İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar T1 T2 vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilleri toprak sahibiyle kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapan Muzaffer Değerli, Halit Sarıbaş ile yaptığı daire satışına ilişkin satış vaadi sözleşmeleri ile binadan birer adet daire satın aldıklarını, müvekkillerinden T1, önceki yüklenicilerden satış vaadi sözleşmesiyle satın aldığı daireyi, sonrasında inşaatın ikinci yüklenicisi Mesut Atar’dan da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle satın aldığını, söz konusu satış vaadi sözleşmelerinin dava dilekçesi ekinde yer aldığını, müvekkillerinin Mesut Atar’ın alacak haklarına, “alacağın temliki” hükümleri kapsamında, halef olduklarının tartışmasız olduğunu, yüklenici Mesut Atar’ın toprak sahibi T5’dan 81.723,60 TL tazminat alacağı olduğunun Büyükçekmece 1....
Davalıların murisi ... ..., 25.06.1986 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu taşınmazdaki 448/9190000 payının tamamını tüm hak ve yükümlülükleriyle birlikte davacılara satmayı vaat ettiğine ve davacılar yararına satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil koşulları gerçekleştiğinden imar uygulaması nedeniyle imar parsellerinin ipotekle yükümlü kılınarak yüzölçümlerinin arttırılması imkanından da satış vaadi alacaklılarının yararlanmaları gerekir. Bu itibarla satış vaadi alacaklılarının bu ipotek bedellerini ödemek suretiyle satış vaadine konu paylara imar nedeniyle ilave edilen miktarların mülkiyetini de edinmeleri mümkündür....
Mahkemece, satış vaadi sözleşmesi gereğince satış bedelinin davalı ...’in aldığını bu nedenle satış bedelinin dava tarihi itibariyle denkleştirici adalet ilkesi gereğine ulaştığı değer 13.463 YTL.nin yasal faizi ile davalı ...’den tahsiline, davalı ... hakkındaki davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı ve davalı ...’in sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davalı ... tarafından dava konusu taşınmazın satılması, satış vaadi düzenlenmesi vs. için tevkil yetkisini de kapsar şekilde dava dışı ... ’a 8.10.1996 tarihinde vekalet verildiği, ... tarafından dava dışı ... ...’a, ... tarafından da 20.2.1997 tarihinde davalı ...’e vekalet verildiği, davalı ... tarafından ...’in 31.3.1997 tarihinde vekaletten azledildiği azlin dava dışı ...’e 14.1.1997 tarihinde tebliğ edildiği ve...
Davalı, satış vaadi sözleşmesi üzerinden on yıldan fazla zaman geçtiğini, zamanaşımı definde bulunarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının satış vaadi sözleşmesinden davalıya bahsetmediği ve devri için de talepte bulunmadığı, on yıllık zamanaşımı süresi dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür....
Noterliğinin 04.06.2009 tarih ve 13065, 27.08.2009 tarih ve 19570 ile 21.01.2011 tarih ve 01979 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmeleri ile toplam 180.000,00 TL bedel karşılığında davacıya satış vaadinde bulunduklarını, bedelin peşin olarak ödediğini ancak tapu maliklerinin İstanbul Anadolu 11. Sulh Hukuk Mahkemesinde 2012/454 Esas sayılı ortaklığın giderilmesi davası açtıklarını belirterek taşınmazın iştirak halindeki mülkiyet kaydının iptal edilmesine karar verilmesi ile malik durumunun feraiz hükümlerine göre müşterek mülkiyete çevrilmesine ve davalı payının satış vaadi sözleşmesi gereğince iptali ile adına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde satış bedelinin ödeme gününden itibaren işleyecek faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
K A R Ş I OY Dava, satış vaadi sözleşmesi gereğince tapu iptali tescil ve tapu kaydındaki şerhin terkini, birleştirilen davada ise dava konusu taşınmazlar üzerine konulan haciz şerhlerinin kaldırılması istemlerine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen 19.04.2002 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu taşınmazların davacıya satışı vaat edilmiş, satış vaadi sözleşmesi de 18.01.2005 tarihinde tapuya şerh edilmiştir. Birleştirilen dosyada davacı vekili dava konusu taşınmazlardaki davalı ...' ın hisseleri üzerine davalılar lehine konulmuş olan hacizlerin müvekkili lehine yapılmış bulunan satış vaadi sözleşmesinden ve ihtiyati tedbir kararından sonra tapuya işlendiğini hacizlerin müvekkilini bağlamayacağını, dava konusu taşınmazların söz konusu hacizlerden arındırılmış olarak müvekkili lehine tescilini istemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davacılar vekilinin dilekçeleri ile son celsedeki beyanından dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde rayiç bedele ilişkin alacak, bu da olmadığı taktirde taşınmaz üzerindeki yapı nedeniyle sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak isteğine ilişkindir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Dava dışı Cemile Ulaş’ın hissedar olduğu Antalya, Merkez, Koyunlar köyü 2038 parsel sayılı 35.250 m² lik taşınmazdaki 440 m² lik kısmını Antalya 3....
Asıl davada anılan satış vaadi sözleşmesi uyarınca tapu iptali ve tescil, tescilin olmaması halinde satış vaadi sebebiyle davalılardan 650,00 tazminatın tahsili, karşı davada 14.05.1980 tarihli satış vaadi sözleşmesinin feshedilmiş olduğunun tespiti ile iptaline karar verilmesi, birleşen 1992/136 Esas sayılı davada 14.05.1980 tarihli satış vaadi sözleşmesinin iptali ve birleşen 2000/182 Esas sayılı davada ise 14.05.1980 tarihli satış vaadi sözleşmesinin, satış vaadinde bulunan ...’in imzasının sahte olması ve hukuki ehliyetinin bulunmaması sebebiyle iptali talep edilmiş, birleşen 1991/652 Esas sayılı davada ise 18.09.1987 tarihli “Satış vaadi sözleşmesi” uyarınca tapu iptali ve tescil isteminde bulunulmuştur.Asıl dava, karşılık dava ve birleşen davalara dayanak teşkil eden gerek 14.05.1980 gerekse 18.09.1987 tarihli sözleşmeler taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri olup, taraflar arasında eser sözleşmesinin bir türü olan arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi bulunmamaktadır....
Somut olayda; dava konusu taşınmazın satış vaadi sözleşmesinin düzenlendiği tarihte davalıların murisi tarafından üçüncü kişiye kiraya verildiği ancak satış vaadi sözleşmesi düzenlendikten sonra kira bedelinin davacıya ödenmeye başlandığı dosya içerisindeki tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Davacının kira bedellerini tahsil etmesi nedeniyle taşınmazın hukuken davacıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. Bu nedenle mahkemece zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. Kabule göre de davalılar ... ve ...'in kabul beyanları dikkate alınarak bu davalılar hakkında HMK'nın 308. ve müteakip maddeleri gereğince hüküm kurulması gerektiğinin ayrıca 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğunun kabulü halinde de sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre satış bedelinin iadesine karar verilemeyeceğinin düşünülmemesi de doğru değildir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava değeri ortadayken belirsiz alacak davası açılamayacağını, müvekkili ile davacının 31.08.2016 tarihinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi imzalayarak İstanbul İli, Esenyurt İlçesi, Haramidere Mevkii, 2257 Ada, 6 Parsel, B1 Blok, 9. Kat, 122 Numaralı, 1+1A tipi Bağımsız Bölümün 372.294TL'ye davacıya satışı konusunda anlaştıklarını, daha sonra davacı alıcının, gördüğü lüzum üzerine Büyükçekmece 11....