karar verilerek asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ile her bir davacı yönünden 1.000,00 TL maddi tazminat hükmedilmesi ile manevi tazminat ile bakiye maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir ....
Hukuk Dairesi'nin 18/06/2018 tarihli, 2017/1974 esas ve 2018/6207 karar sayılı ilamında açıklandığı üzere; dava konusu alacak belirli veya belirlenebilir ise belirsiz alacak davası açılamaz, ancak şartları varsa kısmi dava açılması mümkün olup, İİK'nın 89/4. maddesine dayalı tazminat alacakları gerçekte belirli bir alacak olduğundan belirsiz alacak davasına konu edilmeleri mümkün değildir. Şartları bulunmadığı halde dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açılması halinde hukuki yarar yokluğundan davanın reddi gerekir. Tazminat davasında ıslah, tazminat davasının bağlı olduğu hak düşürücü süre içerisinde yapılabilir. Alacaklı vekilinin 89/1 haciz ihbarnamesine verilen cevabı öğrendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürede ıslahta bulunulabilir ve aynı sürede varsa nispi harç eksikliği tamamlanabilir. Hak düşürücü süre içerisinde ıslah ve nispi harç eksikliği tamamlanmaz ise ıslahtan söz edilemez....
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün 1. bentte gösterilen nedenlerle manevi tazminat yönünden ONANMASINA, alacak ve maddi tazminat davası yönünden 2. bentte gösterilen nedenlerle temyiz talebinin REDDİNE, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna, oybirliğiyle karar verildi. 23.10.2007 (Salı)...
Değerlendirme 1.Davacı, ticari ilişki kapsamında davalıdan aldığı malların ayıplı olduğunu iddia etmekte ve belirsiz alacak davası olarak açılan davada maddi zararının tespiti ile şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat, 6.500,00 TL cari hesap bakiyesi alacağı ve 50.000,00 TL manevi tazminat talep etmektedir. Davacı vekili bilirkişi raporu sonrası, 05.11.2018 tarihli dilekçesi ile talebini arttırmış ve maddi tazminat talebini 148.835.00 TL olarak beyan etmiştir....
Maddi tazminat gelince; Hükmüne uyulan bozma ilamı sonrasında davacılar vekili 23.03.2015 tarihli dilekçesi ile davanın HMK’nun 107 maddesinde yer alan belirsiz alacak davası niteliğinde açıldığından bahisle maddi tazminat istemini artırmış ve mahkemece artırılan bu miktar dikkate alınarak davacı yararına maddi tazminata hükmedilmiştir. Maddi tazminat isteminin niteliğine göre belirsiz alacak veya kısmi dava yoluyla istenmesinin mümkün bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık davacının davasının belirsiz alacak davası olarak açılıp açılmadığına ve belirsiz alacak davası değil de kısmi dava ise bozmadan sonra yapılan ıslaha değer verilip verilmeyeceğine ilişkindir. Belirsiz alacak davası 6100 sayılı HMK'nun 107. maddesinde düzenlenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat-Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat ve alacak davasına dair karar, taraflar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Tazminat davalarında dava değeri üzerinden nispi temyiz harcı alınması gerekirken temyiz eden birleşen davanın karşı davada kısmen kabul edilmiş davacı-karşı davalı ... vekilinden eksik olarak maktu temyiz harcı alınmıştır. Temyiz edenden eksik harcın tamamlattırılması aksi takdirde temyiz harcı ödenmedikçe temyiz incelemesi yapılamayacağından HUMK.un 434/3. maddesi gereğince işlem yapılmak üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 30.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, satım akdinden kaynaklanan alacak ve satılana yapılan zorunlu ve faydalı masraflar nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Davacı tazminat istemi konusunda fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle, şimdilik 7.000,00 TL’nin ödetilmesini istemiş olup dava, niteliği itibariyle kısmi dava niteliğindedir. Alacaklı, alacağının tümü için dava açmak zorunda olmayıp, alacağının şimdilik belli bir bölümünü dava konusu yapabilir. Ancak alacaklının böyle bir kısmi dava açması halinde de, alacağın tümü için açılan davalarda olduğu gibi talep edilebilecek alacak miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesi zorunludur....
Mahkemece maddi tazminat isteminin ikinci ıslah dilekçesi ile arttırılan kısmını da kapsar şekilde kabulüne, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş, kararı davalı temyiz etmiştir. Islah, taraf usul işlemlerinin kısmen veya tamamen düzeltilmesidir. Dava dilekçesi de bir usul işlemi olup, dava dilekçesindeki dava türünün değiştirilmesine ilişkin dilekçesi de bir ıslah dilekçesidir. Ne var ki, ıslahla dava türü değiştirilmez. Islahla vakıalar ve talep sonucu değiştirilebilir. Davacı vekili 12/06/2015 günlü dilekçe ve davasını ıslah ettiğini bildirerek belirsiz alacak davası olarak görülmesini istemiş; bilahare verdiği 01/03/2016 günlü dilekçesi ile de maddi tazminat miktarını 20.585,51 TL arttırarak 25.585,51 TL'ye çıkarmış ve mahkemece de bu ikinci dilekçedeki miktarı kapsar şekilde maddi tazminat istemi kabul edilmiştir. Bir dilekçedeki talebin kabul edilebilir olup olmaması o dilekçesinin verilmediği sonucunu doğurmaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Borçlu vekili, dayanak ilamın iki ve üç nolu bentlerinde hükmedilen manevi tazminat alacak kalemleri için müştereken ve müteselsilen tahsile ilişkin hüküm bulunmadığı halde, icra emrinde vekil edeninin iş bu alacak kalemlerinden de müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulduğunu belirterek icra emrinin iş bu alacak kalemleri ile bu kalemlere işletilen faiz yönünden iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, takipteki manevi tazminat alacak kalemleri ile iş bu kalemlere işletilen faizler yönünden kararda kesinleşme şerhi bulunmadığından şikayetin kabulü ile anılan alacak kalemlerinin takipten çıkartılmasına karar verilmiştir....
Öte yandan kısmi davadaki feragatin bu davada talep edilen miktarla sınırlı olduğu, fazlaya ilişkin haklardan da feragat edildiğinin açıkça belirtilmediği hallerde saklı tutulan alacak kesiminden feragat edilmediğinin kabulünün gerekeceği, saklı tutulan alacak kesimi ile ilgili olarak her zaman dava açılmasının mümkün bulunduğu Dairemizin ve giderek Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarındandır. Kaldı ki davacı vekili kısmi davada verdiği 12.07.2009 tarihli feragat dilekçesinde fazlaya ilişkin maddi tazminat talep hakkını saklı tutarak, kısmi dava konusu 100,00-TL maddi tazminat isteminden feragat ettiğini açıkça beyan ettiği gibi, kısmi davada verilen kararda da, maddi tazminat istemi feragat nedeniyle reddedilirken, maddi tazminattan fazlaya ilişkin hakların saklı olduğu da vurgulanmıştır....