Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtayca duruşmalı incelenmesi davacı vekilince istenilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 06.12.2022 günü temyiz eden davacı vekili ve aleyhine temyiz olunan davalı Hazine vekilinin yüzlerine karşı, usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediğinden aleyhine temyiz olunan bir kısım davalı vekilinin ve davalı asilin yokluklarında duruşmaya başlanarak gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü; - K A R A R - Dava, mahkeme kararı ile tapunun iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK'nın 1007 nci maddesi uyarınca Hazine'den, zapta karşı tekeffül hükümleri gereğincede davalılardan tazmini istemine ilişkindir...

    Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, denkleştirici adalet gözetilerek 228.985,80 YTL nin tahsiline, diğer 2008/10247-2009/3257 talepler ile karşı davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanarak eldeki davayı açmıştır. Yargıtay’ın sapma göstermeyen kararlarına göre özel mülk olarak tescile tabi olmayan bir taşınmaz, her nasılsa özel mülk olarak tapuya tescil edilerek hakkında sicil oluşturulmuşsa, bu sicil taşınmazın tescile tabi olmayan yerlerden olduğu sonucunu değiştirmez....

      Davalı cevap dilekçesinde: Zapta karşı tekeffül borcunun doğumu için gereken koşulların dava konusu olayda gerçekleşmediğini belirterek hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, Davalı ... Başkanlığının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacının, dava değerini 4.05.2009 tarihli dilekçesi ile Islah ettiği anlaşılmakla ıslah edilen miktar yönünden ıslah tarihinden itibaren faiz talep etme hakkına sahip olduğu gözetilerek davanın ilk 10.000 TL lik kısmına dava tarihinden, bakiye kısım yönünden ise 4.05.2009 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, Bozma nedenidir....

        Davacı ile davalı arasında Borçlar Kanununun 189. ve devamı maddelerinde düzenlenen zapta karşı tekeffül hükümleri uygulanmalıdır. Borçlar Kanununun 192. maddesi uyarınca aracın tamamen zaptolunması halinde satım münfesih addolunur ve alıcı satıcıdan bu madde uyarınca belirtilen taleplerde bulunabilir. Aracın halen davacının elinde olup olmadığı, başka bir deyişle aracın zaptolunup olunmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece, öncelikle aracın zaptedilip edilmediği, davacının elinde olup olmadığı araştırılmalı, zaptedildiğinin anlaşılması halinde Borçlar Kanununun az yukarıda belirtilen maddeleri gözetilerek satımın feshi ile bilirkişi marifetiyle alacağın belirlenerek davacı talebi ile bağlı kalınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

          dava yöneltilmemesi için ve bu satış işlemleri silsilesinde tek kötüniyetli hareket eden kişi olduğu düşünülen arabayı satın almış olduğu ... isimli kişiye biran önce zapta karşı tekeffül hükümlerine karşı başvura bilmek için aralarında ... isimli kişi ile protokol imzaladığını, zararını karşıladığını, davalıya zararın giderilmesi için Beyoğlu .......

            Mahkemece, davacı her ne kadar zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanmış ise de tekeffül hükümlerinin düzenlendiği 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 310.maddesinin 2. fıkrasında "kamulaştırmaya ilişkin hükümler saklıdır" hükmünün yer aldığını, aynı şekilde Kamulaştırma Kanunu'nun 20/2 maddesinde "taşınmaz malın boşaltılması sebebiyle mal sahibi ve idare tazminat ile sorumlu tutulamaz" hükmünün düzenlendiğini, bu düzenlemeler karşısında davalı kiraya verenin taşınmazın kamulaştırılması nedeniyle davacı kiracının uğramış olduğu zarardan sorumlu olamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacının yapmış olduğu faydalı ve zorunlu masraflara ilişkin temyiz istemine gelince; Davada dayanılan ve hükme esas alınan 01.05.2010 başlangıç...

              Davacı tarafça istinaf başvuru dilekçesine karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, taraflar arasındaki geçerli satıştan kaynaklanan 6098 sayılı TBK'nun 214. vd. maddeleri kapsamında zapta karşı tekeffül hükümleri çerçevesinde satıcıya karşı açılmış sözleşmenin feshi ve alacak talebine ilişkin olup, talep; davacının ihtiyati haciz talebinin kabulüne dair ara karar ile ihtiyati haciz teminatının kaldırılmasına yönelik ara karara karşı davalı vekilince yapılan istinaf kanun yolu başvurusudur....

              Davacının dava konusu olaya ilişkin zapta karşı tekeffül hükümlerince davalıyı sorumlu göstermişse de dosya incelendiğinde ve bununla ilgili borçlar kanununun 214 ve devamını işaret ederek satış sözleşmesinin kurulduğu sırada zaptan dolayı bir 3.kişi tarafından alıcının elinden dava konusu mal alınırsa satıcı alıcıya karşı hükmün var olduğu, görülmekteyse de davacının söz konusu Borçlar Kanununun 215.maddesi gereğince zapta karşı bir durum karşısında alıcının satıcıyı zapta ilişkin bilgilendirme ve haber verme yükümlülüğü vardır zira satıcı zamanında bildirilmiş olan zapta ilişkin işlemler sırasında yapması gereken işlemleri yaptığı ölçüde ve haklılığını ispatladığında sorumluluğundan kurtulmuş olacaktır. Dosyayı incelediğimizde davacı taraf dava dışı 3....

                Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/70 E. sayılı dosyasının kesinleşmesinin üzerinden 2 yıllık süre geçmiş olmakla zamanaşımının gerçekleştiğini, zapta karşı tekeffül hükümlerinin uygulanmasının koşulları da bulunmamakla birlikte, zapta karşı tekeffül hükümleri yönünden de zamanaşımı gerçekleştiğini, haksız fiil hükümleri de dikkate alındığında zamanaşımının yine gerçekleştiğini ileri sürerek, açıklanan ve resen belirlenecek nedenlerle davalı tarafın istinaf taleplerinin esastan kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesi halinde de yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

                Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/70 E. sayılı dosyasının kesinleşmesinin üzerinden 2 yıllık süre geçmiş olmakla zamanaşımının gerçekleştiğini, zapta karşı tekeffül hükümlerinin uygulanmasının koşulları da bulunmamakla birlikte, zapta karşı tekeffül hükümleri yönünden de zamanaşımı gerçekleştiğini, haksız fiil hükümleri de dikkate alındığında zamanaşımının yine gerçekleştiğini ileri sürerek, açıklanan ve resen belirlenecek nedenlerle davalı tarafın istinaf taleplerinin esastan kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesi halinde de yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu