Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yargı çevresindeki bir ticari davada görev kuralına dayanılmamış olması, görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez; Asliye Hukuk Mahkemesi, davaya devam eder."; Ticari işletme başlıklı 11. Maddesi "(1) Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. (2) Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, ibaresi Cumhurbaşkanı kararıyla belirlenir*1*(3) Ticari işletme, içerdiği malvarlığı unsurlarının devri için zorunlu tasarruf işlemlerinin ayrı ayrı yapılmasına gerek olmaksızın bir bütün hâlinde devredilebilir ve diğer hukuki işlemlere konu olabilir. Aksi öngörülmemişse, devir sözleşmesinin duran malvarlığını, işletme değerini, kiracılık hakkını, ticaret unvanı ile diğer fikrî mülkiyet haklarını ve sürekli olarak işletmeye özgülenen malvarlığı unsurlarını içerdiği kabul olunur....

    Yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; dava konusunun, davacının, davalı ile olan ticari ilişkisi dolayısıyla oluşan fatura alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazdan ibaret olduğu, davacının 2020 ve 2021 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının İşletme Defterini usulüne uygun şekilde tuttuğu, bu defterin yapısı itibarıyle, gerçek borç - alacak ilişkisini tespite imkân vermeyen bir ticari defter olduğu, bu nedenle davacının İşletme Defterinden davalı yandan olan alacak miktarının tespit edilme imkânı bulunmadığı, davalının 2020 ve 2021 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davalının davacıya 1.744,65 TL borçlu olduğu, takip konusunun davacının davalıya düzenlemiş olduğu 30.09.2020 tarihli ......

      DAVANIN VE GÖREVLİ MAHKEMENİN TESPİTİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ: Dava, Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır. 6335 sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK.'nın 5. maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür ve görev hususu HMK'nun 114/c maddesi uyarınca dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınır. Bilindiği gibi, bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar kanunda sınırlı sayıda sayılmış olup, nispi ticari davalar da her iki tarafın tacir olması ve ticari işletmelerine ilişkin olması şartına bağlı tutulmuştur. İşyeri olan her şahsın aynı zamanda tacir olduğu söylenemez....

        Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gerekmektedir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde , ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca , işin ticari nitelikte olması davayı dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesine ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır....

          Mahkememizce verilen kısmen kabule ilişkin karar Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7.Hukuk Dairesinin 03/02/2021 tarih 2020/779 esas 2021/170 sayılı kaldırma kararı ile kaldırılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı hususunda düzenleme bulunması gerekir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir....

            İcra Mahkemesince, iddia ve dosya kapsamına göre, müflis şirket ile Kredi Garanti Fonu A.Ş. tarafından imzalanan 15.10.2009 tarihli Ticari İşletme Rehni sözleşmesinin 180.000-TL limitli olup, bu sözleşmede davacının kefaletinin bulunmadığı, davacının kefalet taahütnamesini 150.000-TL'lik kullanılan ve kullanılacak her türlü krediler için imzalandığı, alacaklı tarafından yapılan icra takibinin ilamsız icra takibi olup, rehinli borç nedeni ile ödenmiş bir kefalet bulunmadığı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. Ticari işletme rehninin kimler arasında kurulabileceği 1447 sayılı Kanun'la belirlenmiştir. Davacının bu kanun uyarınca Ticari İşletme Rehni taraflarından biri olup olamıyacağı, dolayısıyla rehin haklarından yararlanıp yararlanmayacağı somut uyuşmazlıkta önem arzetmektedir....

              Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK'nun 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK'nun 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir....

                ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ :09/11/2021 ESAS NO :2019/261 KARAR NO :2021/344 DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ :14.2.2023 GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 14.2.2023 İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesi arasında oluşan görev uyuşmazlığının yargı yeri belirlenmesi yoluyla giderilmesi İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından talep edilmekle dosya kapsamı incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, tazminat (sözleşmeden kaynaklı) istemine ilişkindir. İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesince, devredilen işletmenin niteliğine göre TTK'nın 11 ve 12 maddeleri gereğince ticari işletme sayılan davaya konu maden sahasının devri ile ilgili uyuşmazlığın aynı kanunun 4. Maddesi gereğince mutlak ticari dava niteliğinde olduğu gerekçesiyle İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir. Dosyanın gönderildiği İzmir 3....

                  Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır. Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olup, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı TTK, 6762 sayılı TTK'dan farklı olarak mutlak ticari davalar (kanundan dolayı ticari dava sayılanlar) haricindeki ticari davaları "ticari iş" kriterine göre değil de "ticari işletme" kriterine göre belirlemiştir.Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır....

                    Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olup, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı TTK, 6762 sayılı TTK'dan farklı olarak mutlak ticari davalar (kanundan dolayı ticari dava sayılanlar) haricindeki ticari davaları "ticari iş" kriterine göre değil de "ticari işletme" kriterine göre belirlemiştir Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır....

                      UYAP Entegrasyonu