Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporundan, davalının ticari defterlerinde ticari ilişki nedeniyle davacının alacaklı olduğuna dair kayıt bulunduğuna göre taraflar arasında ticari ilişkinin kurulduğunun kabulü gerekir. Bu faturalar üzerinde sözleşmenin 9.maddesi hükmü kapsamında davacı alacağı bulunup bulunmadığı saptanarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmelidir. Mahkemece anılan bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 900.00.TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz....
göre de davacının takip tarihi itibariyle cari hesaptan kaynaklı olarak davalıdan 6.331,02 TL alacağının bulunduğu , bu sebeple davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın yerinde olmadığı, davalının takipten önce temerrüte düşürülmemiş olması nedeniyle takip tarihine kadar işlemiş yasal faiz talebinin yerinde olmadığı, her ne kadar davalı tarafça davadan sonra asıl alacak olan 6.331,02 TL ödenmişse de, bu ödemenin infaz aşamasında dikkate alınması gerektiği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulün ile takibin asıl alacak yönünden devamına , yapılan ödemenin infaz aşamasında nazara alınmasına ve alacağın cari hesaptan kaynaklı likit bir alacak olması nedeniyle davacı lehine % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Maddesine göre; (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. 3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz....
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkide açık hesap (cari hesap) bakiye alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali davası olduğundan ve davalı borçlu tarafından aynı ticari ilişkiden kaynaklı alacak talebi ile Eskişehir Asliye Ticaret mahkemesinde dava açıldığından bu davanın sonucu eldeki davayı etkileyeceğinden sonuçlanmasının bekletici mesele yapılması gerekir. Her ne kadar yargılama aşamasında Eskişehir Asliye Ticaret mahkemesinde açılan davadan bahsedilmemiş olsa da her iki dava da taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklı açık hesap (cari hesap) ticari ilişkide alacak iddiasından kaynaklandığından salt taraf ticari defter kayıtlarına göre yapılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan rapora göre karar verilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece yapılacak iş Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/337 E. 2019/38 K....
Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür. Mahkememizce taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi kararı verilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2021/388 Esas KARAR NO:2022/539 DAVA: Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) DAVA TARİHİ: 23/06/2021 KARAR TARİHİ: 05/09/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile dava dışı ----arasında---- sözleşmesi akdedildiğini, müvekkil şirkete temlik edilmiş ve ---- tarafından ödeme aracı olarak ;------Şubesine ait ----- keşide tarihli çek müvekkil şirkete tevdi edildiğini, müvekkil şirket tarafından ------sağlandığını, müvekkil şirket yasal mevzuata uygun olarak fatura ile tevsik edilmiş bir alacağı, ticari bir ilişki çerçevesinde doğduğunu gösterir belgeleri kontrol ederek temlik aldığını, akdedilen----sözleşmesi hükümleri çerçevesinde müvekkil şirkete temlik edilmiş alacakların ödeme vasıtası olarak davalının keşideci olduğu dava konusu...
Numaralı Taksitli Ticari Kredi kaynaklı, 31.10.2019 İcra Takip tarihi itibariyle talep edilebilecek asıl alacak miktarının 104.374,87 TL, toplam alacak tutarının 139.817,85 TL olarak hesaplandığı, 31.10.2019 icra takip tarihi itibariyle, tüm kredi alacaklarının toplam tutarının 939.236,38TL hesaplandığı, davacının takip tarihi itibarıyla davalıdan ... numaralı Taksitli Ticari Krediden kaynaklı 44.564,00 TL asıl alacak talebinin yerinde olduğu, bu asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %48 oranında temerrüt faizi ve işleyecek temerrüt faizine %5 oranında BSMV talep edilebileceği, davalı tarafça, davacı bankaya borcunun bulunmadığı gerekçesiyle icra takibine itiraz edilmişse de, sözleşmelerdeki imzalarına itiraz edilmediği, dosya kapsamında bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ile davalıların yukarıda belirtilen miktarlar kadar davacı bankaya borçlu olduğu, davalı tarafından, bilirkişi raporuna göre yukarıda tespit edilen borcun ödendiği veya başka bir nedenle sona erdiğine...
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu ettiği, nakliyeden kaynaklı alacağının hangi nakliyeler olduğu belli olmamakla birlikte, 1 yıllık zamanaşımını aşan talepler bakımından zamanaşımı itirazında bulunduklarım, davacımn zamanaşımına uğramış nakliyeden kaynaklı alacaklarının reddini talep ettiklerini, müvekkili firmanın müşteri firmaların----günlük araç temin etmekte olup davacı tedarikçi ile de bu kapsamda araç temini kapsamında çalışıldığım, davacı tedarikçi ile her bir nakliye için tek ----- olduğunu, sürekli tedarikçi sözleşmesi imzalanarak bir ticari ilişki içerisine girilmediğini, sözleşmeden kaynaklı olmayan alacak bakımından dava dilekçesi ekinde öne sürülen belgeler kapsamında nakliye yapıldığının ihtilafsız olduğunu, davacının teslim aldığı mallan tam ve zamanında irsaliyelerde alıcı gözüken firma ve kişilere teslim edip üzerinde------olmayan sevk irsaliyelerini müvekkili firmaya teslim etmesiyle tam taşıma ücretini hak etmekte ve tahsil etmekte...
Davalı vekili, taraflar arasında iki ayrı ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin mümessillik ilişkisi nedeniyle olan komisyon alacağı ile teslim edilen mallar nedeniyle kestiği reklamasyon faturalarının takas ve mahsup edildiğinde ve müvekkili tarafından yapılan ödemeler düşüldüğünde müvekkilinin borçlu olmadığının anlaşılacağını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre, davacının bakiye 495.065,11 Euro alacaklı olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 11/06/2015 gün ve 2014/14598-2015/8604 E....