WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı- karşı davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 17.03.2017 tarihinde düzenlenen aracılık sözleşmesinin 6.1. maddesi uyarınca sözleşmenin 17.03.2017 tarihinden itibaren bir yıl süreyle geçerli olduğunu, davacı şirket tarafından tek taraflı olarak hazırlanıp müvekkiline imzalatılan sözleşmenin bütün hükümlerinin davacı şirketi koruyucu nitelikte olduğunu, müvekkilini koruyan hiçbir madde bulunmadığını, aracılık edilen sözleşme hangi nedenle feshedilirse edilsin aracı olan davalıya yükümlülükler yüklendiği halde, davacıya hiçbir yükümlülük yüklenmediğini, müvekkilin tüm edimlerini yerine getirdiğini, ancak davacının onaylı projeye aykırılıktan doğan ağır kusuru nedeniyle aracılık yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi alıcı tarafından feshedildiğini, bu hususun davacının da kabulünde olduğunu, bu nedenle müvekkilinin ücretin tamamına hak kazandığını, satış vaadi sözleşmesinin alıcının kusuru nedeniyle feshedilmesi halinde...

Davalı ise; Satış vaadi sözleşmesi karşılığında kendisine 2000 TL ödeme yapıldığını ancak davacının daha sonra vazgeçtiğini, davacının ödediği para karşılığında davacıya 2000 TL lik senet verdiğini, davacının bu senedi İslahiye İcra Müdürlüğünün 2008/669 sayılı dosyasında 8.000-TL olarak tahrif ederek takibe koyduğunu, borcu 2000 TL olduğundan icra hukuk mahkemesine başvurduğunu, mahkemenin kendisini haklı bulduğunu, 2000 TL borcunu kabul ederek ödediğini, davacının icra dosyasına verdiği 30.12.2009 tarihli beyanında alacağının kalmadığını bildirerek kendisini ibra ettiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece kira sözleşmesinin sebebinin satış vaadi sözleşmesi ve bu sözleşmeden dolayı düzenlenen bono olduğu ve buna dayanarak yapılan takibin de ......

    Mahkemece, Davanın KABULÜNE, Taraflar arasında tanzim olunan 06/12/2015 tarihli devre mülk satış vaadi sözleşmesinin iptaline ve sözleşme nedeniyle verilen senetler nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiş; hükmün davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 06.12.2015 tarihli devremülk satış sözleşmesinin iptali ve borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır....

      Davalı , 2675 parsel sayılı taşınmazdaki hissesinin % 60 ‘ını satış vaadi sözleşmesi ile davacıya sattıktan sonra davacının talep ve kabulü ile ifraz ve tevhit işlemleri yapıldığını, ifraz sonucu oluşan parsellerden 5871 parsel sayılı taşınmazın her ne kadar tapuda davacıya satışı yapılmış gibi gösterilmiş ise de, satış vaadi sözleşmesi uyarınca bedelsiz olarak devredildiğini bu nedenle ifraz ve tevhit sonucu oluşan 5868 parsel sayılı taşınmazdaki % 60 payının davacı adına tescil edilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulü ile 5868 parsel sayılı taşınmazın 9173.44 metrekarelik kısmına isabet eden payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Noterde biçimine uygun olarak 28.9.1998 tarihinde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile davalı ... , 2675 parsel sayılı taşınmazın 60/100 payını davacı ...’a satmayı vaat etmiş ve bedelini almıştır....

        Davalı, 26.04.2010 tarihinde noterde düzenlenen taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi ile taşınmaz hissesini davacıya 50.000.00.TL bedelle satmış ve bedelini de almıştır. Bu taşınmaz hisse satışından dolayı davacının davalıya bir borcu kalmamıştır. Kaldı ki geçerli sözleşmeden önce tapulu taşınmazın haricen satışını düzenleyen ve geçersiz olan 15.04.2010 tarihli satış akdi sözleşmesini taraflar vekaleten imzalamıştır ve vekaleten imzalayan taraflara yükümlülük yüklenemez. Ayrıca bu geçersiz sözleşmeye dayalı olarak kaparo olarak ödenen 10.000.00.TL' nın satış bedelinden mahsubu gerekir. Böylece taşınmazın 60.000.00.TL' ya satıldığı iddiasında dahi 10.000.00.TL kaparo ve noterde düzenlenen gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi sırasında ödenen 50.000.00.TL ile satış bedelinin tamamının ödendiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, davacı tarafından davalı İ.....

          İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 01/11/2018 tarih ve 2017/670 Esas 2018/965 Karar sayılı Kararı ile; " ….… taraflar arasındaki temel ilişkinin Satış Vaadi sözleşmesi olduğu ve her ne kadar satış vaadi sözleşmesindeki davalı yükümlülüğünün yerine getirilemediğinden bahisle paranın iadesine yönelik taraflar arasında borç kabul ve teminat sözleşmesi imzalanmış ise de; satış vaadi sözleşmesi resmi şekle tabii iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden olup resmi şekil geçerlilik şartıdır. Geçerlilik şartı anlamında resmi şekle tabii sözleşmelerin feshedilmesi de resmi şekle riayet edilerek yapılmalıdır. Tek taraflı irade beyanıyla feshedilemez. Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesinin fesh edilmesine ilişkin resmi şekle riayet edilerek düzenlenmiş herhangi bir fesih protokolü dosyaya ibraz edilememiştir....

            KARAR Dava satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede ise tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, .... Köyü, 579 parsel sayılı taşınmazda adına kayıtlı 8500 m² hisseden 1.000 m²'lik hisseyi davalı ...’un ... Noterliği’nin 31.05.1989 tarih ve 12658 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davalı ...’e satmayı vaat ettiğini, davalı ...’ın bu yeri fiilen teslim alıp tel çit ile çevirdiğini ve meyve ağaçları dikmek suretiyle kullandığını, davalı ...’in ... Noterliği’nin 22.11.2002 tarih ve 32748 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile bu yeri davalı ...'ya satmayı vaat ettiğini, davalı ... ise malik sıfatıyla zilyedi bulunduğu ve kullandığı yeri davacı ...'a ......

              Uyuşmazlık, davacının, noterde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine göre bedelini ödeyip zilyetliğini edindiği taşınmazların devrinin mümkün olmaması nedeniyle rayiç bedelin tahsili istemine yöneliktir. Dosya kapsamından, davacının daha evvel Burdur İcra Dairesi'nin 2010/3108 sayılı dosyası ile ilgili taşınmaz vaadinin yerine getirilmemesi nedeniyle ödediği 10.000TL'nin iadesi amacıyla icra takibi başlattığı, itiraz üzerine görülen .... ...2010/151E. sayılı itirazın iptali davası sonucunda ise davanın kabulüne karar verildiği, davacının bu şekilde ilgili satış vaadi sözleşmesi gereğince ödediği bedeli tahsil ettiği, davacının işbu davadaki talebinde de mahsup isteğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde, davacı daha önceki bedel iadesi talebiyle sözleşmeden dönme iradesini göstermiş ve seçimlik hakkını bedel iadesinden yana kullanmış olduğundan, artık aynı sözleşmeye dayanarak rayiç bedel isteminde bulunamaz....

                Davalı ... vekili, taraf olmadıkları ve bu yüzden bağlayıcılığı olmayan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin 27/11/1984 tarihli olması nedeniyle yasalarda belirtilen hak düşürücü süre ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, müvekkilini bağlayan tapu sicilinde herhangi bir kısıtlayıcı şerhinde bulunmadığını belirterek haksız açılan davanın husumet, hak düşürücü süre veya zamanaşımı aksi kanaatte ise de esastan reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, ... 1. Noterliğince düzenlenen 27/11/1984 tarih 18284 yeymiye sayılı gayrimenkül satış vaadi sözleşmesi ile dava dışı ... mirasçılarından davacı ...'a dava konusu taşınmazın satış vaadi taahhüdünde bulunulduğu 18/01/2012 tarih ve 156 yevmiye nolu satış ile davalı ...'a devrolunduğunu, davalı ...'...

                  Davacı ile davalı arasında yapılan 17.7.2000 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi, taraflarını bağlayan hukuken geçerli bir sözleşmedir.Taraflar lehine hak ve yükümlülükler doğurur. Ne var ki davalı sözleşmeye konu taşınmazı 3.10.2005 tarihinde 3.kişiye satmıştır. Bu tarih itibariyle akdin ifası davalı yönünden imkansız hale gelmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu