WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İddia, savunma ve tüm dosya kapsamından; Dava; taraflar arasında yapılan taşınmaz satış sözleşmesi gereğince davalıya ödenen bedelin iadesi için başlatılan takibe vaki itirazın asıl alacak yönünden iptali talebini içermektedir. Taşınmaz mülkiyetinin devri sözleşmesi geçerli olabilmesi için M.K.634.m.si ile 706.m.si,6098 s.TBK.nun 237.m.si (818 s.BK.nun 213.m.si),Tapu kanununun 26.m.si ile Noterlik kanununun 60.m.leri uyarınca resmi şekle tabi olduğu,dava konusu satış vaadi sözleşmesinin noterde yapılmış resmi nitelikli bir sözleşme olması gerekir....

Yukarıda açıklanan nedenlerle, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği müflis yükleniciye isabet eden taşınmazın gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davacıya müflis şirket tarafından şahsi hak olarak temlik edildiği, davacının kira tazminatı ve eksik ve ayıplı işlerden kaynaklı tazminat istemlerinin ancak sözleşmenin nispiliği kuralı gereği taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tarafı olan yüklenici Müflis ...şirketinin iflas masasına alacak olarak kayıt edilebileceği, bu yönüyle davalı arsa sahibi ... Yapı Kooperatifi hakkındaki eldeki davada davalı arsa sahibinin tazminat istemleri yönünden pasif husumeti olmadığı anlaşıldığından davanın reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılarak satın alınan taşınmazın tapusunun devredilmemesi nedeniyle uğranılan maddi zarar ile tapu malikine yeniden arsa payı satın almak için ödenmek zorunda kalınan bedelin ve yapılan masrafın tahsiline yönelik açılan belirsiz alacak davasıdır. Taşınmaz mülkiyetinin devri sözleşmesi M.K.634.m.si ile 706.m.si,6098 s.TBK.nun 237.m.si (818 s.BK.nun 213.m.si),Tapu kanununun 26.m.si ile Noterlik kanununun 60.m.leri uyarınca resmi şekle tabi olduğu,dava konusu satış vaadi sözleşmesinin noterde yapılmış resmi nitelikli bir sözleşme olması nedeniyle geçerli bir sözleşme olduğu açıktır....

    Somut olaya gelince; her ne kadar davacı tarafça 16/10/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptal tescil talebinde bulunulmuşsa da dilekçe ile satış vaadi sözleşmesi sunulmadığından, dayandıkları gayrimenkul satış vaadi sözleşmesini dosyaya ibraz etmeleri için mahkemece süre verilmiş, davacı taraf Ordu 2. Noterliğince tanzim edilen 06/01/1994 tarih 260 yevmiye numaralı vekaletnameye dayanarak tescil talebinde bulunmuştur. Davacıların dayandığı vekaletname içeriği gereği taraflar arasındaki ilişki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi niteliğinde olmayıp, belirli bir işin yapılması konusunda yetki içerir vekaletname niteliğindedir. Tapulu taşınmazların alım ve satımları TMK'nın 706, TBK'nın 237, 2644 sayılı Tapu Kanununun 26. Noterlik Kanununun 60 ve 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadığı sürece hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve alıcısına herhangi bir hak bahsetmez....

      Noterliğinin 14 Aralık 2010 tarihli 35275’ye nolu “İstanbul Şişli Ayazağa birinci etap arsa satışı karşılığı gelir paylaşımı sözleşmesi" yapıldığını, sözleşme gereğince müvekkili şirkete ait arsa üzerinde her türlü masrafı yükleniciye ait olmak üzere konut ve işyerleri inşa edilecek, inşa edilen bu taşınmazların satışlarından elde edilen hasılat payları oranında taraflar arasında paylaşılacağını, sözleşme kapsamında inşa edilen konutun yüklenici tarafından pazarlanarak satıldığını, huzurdaki davada müvekkili Emlak Konut‘ta husumet yöneltilemeyeceğini, tüketici ile yapılan sözleşme içeriğinde bu durumun belirtildiğini, tüketici davacı ile imzalanan satış vaadi sözleşmesinde taraf olan yüklenicinin davalı firma olduğu belirtildiğini, satış vaadi sözleşmesi nedeniyle doğacak tüm tazminat ve telif haklarının muhatabının yüklenici olduğunu, bu düzenlemeye göre taşınmazı satın alan davacının geç teslim nedeniyle doğan zararlarını sadece davalı yükleniciden talep edilebileceğini, bu nedenle ilk...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.06.2009 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin dava değeri nedeniyle reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 08.01.1997 tarihli satış vaadi sözleşmesi uyarınca 889, 890, 891, 892, 895, 896, 897, 898, 900 ve 902 parsel sayılı taşınmazlardaki davalı payının bir kısmını satın aldığını ileri sürerek satış vaadi sözleşmesine konu payların tapusunun iptali ile adına tescilini talep etmiştir. Davalı, davacıya satış vaadinde bulunmadığını savunmuş, davanın reddini istemiştir....

        Davada dayanılan 29.01.2013 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesi biçimine uygun düzenlenmiştir. Sözleşmedeki edimin yerine getirilmemesi halinde vaat alacaklısı Türk Medeni Kanununun 716. maddesinden yararlanarak ferağa icbar suretiyle taşınmazın hükmen tescili için dava açabilir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinde amaç ileride bir taşınmazın satış işleminin yapılmasıdır. Başka bir anlatımla, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi yapılmakla vaat borçlusu ileride taşınmaz mal mülkiyetini vaat alacaklısına geçirme (yeni bir sözleşme yapma) taahhüdünde bulunur. İleride yapılması taahhüt edilen akit ise taşınmaz mal satımıdır. O yüzden taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri ileride yapılacak taşınmaz satış sözleşmesinin esaslı unsurlarını ihtiva etmelidir. Taşınmazın maliki olmayan kişinin bu taşınmaza ilişkin satış vaadi sözleşmesi düzenlemesi mümkündür....

          İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ:Davalı T4 tarafından 03/03/2021 tarihinde sunulan istinaf dilekçesi ile; davacı tarafından talep konusu yapılan paranın 1987 ve 1992 yılları arasında belediyeye taraflarınca imar için yatırıldığını, dava konusu taşınmazın murislerince davacıya satış vaadi sözleşmesi ile satıldığını, ancak söz konusu paraların satıştan evvel belediyeye yatırıldığını, bu ödemelerde davacının hakkının bulunmadığını, ayrıca satış vaadi sözleşmesinin on yıllık zaman aşımına uğradığını belirterek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:HMK'nun 355. Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı alacak istemlidir....

          Mahkemece, davalıların murislerinin dava konusu taşınmazlardaki paylarını satış vaadi sözleşmeleri ile davacı tarafa sattıkları, bu nedenle taşınmazların tam pay ile davacıya ait olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiştir. Çekişmeli taşınmazların tarafların müşterek murisi ... adına kayıtlı tapu kapsamında kaldığı hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık bir kısım mirasçıların 1953 tarihli noter satış vaadi sözleşmeleri ile davacı tarafa çekişmeli taşınmazlardaki miras paylarını satmayı vaadettikleri halde, 1967 yılında kayden ... ’a satmaları nedeniyle satış vaadi sözleşmelerine mi yoksa kayden yapılan satışlara mı üstünlük tanınacağı noktasında toplanmaktadır. Davacı taraf noter satış vaadi sözleşmelerine, davalı taraf ise pay temlikine ilişkin tapu kayıtlarına dayanmışlardır....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/04/2021 NUMARASI : 2016/1001 ESAS - 2021/214 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : K A R A R TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Çatalca İlçesi Muratbey Mahallesi 1512, 1513 ve 1821 parsel sayılı taşınmazların tarafların kök murisi 10.10.1975 tarihinde vefat eden Necip oğlu Rıfat Çavuş’tan intikalen gelen yerler olduğunu, davacıların Rıfat Çavuş’un çocukları, davalıların ise Rıfat Çavuş’un oğlu 26.03.2016 tarihinde vefat eden Nazmi Çavuş’un çocukları olduğunu, Davalıların Murisi Nazmi Çavuş’un 19.07.1976 tarih ve 4480 yevmiye sayılı düzenleme satış vaadi sözleşmesi gereğince Nazmi Çavuşa intikal eden bilumum taşınmazlardaki hisselerinin tamamının 17.000 Eski Türk Lirası bedel karşılığında davacılara satıldığını, satış bedelini ödedikleri taşınmazların zilyetliğini de satış vaadi sözleşmesinin düzenlenmesinden...

            UYAP Entegrasyonu