Dava, İİK'nın 67. maddesi uyarınca açılan davacıya satılan mal karşılığında düzenlenen iki adet fatura bedelinin tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı istemine ilişkindir. Davalı taraf, fatura içeriğinde belirtilen çelik çekme boru yerine dökme boru teslim edildiğini ileri sürerek malın ayıplı olduğunu ileri sürmüştür. Davalı vekili 30.01.2008 tarihli iadeli taahhütlü yazısında iki adet fatura muhteviyatı malların iade alınmasını, bilahare 26.02.2008 tarihli ihtarnamede de 2 adet fatura içeriği malın misli ile değiştirilmesini ya da malın iadesini talep etmiştir. Davalı vekili yargılamada da ayıplı mal nedeniyle davanın reddini olmadığı takdirde malın hurda değeri olarak belirlenen 3.432,00 TL. üzerinden sorumlu tutulmalarını istemiştir....
Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz. ''hükümlerinin düzenlendiği ancak yürürlükte bulunan 6502 Sayılı TKHK'nun 8....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının davalıdan satın aldığı kaynak makinasının ayıplı olduğunu, bu makinayla yapılan kaynakların kullanılamaz durumda olduğunu, davacı tarafça yapılan bildirim üzerine davalı tarafından gönderilen teknik servisin arızayı gideremediğini, davacının başka bir kaynak makinası almak zorunda kaldığını, ayıplı kaynak makinası bedeli olan 30.000 euronun 24.000 euroluk kısmının davacı tarafından davalıya ödendiğini ileri sürerek ayıplı mal nedeniyle satımın feshi talebinin kabulüne, davalıya ödenen 24.000 euro satış bedelinin ihtar tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davacıya iadesine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının cayma hakkını süresi içinde ve yasalara uygun biçimde kullanmadığını, makinaların sorunsuz bir şekilde davalıya teslim edildiğini, cihazdan kaynaklı bir sorun olmadığını, sorunun kullanıcı kaynaklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. III....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki Tüketiciyi Koruma Kanunundan kaynaklanan (Malın ayıplı olmasından kaynaklı) davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 414,00 TL. kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 05.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Aksi halde satılan, alıcı tarafından mevcut haliyle kabul edilmiş sayılır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)'nun 23/1-c maddesi; "Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır." şeklinde düzenlenmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)'nun 223/2. Maddesine göre ise, alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz....
Aksi halde satılan, alıcı tarafından mevcut haliyle kabul edilmiş sayılır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)'nun 23/1- c maddesi; "Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır." şeklinde düzenlenmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)'nun 223/2. Maddesine göre ise, alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz....
Her ne kadar, kredi sözleşmesinde malın teslim alındığına ilişkin tüketici imzası bulunduğundan bahisle dava reddedilmiş ise de, adı geçen sözleşme kredi sağlayan kuruluş tarafından ürünün tesliminden önce matbu olarak hazırlanıp, tüketiciye imzalattırıldığı açıktır. 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un ayıplı mal ile ilgili 4. maddesinin 3. fıkrasında, "İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10. maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Ayıplı 2011/6195-14088 malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, satılan malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Davalı vekili, dava konusu lastiklerin ayıplı olmadığının saptandığını ve satıldıktan uzun bir süre sonra iadesinin kabul edilemeyeceğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece TTK.nun 25/3. maddesindeki öngörülen süreler içerisinde ayıp ihbarında bulunulmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili,müvekkili şirketin davalı şirketten 2 adet konteyner satın aldığını, satın alınan konteynerların ayıplı olması nedeniyle yangına sebebiyet verdiğini ve müvekkili şirketin maddi zararının oluştuğunu ayrıca çıkan yangın nedeniyle şirketin ticari itibarının zedelendiğini ileri sürerek 25.000 TL maddi,20.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, satılan malların ayıplı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
mümkün olmaması nedeni ile gizli ayıp niteliğinde olduğu, araç üreticisi gizli ayıplı mal üretmekten dolayı ağır kusurlu, satıcısının ise kendi bünyesinde bulunan serviste bir çok kez servise gelmesine rağmen aracın gizli ayıplı olmasından kaynaklı sorunları yeteri kadar çözümleyemediği için hafif kusurlu olduğunu bildirmiştir....