HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE; Dava taraflar arasındaki ticari satım kaynaklı Bursa .... İcra Müdürlüğünün 2020/...Esas sayılı takip dosyasına başlatılan 13.996,37 TL tutarlı takibe yapılan itiraza ilişkin alacak davasıdır. Takip konusu alacağın taraflar arasındaki ticari ilişkide davalıya sunulan hizmet bedelinin ödenmediğidir. Kural olarak ispat yükü davacı taraf üzerindedir. Davacı davaya konu hizmeti sağladığını bunun neticesinde ödeme almadığını ispatlamalıdır. Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür. Mahkememizce taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi kararı verilmiş davalı ticari defterlerinin incelenmesi için 26/01/2021 gününe inceleme günü verilmiş ise de davalı ticari defterlerini ibraz etmemiş olup inceleme yapılamamıştır....
Tüm bu değerlendirmeler kapsamında, taraflar arasında ticari ilişkinin varlığı konusunda ihtilaf olmadığı, takip tarihi itibari ile ... yılına ilişkin üç adet faturadan kaynaklı bakiye alacak miktarı konusunda ihtilaf bulunduğu, davacının usulüne uygun tutulan ... ila ... arası ticari defter ve belgelerine göre fatura ilişkisinin kayıtlı olduğu, ...'den süre gelen alım-satım ilişkilerinin bulunduğu, ara ödemeler yapıldığı, takip tarihi itibari ile bakiye 7.828,51-TL alacak kaydının bulunduğu görülmüştür....
Davalının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için ...Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, davalı tarafça verilen kesin süre içerisinde defterler sunulmadığından, davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılamamıştır. Ticari davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1)....
Aynı bilirkişiden alınan ek raporda, yanlar arasında davacı tarafından davalıya Kürk, Deri satışı yapılması şeklinde 2011 yılından başlayan bir ticari ilişki kurulduğu, davacı tarafından 20.03.2015 tarih 39.660,00 USD - 02.07 2015 ianh 36.000,00 USD olmak üzere, 2 adet faturadan kaynaklı olarak davalıdan 75.660,00 USD (asıl alacak) alacaklı olduğu iddiası ile huzurdaki dava konusu icra takibinin başlatıldığı, davalı ticari defterlerinde, icra takip tarihinde davalının davacıya borçlu olmadığı gibi, davalının davacıdan 80.517,85 USD alacaklı gözüktüğü, davacının takip dayanağı 20.03.2015 tarih 39 660,00 USD bedelli faturasının, davalı ticari defterlerinde 47.280,00 USD olarak davacı alacağına işlenmiş olduğu, gerçekten söz konusu faturaya ilişkin Gümrük Beyannamesinin incelenmesinde, fatura bedelinin 47.280,00 USD olduğunun görüldüğü, ancak bu faturadan önce 2013 yılında fazla yapılan ödemelerden (sipariş avansı) kaynaklı olarak davalı davacıdan 127.797,85 USD alacaklı gözüktüğünden, bu...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Davacı vekili dava dilekçesinde; saman balyası satış sözleşmesinden kaynaklı 9.000,00 TL'nin davalı T3'dan, kamyon zararı olan 110.000,00 TL'nin haksız fiil hükümleri gereğince davalılar T3, Mustafa Akalan, Gülsüm Akalan ve 2002 doğumlu T3'dan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, mahkemenin 2021/571 Esasına kaydedilen dosyada satım sözleşmesinden kaynaklı davanın tefrikine karar verilerek mahkemenin 2022/127 Esasına kaydedilmiş ve mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle; davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Eldeki dava, satış sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır. Taraflar tacir olmayıp, TTK'nun 4.maddesinde düzenlenen mutlak ticari davada söz konusu değildir....
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında mevcut enerji satımından kaynaklı ticari ilişki kapsamında, EPDK'nın 01/07/2020 tarihli yazısına göre davalı şirketin elektrik dağıtım yetkisinin kaldırılması nedeniyle davacı tarafından bedeli ödenen ancak davalı tarafından temin edilmeyen enerjiden kaynaklı bilirkişi tarafından düzenlenen raporda da tespit edildiği üzere toplam 1.795.594,94-TL alacağı bulunduğu, iş bu alacağın davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulan defterlerinde yer aldığı, usulüne uygun tebligata rağmen davalı taraf ticari defterlerini dosyaya sunmadığından davacı tarafın HMK 222.md gereğince alacağın varlığını ispatladığı, bu nedenlerle davalı tarafın icra takibine yönelik itirazının asıl alacak yönünden iptali ile likit olan alacaktan dolayı davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmetmek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Anılan Kanunun 3. maddesinde “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari İşlerdendir.” hükmüne yer verilmiş, 4. maddesinde bu Kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı belirtilmiştir. Yine aynı Kanunun 5. maddesinde tüm ticari davalara asliye ticaret mahkemesinde bakılacağı bildirilmiştir. Dosya kapsamından; davacının hırdavatçılık yaptığı, davalının köfteci olduğu, davacının; mal alışverişinden kaynaklı davalıdan alacağının bulunduğunu iddia ettiği, davalının ise davacı ile ticari ilişkisinin bulunmadığını savunduğu, davacının dayandığı bonoda lehdar isminin ve hamiline yazılı ibaresinin olmadığı, ... 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/693 - 2014/595 sayılı kararıyla anılan senedin bono vasfını taşımadığının belirlendiği, henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Somut olayda; taraflar arasındaki uyuşmazlığın kaynağı bono ise de anılan senedin bono vasfını taşımadığı ... 8....
Ticari mümessillik gibi ticari vekalet de, TBK 40 vd. maddelerinde düzenlenmiş temsilin ticari hayatın ihtiyaçlarına uydurulmuş bir türüdür. Dolayısıyla ticari vekalet, ticari mümessillik gibi tek taraflı hukuki işlemle verilen bir temsil yetkisini içerir. TBK'nın 504/3. maddesinde; "Vekil, özel olarak yetkili kılınmadıkça dava açamaz, sulh olamaz, hakeme başvuramaz, iflas, iflasın ertelenmesi ve konkordato talep edemez, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, bağışlama yapamaz, kefil olamaz, taşınmazı devredemez ve bir hak ile sınırlandıramaz" hükmüne yer verilmiştir. Ticari vekilin kambiyo taahhüdü altına girmesi de aynı Kanun'un 551. maddesinde özel yetkinin bulunması koşuluna bağlanmıştır. Buna göre vekilin vekaletnamesinde kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi varsa asil adına bono tanzim edebilir. Bononun "vekaleten" imzalandığı yazılmasa dahi, yukarıda açıklanan kurallara göre vekalet veren, vekil tarafından imzalanan bonodan dolayı sorumludur....
Mahkeme gerekçesinde davaya konu alacağın ticari ilişkiden kaynaklı alacak olması ve tarafların tacir olması nedeniyle davanın ticari dava niteliğinde olduğu belirtilmiştir. Bilindiği üzere ticari dava TTK m.4'te çok ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Kanuna göre ticari dava davalar öğreti ve uygulamanın da kabul ettiği ayırım ile mutlak ve nisbi ticari davalar olarak gruplandırılmaktadır. Eldeki davanın alacak davası olduğu ve davalının tacir olmadığı anlaşılmakla davanın mutlak ticari dava olduğunu söylemeye olanak yoktur. O halde eldeki davanın nisbi ticari dava olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Mahkememizce davalının vergi mükellefiyetinin olup olmadığı araştırılmış, davalının bir ticari işletme kaydının bulunmadığı görülmüş. Dolayısıyla vergi mükellefiyeti olmayan ve ticaret odasında kaydı olmayan birinin tacir olduğunu söyleyebilmeye hukuken olanak yoktur. Bu durumda eldeki davanın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmadığı açıkça anlaşılmaktadır....
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasıdır....