Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı alacak talebine ilişkindir. Borçlar Kanunu'nun 61.maddesinin 1.cümlesine göre, haklı bir neden olmaksızın başkasının zararına zenginleşen kimse, onu geri vermek zorundadır. Sebepsiz zenginleşmeden sözedilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır....

    Saygıdeğer çoğunluk tarafından da temerrüt olmadan işlemiş faize hükmedilmesinin yanlışlığına işaret edilmiş ise de; davalının sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade etmesi gereken miktarın denkleştirici adalet ilkesi gereğince bir kısım ekonomik verilerden yararlanılarak güncellenmesi gerektiği şeklindeki görüşüne iştirak etme imkanı bulunmamaktadır. Zira, sebepsiz zenginleşme halinde iadenin şumulü 818 sayılı BK'nun 63. maddesinde düzenlenmiştir. Denkleştirici adalet ilkesi; 4721 sayılı TMK'nun 1. maddesi gereğince, kanunda uygulanabilir bir hüküm veya örf ve adet yok ise hakim kendisi kanunkoyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir, hükmüne dayanılarak ortaya çıkmış bir ilkedir. Oysa sebepsiz zenginleşme halinde iadenin şumulü kanunen bellidir. Bu itibarla yerel mahkeme kararının davalı şirket lehine bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan, saygıdeğer çoğunluğun yazılı gerekçeyle hükmün davacı lehine bozulması görüşüne muhalifiz. 20.01.2016...

      Davada, dava konusu taşınmaza davacı tarafından yapılan faydalı ve zorunlu masrafların tamamının, sebepsiz zenginleşme kurallarına göre davalıdan tahsili talep edilmektedir. Uyuşmazlık, taşınmazın davacı tarafından dava tarihine kadar kullanılıp kullanılmadığı ve iade borcunun kapsamı noktasında toplanmaktadır. 02.02.1991 gün, 1990/1 E-1991/1 K.sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı gibi, iade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Uyuşmazlık konusu olayda olduğu gibi dava tarihinden çok önce yapılan ve davacı tarafından kullanılarak yararlanılan giderler nedeniyle, sebepsiz zenginleşme borçlusunun (davalının) bu giderlerin yapıldığı tarihte ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği kabul edilemez. Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade isteminde bulunabilmek için bir tarafın malvarlığının diğer tarafın mal varlığı aleyhine çoğalması gerekir....

        Davalı vekili, sözleşme hükümlerince ödenmesi gerekenden daha çok miktarda bir meblağın ödenmesi halinde, fazla ödenen kısım, hukuki bir sebebe dayanmaksızın yapılan ödeme niteliğinde olduğundan sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandığını, davacı tarafça iddia edilen sebepsiz zenginleşme durumunun dava tarihinden çok önceki tarihlerde ve en geç taraflar arasındaki sözleşmenin fesih tarihi olan 01.10.2006 tarihi itibariyle öğrenilmiş olduğunun kabulü ile süresinde açılmayan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini istemiştir....

          İptale ilişkin işlem (karar) kendisine ödeme yapılan kişi tarafından idari yargıda iptal ettirilmediği takdirde geçerli ve yürürlükte olan bir işlem (karar) olacağından bu işlem (karar) nedeniyle davacı kamu kurumu (idare) yapmış olduğu ödemeleri geri isteyebilir. Kendisine ödeme yapılan kişi de bu ödemeleri sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince geriye ödemek zorundadır. Adli yargıda açılması gereken bu davalarda kendisine ödeme yapılan davalı kişinin "ödeme koşullarını taşıdığı, iptal kararının doğru olmadığı, iyi niyetli olduğu, ödemenin geri istenmesinin yasal dayanağının bulunmadığı v.s." yolundaki savunmaları, ödemenin iptaline ilişkin işlemin (kararın) iptali için idari yargıda açacağı davada ileri sürülebilir. Adli yargıda sebepsiz zenginleşme nedeniyle kurumca açılan davalarda sonuca etkili olmadığı gibi idari bir işlemi (kararı) ortadan kaldıracak veya tesirini azaltacak sonuçları doğuracak iddia ve savunmaları adli yargının inceleme, yetki ve görevi de yoktur....

            İptale ilişkin işlem (karar) kendisine ödeme yapılan kişi tarafından idari yargıda iptal ettirilmediği takdirde geçerli ve yürürlükte olan bir işlem (karar) olacağından bu işlem (karar) nedeniyle davacı kamu kurumu (idare) yapmış olduğu ödemeleri geri isteyebilir. Kendisine ödeme yapılan kişi de bu ödemeleri sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince geriye ödemek zorundadır. Adli yargıda açılması gereken bu davalarda kendisine ödeme yapılan davalı kişinin "ödeme koşullarını taşıdığı, iptal kararının doğru olmadığı, iyi niyetli olduğu, ödemenin geri istenmesinin yasal dayanağının bulunmadığı v.s." yolundaki savunmaları, ödemenin iptaline ilişkin işlemin (kararın) iptali için idari yargıda açacağı davada ileri sürülebilir. Adli yargıda sebepsiz zenginleşme nedeniyle kurumca açılan davalarda sonuca etkili olmadığı gibi idari bir işlemi (kararı) ortadan kaldıracak veya tesirini azaltacak sonuçları doğuracak iddia ve savunmaları adli yargının inceleme, yetki ve görevi de yoktur....

              İptale ilişkin işlem (karar) kendisine ödeme yapılan kişi tarafından idari yargıda iptal ettirilmediği takdirde geçerli ve yürürlükte olan bir işlem (karar) olacağından bu işlem (karar) nedeniyle davacı kamu kurumu (idare) yapmış olduğu ödemeleri geri isteyebilir. Kendisine ödeme yapılan kişi de bu ödemeleri sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince geriye ödemek zorundadır. Adli yargıda açılması gereken bu davalarda kendisine ödeme yapılan davalı kişinin "ödeme koşullarını taşıdığı, iptal kararının doğru olmadığı, iyi niyetli olduğu, ödemenin geri istenmesinin yasal dayanağının bulunmadığı v.s." yolundaki savunmaları, ödemenin iptaline ilişkin işlemin (kararın) iptali için idari yargıda açacağı davada ileri sürülebilir. Adli yargıda sebepsiz zenginleşme nedeniyle kurumca açılan davalarda sonuca etkili olmadığı gibi idari bir işlemi (kararı) ortadan kaldıracak veya tesirini azaltacak sonuçları doğuracak iddia ve savunmaları adli yargının inceleme, yetki ve görevi de yoktur....

                İptale ilişkin işlem (karar) kendisine ödeme yapılan kişi tarafından idari yargıda iptal ettirilmediği takdirde geçerli ve yürürlükte olan bir işlem (karar) olacağından bu işlem (karar) nedeniyle davacı kamu kurumu (idare) yapmış olduğu ödemeleri geri isteyebilir. Kendisine ödeme yapılan kişi de bu ödemeleri sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince geriye ödemek zorundadır. Adli yargıda açılması gereken bu davalarda kendisine ödeme yapılan davalı kişinin "ödeme koşullarını taşıdığı, iptal kararının doğru olmadığı, iyi niyetli olduğu, ödemenin geri istenmesinin yasal dayanağının bulunmadığı v.s." yolundaki savunmaları, ödemenin iptaline ilişkin işlemin (kararın) iptali için idari yargıda açacağı davada ileri sürülebilir. Adli yargıda sebepsiz zenginleşme nedeniyle kurumca açılan davalarda sonuca etkili olmadığı gibi idari bir işlemi (kararı) ortadan kaldıracak veya tesirini azaltacak sonuçları doğuracak iddia ve savunmaları adli yargının inceleme, yetki ve görevi de yoktur....

                  Kendisine ödeme yapılan kişi de bu ödemeleri sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince geriye ödemek zorundadır. Adli yargıda açılması gereken bu davalarda kendisine ödeme yapılan davalı kişinin "ödeme koşullarını taşıdığı, iptal kararının doğru olmadığı, iyi niyetli olduğu, ödemenin geri istenmesinin yasal dayanağının bulunmadığı v.s." yolundaki savunmaları, ödemenin iptaline ilişkin işlemin (kararın) iptali için idari yargıda açacağı davada ileri sürülebilir. Adli yargıda sebepsiz zenginleşme nedeniyle kurumca açılan davalarda sonuca etkili olmadığı gibi idari bir işlemi (kararı) ortadan kaldıracak veya tesirini azaltacak sonuçları doğuracak iddia ve savunmaları adli yargının inceleme, yetki ve görevi de yoktur. Bu davalarda önemli olan, ödemenin iptaline ilişkin kamu kurumunca yapılan işlem (verilen karar) üzerine hangi tarihten itibaren ve hangi ödemelerin geri istenebileceğidir....

                    Kendisine ödeme yapılan kişi de bu ödemeleri sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince geriye ödemek zorundadır. Adli yargıda açılması gereken bu davalarda kendisine ödeme yapılan davalı kişinin "ödeme koşullarını taşıdığı, iptal kararının doğru olmadığı, iyi niyetli olduğu, ödemenin geri istenmesinin yasal dayanağının bulunmadığı v.s." yolundaki savunmaları, ödemenin iptaline ilişkin işlemin (kararın) iptali için idari yargıda açacağı davada ileri sürülebilir. Adli yargıda sebepsiz zenginleşme nedeniyle kurumca açılan davalarda sonuca etkili olmadığı gibi idari bir işlemi (kararı) ortadan kaldıracak veya tesirini azaltacak sonuçları doğuracak iddia ve savunmaları adli yargının inceleme, yetki ve görevi de yoktur. Bu davalarda önemli olan, ödemenin iptaline ilişkin kamu kurumunca yapılan işlem (verilen karar) üzerine hangi tarihten itibaren ve hangi ödemelerin geri istenebileceğidir....

                      UYAP Entegrasyonu