WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ayrıca, 2 m2 miktarındaki bir hissenin trampa edilmesi taraflara menfaat sağlamaz. Taşınmaz satılıp parası alınabilecekken, bu çeşit bir trampa yoluna gidilmesi hayatın olağan akışına uygun düşmez. Davalı ... trampa yolu ile pay edindikten sonra taşınmazda diğer bir kısım payları da satın alarak, sonuçta 298/2935 payın sahibi olmuştur. Gerçekte satış olan işlemin sırf diğer paydaşların önalım haklarını kullanmalarının engellenilmesi için trampa olarak gösterilmesi halinde kanunun dolanılması söz konusu olur ki, bu hususu kanun korumaz. Öyle ise, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere, davalı ... tarafından, taşınmazda trampa yolu ile pay edinimi muvazaalı olup, gerçekte satış işlemi ile pay edindiği ve davacı yan yönünden önalım hakkının var olduğu kabul edilmelidir....

    Blok, 18 numaralı işyerinin isabet ettiğini, taraflarca bu iki işyerinin trampa edilmesine karar verildiğini ve trampa konusunda ... 2....

      verildiğini ve dernek için kullanılmak üzere bir dairenin trampa karşılığı alındığını belirtmesi, tanık Selahattin Akif Çataklı'nın beyanında, davalı şirkette şantiye şefi olarak çalıştığını, davaya konu trampa işlemini de vekaleten kendisinin yaptığını, dava konusu hisse karşılığında dava dışı derneğe bir dairenin verildiğini, satış işleminin söz konusu olmadığını belirtmesi karşısında, davacının, davaya konu hissenin gerçekte trampa yoluyla değil, satış yoluyla davalı tarafından devralındığına dair iddiasını ispatlayamadığı, satış dışındaki trampa gibi mülkiyet devralınması hallerinde önalım hakkının kullanılamayacağı anlaşıldığından, " gerekçeleri ile; 1- Davanın REDDİNE, dair karar verilmiştir....

      Bu nedenle gerek öğretide gereksede Yargıtay İçtihatlarında hibe, trampa, sermaye vaz'ı gibi tasarruflarda önalım hakkının cereyan etmeyeceği kabul edilmiştir. Somut olaya gelince; Trampa işlemine karşı önalım hakkı ileri sürülemez, dosyadaki bilgi ve belgelere göre trampa ile yapılan temlik işleminin davacıların önalım hakkını engellemek amacıyla yapıldığı ve gerçekte satış işlemi olduğu kanıtlanamamıştır. Bu sebeple, davanın reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru değildir. O halde, hükmen 2 ve 3. bentlerde açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir....

        Artık değere katılma alacağı ise; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Artık değere katılma alacak miktarları hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malın, bu tarihteki durumuna göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değeri esas alınır ( TMK 227/1, 228/1, 232 ve 235/1 m.). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir. Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür....

          Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıkdıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır TK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK 227/1, 228/1, 232 ve 235/1. m). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir....

            Somut olayda; davalı taraf, davacının da paydaşı olduğu parsellerden 08.12.2014 tarihli resmi senede göre trampa ile bir kısım hisse almıştır. Davacı taraf, trampa işleminin muvazaalı yapıldığını iddia etmiştir. Mahkemece her ne kadar trampa işleminde muvazaa olduğu kabul edilmişse de, trampa edilen taşınmazlar arasında nispetsizlik bulunmadığı bilirkişi hesaplamalarından sabit olup, muvazaaya ilişkin davacı tarafça bildirilen delil de bulunmamaktadır. Trampa konusu dava dışı taşınmazın, trampa işleminden sonra kısa süre içinde birden fazla kez satışa konu olarak el değiştirmiş olması tek başına işlemde muvazaaya delil olamaz. Nitekim bu satışların davalının bilgisi ve isteği ile yapıldığına dair de kanıt sunulmamıştır. O halde, 08.12.2014 tarihli trampa işleminin gerçekte satış olduğuna dair ispat yapılamadığından davalının taşınmazda trampa ile edindiği hissesine yönelik önalım hakkına dayalı davanın kabulü şeklindeki mahkeme kararı doğru olmamıştır. 4....

              Hukukça nitelendirmek gerekirse tarafların yaptıkları işlem düzenlenmesi Borçlar Kanununun 232'de yapılan bir trampa işlemidir. Trampadan maksat bir malın başka bir malla değiştirilmesidir. Dava konusu taşınmazlar tapuda kayıtlı oldukları için trampa akdinin biçim koşuluna uyularak resmi şekilde yapılması zorunludur. Davada biçim koşuluna uyularak yapılmış bir trampa sözleşmesi bulunmadığından, dayanılan sulh sözleşmesi de mahkeme dışında yapıldığından mahkeme önünde yapılanlar gibi ilam niteliği olmadığından mülkiyetin nakline ilişkin eldeki davanın dinlenme olanağı yoktur. Mahkemece açıklanan tüm bu yönler gözönünde tutularak istemin hüküm altına alınması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının reddi ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın yatırana iadesine, 21.6.2006 gününde oybirliği ile karar verildi....

                Davalı dava konusu taşınmaz hissesini tapudan 05/07/2019 tarihinde dava dışı paydaşlar Rasim Yılmaz ile Yüksel Genç'ten satım sözleşmesi ile satın almış olup davacı paydaş tarafından ön alım hakkı kullanıldığında davalı tarafça işlemin satış değil trampa olduğu ileri sürülmüştür. Trampa TBK 283. Maddesinde yer alan bir mal yada hakkın başka bir malla yada hakla değiştirilmesini amaçlayan rızai bir akittir. Trampa edilen mallar taşınmaz ise yapılacak trampa aktinin resmi şekilde yapılması zorunludur. Somut olaya gelindiğinde davalı taraf tapuda yapılan işlemin satış değil değil trampa olduğunu iddia etmekle işlemin tarafı olan davalı bu şekilde muvazaa iddiasına dayanamaz. Dayanırsa dinlenmez. Kaldı ki dinlenen tanık beyanlarında bile işlemin satış değil trampa olduğu da ispatlanamamıştır....

                muvazaalı bir trampa işlemi ile davalıların öncelikle dava konusu taşınmazda pay sahibi olmaları sağlandığı, davalılar muvazaalı trampa işlemi ile dava konusu taşınmazda paydaş olduktan yaklaşık 2 ay sonra 05.04.2017 tarihinde, yasal önalım hakkına konu olan payları devraldığını, Hatun ÖZER'in, muvazaalı trampa işlemi ile devraldığı Gesi Mahallesi 439 ada 2 nolu parselde yer alan 41 nolu bağımsız bölümü, yasal önalım hakkını konu olan hisselerin devrindne 7 gün sonra 12.04.2017 tarihinde Ahmet İNCE’ye devrettiğini, iddialarının haklı olup olmadığının tespiti açısından, davalıların önceden paydaş olmasını sağlayan trampa işleminin, muvazaalı olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğini, bu sebeple muvazaa iddiasının ayrı bir davanın konusu olmadığı, bizatihi asıl bu davanın konusu olduğu, bundan dolayı da iddianın genişletilmesi durumu da bulunmadığını, muvazaa işleminin yargı organlarınca resen dikkate alınması gerektiğini, eksik inceleme dolayısıyla trampa yolu ile davalılara devredilen...

                UYAP Entegrasyonu