"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık kat karşılığı inşaat ve taşınmaz satış vaadi sözleşmesi gereği yüklenicinin edimini süresinde yerine getirmemesi sebebiyle açılan sözleşmeden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkin bulunduğuna ve davada zilyetliğe dayanılmadığına göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay ( 13.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 22.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ın 137 parseldeki hisselerini 18.6.1980 tarihli resmi şekilde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile diğer davalıya sattığını, kendisininde bu davalıdan aynı şekilde satın aldığını, açmış olduğu tescil davasının iştihak halindeki mülkiyet çözülmediğinden reddedildiğini, kayıt maliki davalının intikalleri sağlayarak payını 3.şahıslara tapuda devrettiğini ileri surerek taşınmazın rayıç değeri 148,164 YTL'nin faizi ile ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılardan ... davanın reddini dilemiş, diğer davalı cevap vermemiştir. Mahkemece, davalı ... ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm; davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Davalı ... 18.6.1980 tarihli düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile varisinden gelen 137 parseldeki hisselerini diğer davalıya satmıştır. Davalı ... ...'de 2.10.1980 tarinde önceki sözleşme ile satın aldığı hisseleri aynı biçimde davacıya devretmiştir....
'ın 137 parseldeki hisselerini 18.6.1980 tarihli resmi şekilde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile diğer davalıya sattığını, kendisininde bu davalıdan aynı şekilde satın aldığını, açmış olduğu tescil davasının iştihak halindeki mülkiyet çözülmediğinden reddedildiğini, kayıt maliki davalının intikalleri sağlayarak payını 3.şahıslara tapuda devrettiğini ileri surerek taşınmazın rayıç değeri 148,164 YTL'nin faizi ile ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılardan ... davanın reddini dilemiş, diğer davalı cevap vermemiştir. Mahkemece, davalı ... ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm; davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Davalı ... 18.6.1980 tarihli düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile varisinden gelen 137 parseldeki hisselerini diğer davalıya satmıştır. 2007/5087-10910 Davalı ... ...'...
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, biçimine uygun düzenlenmiş taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, karşı dava ise taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin feshi istemine ilişkindir. ... ... mirasçılarından davalı ... ... ve ... karşı davalarında 11.08.1998 günlü satış vaadi sözleşmesinin 03.08.1998 tarihinde protokole dayalı olarak yapıldığını, bu protokolde sözü edilen bedelin kısmen ödenmediğini ayrıca, protokoldeki diğer edimlerin yerine getirilmediğini, 11.08.1998 günlü satış vaadi sözleşmesinin feshini istemiştir. Mahkemece, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ve karşı davacılar ... ile ... temyiz etmiştir. 1-11.08.1998 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin konusu 791 parseldir....
Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin, Türk Medeni Kanununun 1009. maddesi uyarınca tapunun beyanlar hanesine şerhi mümkündür. Böylece, sözleşme alacaklısı sözleşmeden kaynaklanan kişisel hakkını kuvvetlendirmiş olur ve üçüncü kişilere karşı ileri sürme olanağı kazanır. Tapu Kanununun 26/6 maddesi uyarınca bu şerh beş yıl için geçerli olup beş yılın dolmasıyla kayıttan silinir ve anılan gücünü yitirir. Satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerhinden sonra beş yıl içinde kayda işlenen her türlü haciz, ipotek ve benzeri sözleşme alacaklısının haklarını kısıtlayacak nitelikteki şerhler de sözleşme alacaklısını bağlamaz....
Böylece, sözleşme alacaklısı sözleşmeden kaynaklanan kişisel hakkını kuvvetlendirmiş olur ve üçüncü kişilere karşı ileri sürme olanağı kazanır. Tapu Kanununun 26/6 maddesi uyarınca bu şerh beş yıl için geçerli olup beş yılın dolmasıyla kayıttan silinir ve anılan gücünü yitirir. Satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerhinden sonra beş yıl içinde kayda işlenen her türlü haciz, ipotek ve benzeri sözleşme alacaklısının haklarını kısıtlayacak nitelikteki şerhler de sözleşme alacaklısını bağlamaz. Somut olaya gelince 21.08.1996 tarihli ve 25431 yevmiye no'lu vekaletnamenin usulüne uygun şekilde düzenlendiği ve vekilin satış vaadi sözleşmesi yapma yetkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı ...'in bu vekaletname ile ...'i vekil tayin ettiği, vekilin ise 22.08.1996 tarihli ve 25473 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile müvekkilinin davaya konu 16, 132, 133 ve 428 parsel sayılı taşınmazlardaki miras hak ve hisselerinin tamamını davacıya satmayı vaat ettiği görülmüştür....
Asliye Hukuk Mahkemesi kararında ise 500.000,00 TL satış vaadi senedinde yazılı satın alma miktarı itirazının kaldırılmasına karar verildiğini beyan ederek, davalı T6'dan 2.634.871,69 TL alacağını fazlaya dair talep ve alacak hakları saklı kalmak kaydı ile hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacıların iddialarını kabul etmediklerini, satış vaadi sözleşmesi dava açıldığı tarih itibariyle zamanaşımına uğradığını, satış vaadi sözleşmesinden dolayı ödenen 500.000,00 TL için Adana 1. İcra Müdürlüğü 2014/5817 Esas sayılı dosyada icra takibi açıldığını, takibin Adana 7....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.01.2011 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 19.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalı ...'ın diğer davalıya verdiği vekaletnameye istinaden düzenlenen ... Noterliği'nin 29.02.2008 tarihli düzenleme şeklindeki satış vaadi sözleşmesi ile ..., ..., ... Mah. 191 parselde kayıtlı taşınmazdaki murisi ...'...
Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanununun 81. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili ile davacı arasında dava konusu taşınmazlara ilişkin taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapılıp tapuya şerh verildiğini ancak bir süre sonra tarafların anlaşarak sözleşmeden döndüklerini, müvekkilinin sözleşmeden dönülmesi nedeniyle davacıya 149.000,00- TL bedeli banka aracılığı ile iade ettiğini, bunun yanı sıra davalıya bir de daire sattığını, müvekkilinin 149.000,00- TL'yi iade ederken havalede açıklama kısmına "şerh karşılığı" notunu düştüğünü, taraflar arasında başkaca bir ticari ilişkinin bulunmadığını, davacının şerhi kaldırması gerekirken kaldırmadığını, satış vaadi sözleşmesinde tescil istenebilmesi için vaad alacaklısının satış bedelini ödemesi gerektiğini oysa davacının satış bedelini iade aldığını, sözleşmeden caydığını, bu sebeple tescil isteminde bulunamayacağını, davacının davranışlarının TMK'nun 2. maddesi uyarınca iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....