K A R A R Davacı, davalı şirketten 31/05/2013 tarihinde ... marka aracı fatura değeri olan 57.673,75 TL bedelle satın aldığını, aracın aralıklı olarak 11/02/2014 tarihinde araç ekranında "motor ısı arızası" uyarı yazısı ile, 22/04/2014 tarihinde yine aynı uyarı sebebiyle ve 18/07/2014 tarihinde yine aynı uyarı ile birlikte bu kez "park yardım sistemi arızası" vermesi sebebiyle servise götürüldüğünü, bu şekliyle maldan yararlanamamasının süreklilik arz etmesi nedeniyle bu araçtan fayda göremediğini, aracın fabrikasyon kaynaklı üretim hatalı olduğunu, tüm bu nedenlerle ayıplı satılan malın iadesi ile ödenmiş olan 57.763,75 TL'nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
TTK 23/c bendi uyarınca malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise 2 gün içerisinde durumun ihbarı gerekir açıkça belli değil ise malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde incelemek veya inceletilmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu bu süre içinde karşı tarafa ihbar etmekle yükümlüdür. Davalı bu yükümlülüklerini yerine getirmediğinden itirazlarını itibar edilmemiştir....
inkar ettiğini ileri sürerek, 18.06.2013 tarihli 3.200 TL bedelli çekin iptali ile satılan malın davalıya iadesi ve sözleşmeden dönülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece davanın kabulüne, malın ayıpsız benzeri ile değiştirilmesine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6102 sayılı TTK. m. 23/c hükmü, “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunu'nun 223'üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” düzenlemesini, TBK. m. 223 hükmü; “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır....
Mahkemece, "......Taraflar arasındaki uyuşmazlık; Ayıplı olarak satılan malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi ya da ayıp oranında bedelinden indirim ile manevi tazminat talebine ilişkindir....
Taraflar arasındaki sözleşme 03.05.2012 tarihinde yapılmış, sözleşme gereğince satılan ses cihazı 25.05.2012 tarihinde davacıya teslim edilmiş ve davacının iddiasına göre düğün tarihi olan 31.05.2012 tarihinde verimli şekilde çalışmadığı ve bu nedenle ayıplı olduğu saptanmıştır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nun 23/1-c maddesi yarınca ticari satışlarda " Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkca belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkca belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunun 223.maddesinin 2. fıkrası uygulanır." Somut olayda satılanın ayıplı olduğu 31.5.2012 tarihinde yapılan düğün sırasında öğrenildiğine göre 6098 sayılı TBK'nun 223. maddesi uyarınca alıcı sonradan anlaşılan bu ayıbı hemen satıcıya bildirmelidir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıya iplik sattığını, davalının satılan malın bozuk olduğu gerekçesi ile bedelini ödemediğini, hatalı iplik satılmadığını ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının ayıplı iplik sattığını, bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını bildirerek davanın reddini istemiş, karşı dava yolu ile toplam 5.328.44.-YTL.nin mütekabil davacıdan faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Asıl dava, satıştan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine karşı dava ise satılan malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir....
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA 6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2020/325 Esas KARAR NO : 2021/342 DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) DAVA TARİHİ :24/07/2020 KARAR TARİHİ : 08/04/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 27/04/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının Ankara Şasmaz’da özel araç tamir ve bakımı isini yapan ve bu alanda ticari faaliyette bulunan bir firma olduğunu, servise gelen araçların yedek parça ve tamiratını gerektiren parçalarını başka firmalardan fatura karşılığında temin edilerek işçilik karşılığında tamirat ve bakımlarını yapmakta olduklarını, müşterinin, davacı firmaya 24.01.2019 tarihinde personel ve öğrenci taşımacılığı yapmakta olan ... tarzı ... plakalı aracı ile gelerek aracının motor devrinin yükseldiğini ve debriyaj setinde...
“Ancak satılan malın ayıbı tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmiş ise” demek suretiyle, satıcının malı satarken malın bildiği bir ayıbını ağır kusur veya hile ile tüketiciden gizlediğinin anlaşılması (sabit olması) halini, bunun içinde satıcının mal satarken malın ayıplı olduğunu bildiğinin, bilmesine rağmen bu ayıbı ağır kusur veya hile ile tüketiciden gizlediğini iddia eden davacı tüketici tarafından kanıtlanması halinde zaman aşımından yararlanamayacağını düzenlemiştir. Sanırım gerek dairemizin ve gerekse Hukuk Genel Kurulumuzun çoğunluğunun bana göre yanlış karar ve uygulaması 4077 Sayılı Yasa’nın 4/4. maddesinin son cümlesindeki “ayıp, ağır kusur veya hile ile gizlenmişse” cümlesindeki gizlenmişse kelimesine yanlış anlam verilmesinden kaynaklanmaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; "Tüm dosya kapsamı, dava ve cevap dilekçesi, keşif, bilirkişi raporları hep beraber değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı şirket tarafından davacıya satılan taşınmazın ayıplı olduğu ve oluşan hasarın giderilmesine ilişkin alacak davası olduğu, 6502 Sayılı Kanunun 8....