UETS DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Trampa Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 13/04/2022 KARAR TARİHİ : 06/04/2023 Mahkememizde açılan davanın açık muhakemesi sonunda ; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın 17.12.2021 tarihinde “2100 mm manyetik cetvel” ürününa ilişkin 1.457,50 Dolar ve “montaj ve devreye alma” hizmetine ilişkin 500,00 Dolar olmak üzere fiyat teklifini davalıya ilettiğini. Davalı tarafından 08.01.2022 tarihinde olumlu geri dönüş sağlandığını ve ürünlerden beş adet olmak üzere sipariş verildiğini. 14.01.2022 tarihinde satın alınan ürünlerin montajının gerçekleştirildiğini. Ürünlere ilişkin faturanın davalıya ulaştırıldığını. Davalının ürünlerin montaj ücretini kabul etmediğini ve faturayı iade edeceğini bildirdiğini. Müvekkilinin davalıdan aldığı ürünlerin birçoğunun ayıplı olduğunu....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ALACAK -KARAR- Dava, Borçlar Yasası 21.maddesinde düzenlenen gabin hukuksal nedenine dayalı iptal tescil olmadığı takdirde zararın tazmini isteğine ilişkin olup aşamalarda davacı yanın verdiği müteaddit tarihli dilekçelerde; dava trampa sözleşmesinde ivazlar arasındaki aşırı nispetsizliğin (denklik akçasının) tazmini isteğine hasredilmiştir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 4.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 19.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 02.10.2007 gün ve 410-365 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, trampa akdine dayalı alacak istemine ilişkin olup bu niteliği itibariyle kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bir kısım davalı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacıların iddia ettiği gibi bir trampa sözleşmesinin yapılmadığını, sözleşmeden müvekkilerinin bilgisinin olmadığını, trampa sözleşmesinden doğan borcun üzerinden 60- 70 yıl geçtiği için zamanaşımına uğradığını, dava konusu arazinin ortak miras bırakandan kaldığını, müvekkilerinin de mirasen hak sahibi olduğunu, dava konusu parsel üzerinde zilyetliğe dayalı bir kazanım sağlanmasının mümkün olmadığını, davacıların dilekçelerinde bir kısım hissedarların tapudan devir yaptığından bahsederek müvekkillerinden o nedenle devir yapmaları gerektiğinden bahsetmiş ise de diğer hissedarların devrinin müvekkilerini bağlamayacağını belirterek yasal dayanaklardan yoksun davanın reddini, harç ve masrafları ile ücreti vekaletin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Burada öncelikle, trampa aktinin hukuki niteliği üzerinde durulması gerekecektir. Trampa, kelime anlamı olarak bir malın bir başka malla değiştirilmesi demektir. Borçlar Kanununun 232. maddesi hükmüne göre, trampada satım hükümleri uygulanır. Trampa konusu taşınmaz tapuda kayıtlı bir taşınmaz ise Borçlar Kanununun 213. maddesi gereğince trampanın resmi senede bağlanarak yapılması zorunludur. Aksi takdirde, trampaya değer tanıma olanağı yoktur. Dolayısıyla, dava konusu taşınmazların karşılıklı trampası resmi biçim koşuluna uyularak yapılmadığından geçersizdir. Somut olayda; taraflar arasında yapılmış resmi bir sözleşme mevcut olmadığından, trampa aktine dayanarak davalının maliki olduğu 18 bağımsız bölüm numaralı dükkanın davacı adına tescili talep edilemez....
ten miras yolu ile intikal eden 372 parsel sayılı taşınmazdaki payını, 14 sayılı parselde bulunan davalılara ait paylarla trampa ettiğini, işlemin bağış iradesi gizlenerek mal kaçırmak amacıyla yapıldığını ileri sürerek miras payı oranında iptal ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğinde bulunmuştur. Davalılar, dava konusu payın davacının da taraf olduğu 1989 tarihli satış sözleşmesi ile kendilerine satıldığını, satıştan sonra ayrıca trampa işlemi ile 14 sayılı parselde bulunan paylarını miras bırakana devrettiklerini, işlemlerde muvazaa olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır....
Tapudaki işlemin tarafı olmayan davacının tapudaki işlemin gerçekte trampa olmadığını tanık dahil her türlü delille ispatlaması mümkündür. Bu konuda dinlenen davacı tanığı işlemin niteliği konusunda görgüye dayalı bir açıklamada bulunmamıştır. Trampaya konu edilen taşınmazlar arasında değer farkı olması tek başına işlemin trampa olmadığını kanıtlamaya yeterli olmadığı gibi resmi senette aradaki bedel farkının alındığı da yazılıdır. Trampa yolu ile edinilen paya ilişkin olarak önalım hakkı kullanılamayacağından davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabul kararı verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir../.. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 21.5.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
3- Daha sonra 20.12.2016 tarihinde trampa yoluyla dava konusu parseli trampa yoluyla temlik alan şirket trampa yoluyla 20.12.2016 tarihinde Gökhan Demirel'den trampa ile aldığı dava konusu parseli 13 Haziran 2017 tarihinde Uğur Cömert'e 300.000 TL bedel ile satmak zorunda kalmıştır. (MİLAT) Uğur Cömert'e 13.06.2017 tarihinde 300.000 TL bedel ile satmak zorunda kalmıştır. (MİLAT) Uğur Cömert'e 13.06.2017 tarihinde 300.000 TL bedel tapu da yapılan resmi temliki bir işlemdir. Davacıların bu temlikten de haberleri vardır. Bunu Nereden Çıkarıyoruz !...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı Belediye avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalalırdan ... Belediyesine ait taşınmazda uzun süreden beri kiracı olarak bulunduğunu, davalının kiralananı diğer davalı hazine ile trampa ettiğini, icraen tahliye edildiğini, kiralanana bir kısım eklentiler ve faydalı imalat yaptığını ileri sürerek 9.000.000.000 TL tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, yapılan mutfak, yatakhane, tuvalet, kalorifer tesisatı ve taban betonunun 2001 yılı değerleri esas alınmak suretiyle 5.216.13 YTL'nın davalı... Belediyesinden tahsiline, diğer davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmiş; hüküm, ......
Gerçekten de, çekişmeli taşınmazın öncesinde davacıya ait iken davalıların murisi ile yapılan trampa sonucu davalıların miras bırakanına intikal ettirildiği, karşılığında da çekişmeli taşınmazın mülkiyetini davacının elde ettiği oysa trampa sözleşmesinin tarafı olan davalılar miras bırakanı adına vasisi tarafından açılan ve derecattan geçerek kesinleşen dava sonunda trampa sözleşmesi ve sözleşme gereğince davacıya mal edilen taşınmazın tapusunun iptali ile davalıların murisi adına tesciline karar verildiği sabittir Borçlar Kanununun 232. maddesinde satım hükümlerinin trampada da tatbik edileceğine değinildikten sonra 233. maddesinde de aynen "Trampa suretiyle aldığı şeyi yedinden zaptolunan yahut onu ayıbından dolayı reddeden taraf muhayyerdir; dilerse zarar ve ziyanı diğer tarafa tazmin ettirir dilerse vermiş olduğu şeyi istirdat eder." düzenlemesine yer verilmiştir....