İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemenin 28/03/2016 tarihli ve 2014/14 E. 2016/73 K. sayılı kararıyla; davacının iddialarının yerinde görülmediği gerekçesiyle vekaletnamenin geçersizliği ve sahteliği hukuki nedenine dayalı talebin reddine; hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil talebinin reddine; davalı ...'e karşı daha önce de dava açıldığı ve davanın halen derdest olduğu gerekçesiyle vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı bedel isteğine yönelik davanın usulden reddine karar verilmiştir. IV. TEMYİZ 1.Temyiz Yoluna Başvuranlar Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2. Bozma Kararı Dairenin 08/06/2020 tarih ve 2017/1258 E., 2020/2323 K. sayılı ilamıyla; “Davacı tanığı alarak dinlenen tarafların kardeşi ....nin beyanı ile; vekil ...in vekalet görevini kötüye kullandığı ve kardeşleri diğer davalı ...'...
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile taşınmaz alımı için gönderilen 60.000 Euro ve 11.000 TL nin, manevi tazminat olarak 5000 TL tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, yazlığının bakım ve tadilatı aşamasında aralarında dostluk kurulduğunu adına arsa alınması için davalıya vekaletname ile para verdiği halde arsa alınmadığını ileri sürerek ödediği paranın tahsili ile birlikte manevi tazminat isteminde de bulunmuştur. Mahkemece, davacı yararına manevi tazminata da hükmedilmiştir. TBK'nun 56.maddesinde manevi tazminat “Hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir....
İş Mahkemesinde 2017/906 E. numaralı dosyasında devam eden işten çıkarılması ile alakalı tazminat davasının bulunduğunu, bu durumun ise 24/09/2019 tarihli beyan dilekçesi ile mahkemeye bildirilmiş olmasına rağmen, müvekkili ile açıkça husumeti olan tanık Mustafa Gök'ün beyanının yerel mahkemenin kararına gerekçe yapıldığını belirterek; kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda istinaf başvurularının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi üzerine davalı T6 tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, vekaletin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı alacak isteğine ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, Dair; HMK'nın 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda 18/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil ve vekaletin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptali ve tescil, tescilin mümkün olmaması halinde tazminat istemine ilişkindir....
Somut olayda; her iki davanın konusu, tarafları ve dava sebepleri(maddi vakıalar) aynı olup, feragat ile sonuçlanan ilk davada vekaletin kötüye kullanılması ve muvazaa hukuksal nedenlerine dayalı olarak aynı taraflar arasında tapu iptali ile tescile ilişkin taraflar arasındaki uyuşmazlığa bakılmış ve feragat ile sonuçlanmış, karar kesinleşmiştir. Eldeki davada da yine aynı taraflar arasında aynı hukuki nedenlerle tapu iptali ile tescil ve terditli olarak bedelin tahsili ile yolsuz tescilden kaynaklı maddi zararların giderilmesi istenilmiştir. Bu durumda ilk davadaki hüküm bu davadaki tapu iptali-tescil, olmazsa bedel istemi yönünden kesin hüküm oluşturur. Terditli olarak bedel tahsili istemi bu sonucu değiştirmez. Çünkü terditli olan bedele hükmedilmesi istemi aynı hukuki nedene dayalı olup, bu hukuki nedenle açılan tapu iptalinden feragat nedeniyle oluşan kesin hüküm terditli bedel istemi yönünden de kesin hükmün sonuçlarını doğuracaktır. Mahkeme kararı bu yönüyle doğru bir karardır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : SÖZLEŞMENİN İPTALİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, vekalet görevinin kötüye kullanılmasına dayalı araç satış sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 tarih ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 Sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.04.2011 tarih ve 14 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 02.06.2011 tarih ve 27952 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....
Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın vesayet görevinin kötüye kullanılmasına dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki Yargıtay 8. Hukuk Dairesince de görevsizlik kararı verildiğinden dosyanın görevli Dairenin belirlenmesi için Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine 05/03/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Mahkemece, ''Somut olayın incelenmesinde; dava vekaletin kötüye kullanılmasından mütevellit alacak davasına hasredilmiş olup, alacağın varlığı ve miktarı yapılacak yargılama sonunda belli olacağından, davacı vekilinin, davalı adına kayıtlı tüm taşınmazlar ile menkul niteliğindeki araçlar üzerine ihtiyati tedbir konulması talebinin reddine '' şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, HMK 389. Maddesindeki şartların oluştuğundan bahisle tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Ancak istenen tedbirin içeriği dava konusu olmayan taşınmazlara hak ve alacaklara yöneliktir. Dava; hesap verme ve özen borcunun yerine getirilmemesi iddiasına dayalı vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine yöneliktir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır....
Az yukarıda da geniş özetine yer verilen dava dilekçesinin yapılan incelemesinde; davacılar davalılara karşı birden fazla hukuki sebebe dayalı olarak eldeki davayı açmış olup dayandıkları hukuki sebepler bağımsız olarak ayrı davalara konu olabilecekken tek bir dava dilekçesiyle bu sebeplere dayalı olarak dava açılması mümkündür. Eldeki davada davacılar yalnızca ehliyetsizlik iddiasına dayanmamış, satışta kullanılan vekaletnamenin murisin hile ve hataya düşülmesi suretiyle alındığı ve akabinde kötüye kullanıldığı iddiasına da dayanıldığı gibi bunların olmaması halinde murisin mal kaçırma kastıyla hareket ettiği belirtilerek, muris muvazaası iddiasına da dayanılmış olup farklı hukuki sebeplerden kaynaklı olarak öncelikle tapu iptal tescil talep edilmiş olup tüm bu sebeplere dayalı olarak tapu iptal tescil talebinin kabul edilmemesi halinde ise vekilin vekalet görevini kötüye kullandığı iddiasıyla vekil olan Asuman'a karşı ayrıca terditli olarak tazminat talepli dava açılmıştır....