Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bunların yanında, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu´nun 01.03.2006 tarih ve 2006/2-14 E, 2006/26 K. sayılı kararında ifade edildiği üzere, manevi tazminatın amacı, zarar görenin kişilik değerlerinde ve bedensel bütünlüğünün iradesi dışında ihlali hallerinde meydana gelen eksilmenin (manevi zararın) giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir. Manevi zarar, haksız eylemin sonucunda, uğranılan kişilik değerlerindeki azalmanın karşılığı olması ve zarar gören tarafından da takdir ve tayin edilebilir bulunması nedeniyle birden fazla bölümler halinde istenemez. Bizzat yaşanan acı ve elemin karşılığı olduğu için, haksız eylemin meydana geldiği anda gerçekleşir. Acı ve elemin bölünerek bir kısmının açılacak kısmi dava ile, kalanının açılacak başka bir davada talep edilmesinin manevi tazminatın özüne ve işlevine aykırılık oluşturacağından; manevi tazminat davasının, "manevi tazminatın bölünemezliği" kuralına aykırı bir biçimde kısmi veya belirsiz alacak davası olarak açılması da mümkün değildir....

    Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 03.07.2014 gün ve 2013/449 E. 2014/792 K. sayılı hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 29.04.2015 gün ve 2014/17878 E. 2015/6335 K. sayılı ilamına karşı davalılardan ... vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava dilekçesi içeriğinden davacı vekilince maddi tazminat talebi yönünden davanın 6100 sayılı HMK'nun 107. maddesinde hükme bağlanan ''belirsiz alacak'' davası olarak açıldığı anlaşılmaktadır. Anılan yasa hükmüne göre, belirsiz alacak davası açılabilmesi için davanın açıldığı tarihte alacağın miktarının yahut değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesinin alacak talep edenden beklenememesi veya bunun imkansız olması gerekir....

      Acı ve elemin bölünerek bir kısmının açılacak kısmi dava ile, kalanının açılacak başka bir davada talep edilmesinin manevi tazminatın özüne ve işlevine aykırılık oluşturacağından; manevi tazminat davasının, "manevi tazminatın bölünemezliği" kuralına aykırı bir biçimde kısmi veya belirsiz alacak davası olarak açılması da mümkün değildir....

      Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve Yargıtayın süreklilik kazanan içtihatları ve borçlu vekilinin temyiz dilekçesinde açıkça diğer borçlu sigorta şirketinin sorumluluğunun maddi tazminat alacak kalemleri ve ferilerinden ibaret olduğunu bildirmesi nazara alınarak, takip konusu ilamın hüküm bölümünde, davalı sigorta şirketinin, maddi tazminata ilişkin alacak kalemlerinden, 11.06.2012 tarihinden itibaren faiziyle birlikte ve poliçe teminatı limitiyle sınırlı olmak üzere sorumlu tutulduğu, sigorta şirketinin sorumlu olduğu miktarın (limit) açıkça rakamsal (likit) olarak gösterilmediği, ilamda müştereken ve müteselsilen tahsil hükmünün bulunmadığı ve ilamda iki davalı olduğundan, manevi tazminat dışında kalan alacak kalemlerinden, borçluların eşit olarak sorumlu olduklarının kabulü gerekir....

        CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın gerçek harca esas değerinin belirlenmesi gerektiğin, sorumluluk davası açılabilmesi için gerekli şartların oluşmadığını, nitekim genel kurulun bu konuda karar almadığını, müvekkilinin ibraz edildiğini, tazminat ve alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. KABUL VE GEREKÇE : Mahkememizin 2019/745 esas sayılı dosyasından yapılan tefrik sonrasında eldeki dava, alacak ve tazminat istemine ilişkindir. 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20....

          Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma ve Protokolün İptali - Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak - Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin, boşanma ve boşanma protokolünün iptaline yönelik yargılamanın iadesi talebine ilişkin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir. 2- Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince davacı kadının edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan alacak, katkı payı, tazminat, nafaka ve manevi tazminat taleplerine ilişkin davaların usulden reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararı doğru olmadığından, ilk derece mahkemesi...

            Faiz alacağı yönünden inceleme yapıldığında ise; ----sayılı dosyasında hüküm altına alınan --- tarihinde yapılan ----- tarihindeki verilere göre asıl alacak maddi tazminatına ilişkin değerlendirme yapıldığında davacının asıl alacak bakımından maddi zararının karşılandığı ve bakiye alacağının bulunmadığı, Davalı---- asıl alacak miktarına ilişkin olarak ----- ödeme tarihine kadar herhangi bir faiz ödemesi yapılmadığı, bu itibarla davacının --- tarihine kadar işlemiş yasal faiz alacak miktarının ---- olacağı anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir....

              Temyiz Sebepleri Borçlu, takibin dayanağı olan ilamın kesinleşmeden takibe konu edildiğini, ilamda bulunmayan alacak kalemleri yönünden talepte bulunulduğunu, ilamın bozulduğunu ve yargılamanın halen devam ettiğini, ilamdaki toplam manevi tazminat tutarı alacağı için sadece alacaklı ... adına takip başlatıldığını, diğer alacaklıların takibe eklenmediğini, 19.398,83 TL olarak tek bir tazminat alacağına hükmedildiğini, bu miktardan sigorta şirketi ve kendisinin müşterek müteselsil sorumlu olduğunu, 19.389,00 TL'lik bir alacak kalemi bulunmadığını, alacak kalemlerinin yanlış gösterildiğini ve buna bağlı olarak da faizin yanlış hesaplandığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, ilama aykırılık şikayetine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK'nın 16 maddesi. 3....

                Davacının gerçek zararının, dolayısıyla tazminat miktarının belirlemesi yargılamayı gerektirip, olayda likit bir alacak bulunmamasına rağmen, davalılar aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiş ise de, bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte olmadığından, hüküm fıkrasının aşağıda belirtildiği şekilde ve HUMK.nun 438/7.maddesi uyarınca düzeltilmiş haliyle onanması gerekmiştir....

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin fekki-alacak-tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın ipoteğin fekki ve alacak yönünden karar verilmesine yer olmadığına, tazminat yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

                    UYAP Entegrasyonu