"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Dava, ticari işletme devrinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup, Dosyanın temyiz inceleme görevi Dairemize ait olmayıp, 19. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak, 19. Hukuk Dairesince 12.09.2013 tarihinde, uyuşmazlığın ticari işletme devrinden kaynaklandığı gerekçesiyle dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verildiğinden, dosyanın Başkanlar Kurulu’na sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmesine karar verilmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Dairemizin görevsizliğine, dosyanın Başkanlar Kurulu’na sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 28.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Buna göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunu ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf içinde ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK kanun gereği ticari davalar sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca işin ticari nitelikte olması davayı ticari hale getirmez. Somut dava bakımından davanın davacı şirket tarafından ... 1....
Mali bilirkişinin 22/01/2021 tarihli 3 sayfadan ibaret raporunda özetle; davalı tarafın incelemeye katılmadığı, dolayısıyla herhangi bir ticari defter de sunmamış olduğundan davalı şirketin ticari defterleri incelenemediği, VUK. md.182 ve 6102 sayılı TTK m.64'e göre tutulması gereken davacılara ait adi ortaklığın 2018 yılına ait ticari defterinin (işletme defteri) 6102 sayılı TTK md. 64 ve VUK 221-226. md. uyarınca açılış tasdikinin yasal süresinde yaptırıldığı; defterlerin usulüne uygun tasdiklerinin yaptırılmış olduğu ve usulüne uygun tutulduğu, "... ve Ort. ..." ait (İşletme Adı: ......
Mali bilirkişinin 22/01/2021 tarihli 3 sayfadan ibaret raporunda özetle; davalı tarafın incelemeye katılmadığı, dolayısıyla herhangi bir ticari defter de sunmamış olduğundan davalı şirketin ticari defterleri incelenemediği, VUK. md.182 ve 6102 sayılı TTK m.64'e göre tutulması gereken davacılara ait adi ortaklığın 2018 yılına ait ticari defterinin (işletme defteri) 6102 sayılı TTK md. 64 ve VUK 221-226. md. uyarınca açılış tasdikinin yasal süresinde yaptırıldığı; defterlerin usulüne uygun tasdiklerinin yaptırılmış olduğu ve usulüne uygun tutulduğu, "... ve Ort. ..." ait (İşletme Adı: ......
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/602 Esas KARAR NO : 2022/537 DAVA : İtirazın İptali (Ticari İşletme Rehninden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 27/01/2016 KARAR TARİHİ : 28/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari İşletme Rehninden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili Kemalpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin... esas sayılı dosyasına vermiş olduğu 27/01/2016 tarihli dava dilekçesinde; davalı aleyhine Kemalpaşa İcra müdürlüğü'nün......
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Eldeki dava eser sözleşmesine dayalı alacak için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemidir. Davacı vekili müvekkilinin davalının iş yerine yaptığı imalat bedellerinin ödenmediğini öne sürmüştür. Görev bir dava şartı olup resen incelenmek durumundadır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevi TTK'da düzenlenmiş olmakla mutlak ticari dava kapsamına giren ve TTK'da düzenlenmeyip tacir olan tarafların ticari işletmesini ilgilendiren nisbi ticari dava kapsamına giren hususlarla sınırlıdır. Bu kapsamda somu olay incelendiğinde taraflar arasında bir eser sözleşmesi olduğu, mutlak ticari davanın bulunmadığı davalı tacir olsa da yapılan araştırmaya göre davacının işletme hesabına göre defter tutup tacir olmadığı bu haliyle nisbi ticari dava da bulunmadığı anlaşılmaktadır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/405 Esas KARAR NO : 2023/224 DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 10/06/2022 KARAR TARİHİ : 05/04/2023 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ......
Dosyadaki delillere ve bilirkişi raporlarına göre; davalının kredi mevduat hesabından nakit para çektiği, ayrıca 28/05/2017 tarihinde 10.000,00 TL ticari işletme kredisi kullandığı, ticari işletme kredisinde faiz oranının aylık %1.69 olarak belirlendiği, bilirkişi raporunda; davacının isteyebileceği faiz oranları sözleşme ve 3095 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde ayrı ayrı belirlendiği, buna göre; davacının ticari işletme kredisi için talep ettiği %20.28 akdi faiz oranının sözleşme hükümlerine uygun olduğu, kredi mevduat hesabı yönünden sözleşme olmaması nedeniyle 3095 sayılı Kanun hükümleri gereğince %9 akdi faiz uygulanması gerektiği, bu oranlara göre davacının talep edebileceği asıl alacak ve faiz oranlarının ayrı ayrı belirlendiği, yapılan hesaplamaların dosya kapsamına ve delillere uygun, denetlenebilir ve gerekçeli olduğu, davalının faiz oranı, asıl alacak ve faize yönelik istinaf istemlerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. 4- Gerekçeli karar başlığında; dava alt konusunun "Ticari...
Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır....
Ticaret hayatının temel süjesi olan "tacir" de yine ticari işletme kavramı bağlamında tanımlanmış ve "bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kişi"ye tacir deneceği 6102 sayılı TTK'nin 12/1. maddesinde belirtilmiştir. Bu kapsamda anılan düzenleme uyarınca gerçek kişi tacirler bakımından önem arz eden yegâne unsur ticari işletme kavramıdır. Zira gerçek kişinin tacir sayılabilmesi için bu kişinin mevcut olan bir ticari işletmeyi tamamen yahut kısmen kendi adına işletmesi gerekmekte olup ticari işletme ise 6100 sayılı TTK'nin 11/1. maddesinde, "Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir." şeklinde tanımlanmıştır. Esnaf işletmesi ile ticari işletme arasındaki sınırın ise, Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak kararname ile belirleneceği hükme bağlanmıştır....