WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

MAHKEME KARARI Mahkemece, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde, taşınmazın sözleşme tanzim tarihine kadar olan bilumum vergi, harç ve rüsumları ile kanuni mükellefiyetlerinin satıcıya, anılan tarihten sonrakilerin alıcıya ait olacağının kararlaştırıldığı, bu hükmün tarafları bağladığı, dava konusu taşınmazın sözleşmenin akdedildiği tarih öncesi döneme ait bankaya 13.966,70 TL ödenmemiş borcu bulunduğu, sözleşme gereğince bu borçtan davalının sorumlu olduğu, Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddesinin 5 inci fıkrası uyarınca gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh verilmesinin zorunlu olduğu, satış vaadi sözleşmesi akdedilmeden şerh konulması söz konusu olamayacağı, sözleşme tanzim tarihinden sonra yapılmış olan bu masrafa davacının katlanması gerektiği, öte yandan davacı kira gelirinden mahrum kaldığını iddia etmiş ise de satış vaadi sözleşmesinin düzenlenmesinden sonra zilyetliğin kendisine geçtiği, taşınmazda kendisinin oturmaya başladığı, kiraya vermesi için tapunun kendisine devredilmesi...

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/06/2014 NUMARASI : 2014/58-2014/371 Dava, geçerli taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı alacak talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 07.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez....

        Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tapu İptal ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir....

        bu yana müvekkili tarafından dairenin demirbaş aidatlarını ödediğini, müvekkilinin sözleşme kapsamında üstlenmiş olduğu yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve müteadditi defalar şifahen tapunun devrini talep etmesine karşın davalılardan--------dava konusu bağımsız bölümün tapu devir ve tescil işlemlerini gerçekleştirmediğini, Bunun gönderilen ihtarnamelerle keşide edilerek taraflar arasında akdedilen 10.03.2011 tarihli satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerin ifa edilmesi talep edildiğini, aksi takdirde müvekkilinin uğradığı maddi manevi zararların tazmini ve dava konusu bağımsız bölümün müvekkilimiz adına tescili için yasal yollara başvurulacağı ihtaren bildirildiğini, davalılar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin şartlarının gereği gibi yerine getirilmediğinden söz konusu taraflar davalık olmuşduklarını, söz konusu davanın halen derdest olduğunu, davalılardan ----- dava konusu taşınmaz satış vaadi sözleşmesine istinaden tasarruf yetkisini kullanan ve dava konusu...

          bu yana müvekkili tarafından dairenin demirbaş aidatlarını ödediğini, müvekkilinin sözleşme kapsamında üstlenmiş olduğu yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve müteadditi defalar şifahen tapunun devrini talep etmesine karşın davalılardan--------dava konusu bağımsız bölümün tapu devir ve tescil işlemlerini gerçekleştirmediğini, Bunun gönderilen ihtarnamelerle keşide edilerek taraflar arasında akdedilen 10.03.2011 tarihli satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerin ifa edilmesi talep edildiğini, aksi takdirde müvekkilinin uğradığı maddi manevi zararların tazmini ve dava konusu bağımsız bölümün müvekkilimiz adına tescili için yasal yollara başvurulacağı ihtaren bildirildiğini, davalılar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin şartlarının gereği gibi yerine getirilmediğinden söz konusu taraflar davalık olmuşduklarını, söz konusu davanın halen derdest olduğunu, davalılardan ----- dava konusu taşınmaz satış vaadi sözleşmesine istinaden tasarruf yetkisini kullanan ve dava konusu...

            Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır. Elbirliği ortaklığına (iştirak halinde mülkiyete) konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarından birinin, miras payını, ortaklık dışı bir kişiye satmayı vaat etmesi halinde sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerlidir....

            Davalı Hasan Lafçı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; önceki savunmalarını tekrarla, 'Ceren Yapı İnşaat Daire Satış Sözleşmesi''nin adı ve içeriğinden anlaşılacağı üzere bir taşınmaz satış vaadi olduğunu, iş bu sözleşmenin adi yazılı olarak düzenlenmiş olup bir bağlayıcılığı olmayan geçersiz bir sözleşme olduğunu, taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan bütün sözleşmelerin geçerliliği resmi şekilde yapılmasına bağlı olduğunu, resmi şekilde yapılmayan gayrimenkul satış sözleşmeleri geçersiz olup taraflar arasında hiçbir bağlayıcılıkları olmadığını, Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi de ileride taşınmaz mülkiyetinin tapuda devrini yapmayı taahhüt eden bir ön sözleşme olduğunu, taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin de resmi senet şeklinde düzenlenmesi ve noter huzurunda iki tarafça imzalanması suretiyle geçerlilik kazanacağını, sözleşmenin şekil şartı kamu düzeni ile ilgili olup noter tarafından düzenleme şeklinde yapılması zorunlu olduğunu, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin noter...

            Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır....

            UYAP Entegrasyonu