölümü kararının ... ....... Dairesi için Borçlar Kanunun ikinci kısmında yer alan sözleşmelerden (istisna akdi hariç akdin muhtelif nevilerinden) kaynaklanan davalar bakımından Sulh ve Asliye ayrımının yapılmadığı ve incelemenin bu nedenlerle ... ....... Dairesince yapılacağından uyuşmazlık konusu dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere ... ....... Dairesine gönderilmesine, 09.....2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    in  Borçlar Yasasının 189 ve devamı maddelerinde düzenlenen satıcının zapta  karşı tekeffül hükümlerine göre sorumlu tutulduğu, Hazinenin ise Medeni Yasanın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulması nedeniyle sorumlu tutulduğu, tazminat alacağının farklı nedenlerden kaynaklandığı için, Hazine ve ...'in davacı şirketlerin zararlarından   müteselsil olarak sorumlu olduğuna karar verilemeyeceği gibi, Hazine hem davacı şirketlere hem de davalı ve karşı davacı ...'e aynı anda tazminat ödemeye mahkum edilemez.  Mahkemece, davalı ...'in zapta karşı tekeffül hükümlerine göre sorumlu olup olmadığı araştırılarak, sorumluluğu var ise, tapu maliki şirketlerin zararının bu kişiden alınarak davacı şirketlere verilmesine, ... ödemesine karar verilen zararın miktarına, alım satım işlemi nedeniyle ödedikleri ve edindiklerine göre tapu sicilinin tutulması nedeniyle oluşan zararı söz konusu ise bu miktarın Hazineden alınarak davalı ve karşı davacı ......

      Taşınır sözleşmesinde satıcının taşınırı teslim etmek ve mülkiyeti alıcının üzerine geçirmek gibi asıl borcu yanında satılan malı saklama ve gerektiğinde taşıma masraflarını ödeme borcu gibi tali nitelikte borçları da bulunmaktadır. 6098 sayılı TBK'nın “Ayıptan Sorumluluk”a ilişkin 219.maddesinde:“ Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.” hükmü yer almaktadır. Hukuki ayıp, satılanın mutlaka alıcının elinden alınması sonucunu doğurmaz. Bu hal satıcının zapta karşı tekeffül sorumluluğuna değil, ayıba karşı tekeffül sorumluluğuna yol açar....

        Mahkemece yapılan yargılama sonucunda tacirler arasındaki ayıba karşı tekeffül süresinin 6 ay olduğu, garanti süresi ile bunun iki yıla çıkardıkları, davanın garanti süresi dolduktan ve teslim tarihinden yaklaşık dört yıl üç ay geçtikten sonra açıldığı anlaşıldığından davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davacı TTK’nun 25/3.maddesi gereğince süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı gibi, BK.’nun 207/son maddesi uyarınca satıcının alıcıyı iğfal ettiğinin de kanıtlanamamış olmasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir....

          Davalı satıcının ayıba karşı tekeffül borcu bulunmaktadır. Ancak dava konusu alacak tarafların kendi iç ilişkilerine göre belirlenmelidir. Davacı 3.kişiye ödediği miktarı davalıdan isteyemez. Davacı ancak davalı ile arasındaki sözleşme hükümlerine göre davalıdan zararını talep edebilir. O halde mahkemece, davacının talep edebileceği miktarın taraflar arasındaki sözleşmeye göre gerekirse bu hususta bilirkişi raporu alınmak suretiyle belirlenip hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 135,00 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Az yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda ayıba karşı tekeffül hükümleri gereğince davacı uğradığı zararları akidi olan davalıdan isteyebilir. Davacı BK 194 ve sonraki ayıba karşı tekeffül maddeleri hükümlerine göre davalıdan tazminat istemekte haklıdır. Mahkemece davacının talep edebileceği tazminat miktarı konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli şekilde araştırılıp tespit edilerek hasıl olacak sonuca uygun şekilde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 15.6.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Az yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda ayıba karşı tekeffül hükümleri gereğince davacı uğradığı zararları akidi olan davalıdan isteyebilir. Davacı BK 194 ve sonraki ayıba karşı tekeffül maddeleri hükümlerine göre davalıdan tazminat istemekte haklıdır. Mahkemece davacının talep edebileceği tazminat miktarı konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli şekilde araştırılıp tespit edilerek hasıl olacak sonuca uygun şekilde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde iadesine, 16/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Tüketici Mahkemesi K A R A R Dava, sözleşmeye dayalı alacak nedeniyle yapılan icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın iptali, karşı dava ise sebepsiz zenginleşme hukuki nedenine dayalı alacak istemine ilişkin olup, asıl davacı davasını 12.04.2005 tarihli dilekçesi ile tamamen ıslah ederek mülkiyet hakkına dayanarak iade yolu ile tapu iptali ve tescil istemiştir. Mahkemece dava ve karşı davanın reddine karar verilmiş, hükmü asıl davacı temyiz etmiş olduğundan temyiz edenin sıfatına göre, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 1.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 28.05.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                  Davalı vekilinin diğer bir istinaf nedeni olarak; tazminat bedeli olarak üyeliği devredenlerin serbest piyasa koşulları altında kendi aralarındaki alım satımı neticesi oluşan fiyattan zapta karşı tekeffül hükümleri uygulanarak ödenen en son meblağın tamamına hükmedildiği, oysaki zapta karşı tekeffül hükümlerinin uygulanmaması gerektiğini ileri sürmüş ise de yukarıda açıklandığı üzere 16 nolu bağımsız bölümünün üyeliğinin dava dışı ...'e tespiti nedeniyle davalı kooperatifin'in, öncelikle dairenin tahsis edildiği son üye ...'ın, sonrasında üyeliği devreden ... ve davacının zararlarını karşılamakla sorumlu olduğu, ...'ın zararı karşılandığı iddia edilmiş ise de bu husus ...'e bildirilmediğinden davalının sorumluluğu ortadan kalkmadığı, davacı aleyhine açılan rücuen tazminat davasının davalıya ihbar edilmesine rağmen davalı tarafça ödeme yapılmaması nedeniyle davalının faiz, yargılama ve takip giderlerinde de sorumlu olduğu görülmüştür....

                    Mahkemece, davalının zapta karşı tekeffül hükümlerine göre davacı zararından sorumlu olduğu sonucuna varılarak, davanın kabulü ile taşınmazların belirlenen rayiç değerin tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, satılan taşınmazın üstün hakka dayalı olarak dava dışı orman idaresi tarafından zaptedilmesi nedeni ile tazminata ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı zararının hangi usul ve ilkelere göre belirleneceği hususunda toplanmaktadır. Davacıya satılan taşınmazlara ait tapu kayıtlarının davalı Hazine tarafından oluşturulduğu, davacıya ihale yolu ile satılıp mülkiyetinin geçerli şekilde devir edildiği, ne var ki, daha sonra orman idaresinin açtığı dava sonunda taşınmazların evveliyatının orman olduğu gerekçesi ile tapuların iptal edildiği açık ve belirgindir....

                      UYAP Entegrasyonu