Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Somut olayda, davacı, davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., .. ve ... ile Antalya 4. Noterliği’nde 14.12.1984 tarihinde düzenlendikleri taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanarak davasını açmıştır. Tapu kayıtlarından, sözleşmede satışı vaat edilen ... parsel sayılı taşınmazın 19.01.2000 tarihinde imarı ile ... ada 1 ve ... ada 1 parsel sayılı taşınmazlar oluştuğu anlaşılmaktadır. Satış vaadinde bulunanlardan ... da adı geçen bu parsellerde pay sahibidir....
HUKUK DAİRESİ Dava konusu uyuşmazlık; mahkemenin nitelendirmesinde de belirtildiği üzere " gelir paylaşımlı inşaaat-eser " (gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat) sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 6. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine 01/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Kaynağını Borçlar Kanunu'nun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanunu'nun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 706 ve Noterlik Kanunu'nun 89. madde hükümleri uyarınca noter önünde resen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Medeni Kanun'un 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağının bulunması zorunludur....
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....
Kaynağını Borçlar Kanunu’nun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanunu’nun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanunu’nun 706 (önceki Medeni Kanunun 634) ve Noterlik Kanunu’nun 89. madde hükümleri uyarınca noter önünde resen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Medeni Kanunun 716 (önceki Medeni Kanun 642) maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağının bulunması zorunludur....
Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır....
Somut olay incelendiğinde; taraflar arasında imzalanan satış vaadi sözleşmesinin düzenleme şeklinde noterde yapıldığı, sözleşme içeriğinde taşınmaz bedelinin nakden ödendiğinin ifade edildiği görülmüştür. Dolayısıyla taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesinin yasal maddi unsurları ihtiva ettiği ve geçerli olduğu noktasında bir tereddüt yoktur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/552 Esas KARAR NO : 2021/594 DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 25/06/2021 KARAR TARİHİ : 01/07/2021 K.YAZIM TARİHİ : 29/07/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesi ile taraflar arasında akdedilmiş olan taşınmaz satış vaadi sözleşmesine konu bağımsız bölümlerin müvekkiline geç tesliminden ötürü müvekkili nezdinde meydana gelen zararın ve Nisan 2013 ve Haziran 2015 arası döneme ait mahrum kalınan kira gelirinin, 6100 sayılı Yasa’nın 107. maddesi uyarınca yapılacak yargılama ve toplanacak delillerle belirlenmesi ve belirlenen miktarın, satış sözleşmesi ve ek protokoller uyarınca fazlaya ilişkin alacakları saklı olmak kaydıyla, fiili ödeme gününden itibaren işletilecek olan faizi ile birlikte dolar bazında davalılara ödetilmesi talep ve dava edilmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE: Bakırköy .......
olabileceğini, geçerli olmayan bir sözleşmeye dayanılarak bir hak iddiasında bulunulamayacağını, muhtesattan kaynaklanan şahsı hakkın temlikine dayanılarak el atmanın önlenmesinin istenemeyeceğini, emsal Yargıtay kararlarının bulunduğunu, davaya konu satış vaadi sözleşmelerinin dayanağını oluşturan dava dışı satış vaadi sözleşmelerinin müzayeka altında teminat olarak düzenlendiğinden dolayı gerçek bir satış vaadi amacı taşımadığından satış vaadi ne konu herhangi bir ödemenin söz konusu olmadığını, geçersiz olduğunu, bu sözleşmeye dayanan dava konusu satış vaadi sözleşmelerinin de geçerli olmadığını, davacı ile müvekkilleri arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığını, davacının taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan hakkını ancak sözleşmenin tarafı olan dava dışı Ali Çağlar'a karşı ileri sürebileceğini, zira satış vaadi sözleşmesinin bir ön sözleşme olup, taraflara şahsi hak sağlayacağını, bu açıdan davanın husumetten reddinin gerektiğini, tüm bu nedenlerle, davanın reddine...