Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

    Başka bir anlatımla, satış vaadi sözleşmesine konu “A bloktaki 6. kat denize bakan daire” mülkiyetinin davacıya geçirilmesi olanaksızdır. 18.10.1995 tarihli satış vaadi sözleşmesinin aynen ifası mümkün olmadığından davacı bu sözleşmeye dayanarak mülkiyet aktarımı isteyemez. Zira, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davanın kabulüne karar verilebilmesi için sözleşmenin aynen ifa olanağı bulunmalıdır. Sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli ve davacı koşulları varsa Borçlar Kanunu m.96’ya dayanarak davalıdan adem-i ifa sebebiyle tazminat talep edebilirse de aynen ifa olanaksız bulunduğundan münhasıran mülkiyet aktarımına ilişkin davanın reddi açıklanan nedenlerle doğrudur. Davalının karar düzeltme isteminin kabulü gerekir....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/02/2021 NUMARASI : 2019/221 ESAS - 2021/91KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı adına vekaleten Yusuf Eryaman'e ait Erzurum ili, Yakutiye ilçesi, İstasyon Mahallesi, 12 ada 220 parselde kayıtlı 952,14 m2 yüzölçümlü işyeri niteliğindeki taşınmazın satışı konusunda sözleşme imzaladıklarını, davalı T3 dava konusu taşınmazdaki tüm hak ve hisselerini taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile müvekkiline devrettiğini ve satış bedelini aldığını, davalıya bedel karşılığında taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde belirtilmiş olan kambiyo senetleri düzenlenerek teslim edildiğini, dilekçesinde sunduğu çeklerin ciro edilmiş olabileceği için herkes tarafından bankadan tahsil edilmesinin mümkün olduğunu, çeklerin kötü niyetli kişilerin eline geçmemesi için...

      Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

      Satış vaadi sözleşmesinden doğan hak ayni değil, kişisel haklardandır. Bunun sonucu olarak da satış vaadi sözleşmesinin tarafları, bu sözleşmeden doğan haklarını yalnız birbirlerine veya haleflerine karşı ileri sürebilirler. Satış vaadi sözleşmesi şahsi hak doğuran sözleşmelerden olduğu için, böyle bir sözleşme ile alacaklı sözleşmesinden doğan bu şahsi hakkını, borçlunun rızasını aramaksızın ancak üçüncü bir kişiye yine taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile devir ve temlik edebilir. Bu durumda, alacağı temellük eden kimse, temellük edenin yerine geçerek onun haklarını kullanabilir. Bir kişi malik olmadığı bir taşınmazı birden fazla sözleşme ile farklı kişilere satış vaadinde bulunabiliyorken, malik olmadığı taşınmazın mülkiyetini bir başkasına devredemeyecektir. İşte az yukarıda açıklanan nedenlerle davacıdan Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ile taşınmazı satın alan ...’a satış vaadi sözleşmesi ayni değil, kişisel nitelikte bir hak verir....

        Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyeti devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Bu durum, satışı vaat edilen taşınmazın tapusunda temliki tasarrufu engelleyen bir kaydın bulunması veya 3194 sayılı İmar Kanununun 18/son maddesi hükmüne aykırı şekilde taşınmaz satışı vaat edilmesi ya da vaade konu taşınmazın bir başka mahkemede mülkiyet uyuşmazlığına konu olması halinde de geçerlidir....

          Somut olaya gelince; davacı 29/06/2006 tarinde davalı ... vekili ile aralarında düzenlenmiş olan geçerli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanarak 31/05/2013 tarihinde açtığı davada tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur. ... ile ... arasındaki 2607 ada 26 parsel sayılı tapulu taşınmazın harici satış sözleşmesi ile satımına dayalı olarak açılan ve yukarıda açıklandığı gibi Gaziantep 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/216 Esas, 2013/156 Karar sayılı dosyasında görülen cebri tescil davasında, satış vaadi sözleşmesi borçlusu davalı ...'ın açılan davayı kabul etmesinin, ... ile ...'ün dava konusu olan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davacının tescil talebini sonuçsuz bırakmaya yönelik danışıklı bir işlem olduğu kuşkuya yer bırakmayacak şekilde bellidir....

            Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

              Davada dayanılan 29.01.2013 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesi biçimine uygun düzenlenmiştir. Sözleşmedeki edimin yerine getirilmemesi halinde vaat alacaklısı Türk Medeni Kanununun 716. maddesinden yararlanarak ferağa icbar suretiyle taşınmazın hükmen tescili için dava açabilir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinde amaç ileride bir taşınmazın satış işleminin yapılmasıdır. Başka bir anlatımla, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi yapılmakla vaat borçlusu ileride taşınmaz mal mülkiyetini vaat alacaklısına geçirme (yeni bir sözleşme yapma) taahhüdünde bulunur. İleride yapılması taahhüt edilen akit ise taşınmaz mal satımıdır. O yüzden taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri ileride yapılacak taşınmaz satış sözleşmesinin esaslı unsurlarını ihtiva etmelidir. Taşınmazın maliki olmayan kişinin bu taşınmaza ilişkin satış vaadi sözleşmesi düzenlemesi mümkündür....

                Mahkemece, satış vaadi sözleşmesindeki satış bedelinin davacı tarafından davalıya ödenmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava, satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22.maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213.maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706 (önceki Medeni Kanun 634) ve Noterlik Kanununun 89.madde hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716 (önceki Medeni Kanun 642) maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini istiyebilir....

                  UYAP Entegrasyonu