"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, davalılar ile 07/02/2015 tarihli devremülk sözleşmesi imzaladığını, ödemede zorluk çekince 26.06.2015 tarihinde sözleşmenin talil edilerek 11.400,00 TL bedelli devre mülk satış sözleşmesi imzaladığını, 1.550,00 TL ödeme yaptığını, tapuda devir işleminin gerçekleşmediğini belirterek 07.02.2015 tarihli ve 23.06.2015 tarihli 11.400,00 TL. Bedelli Sözleşme Değişiklik protokollü Devremülk Satiş Vaadi Sözleşmesinin iptaline ve 1.550,00 TL bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte iadesini talep etmiştir. Davalılar, cevap vermemiştir....
Elbirliği ortağının, ortaklık tasfiye edildiğinde kendisine düşecek tasfiye payına ilişkin olarak yapacağı taşınmaz satış vaadi sözleşmesi bir taahhüt sözleşmesi olarak geçerli olup böylelikle bir ortağın tasfiye payı azalmakta veya kalmamakta ve bu pay elbirliği mülkiyetin diğer ortağının payına ilave edilmektedir. Resmi şekle uygun olarak düzenlenmiş satış vaadi sözleşmeleri hüküm ve sonuç doğurmakta ise vaat alacaklısı taraf TMK'nın 716. maddesine dayanarak karşı tarafı ferağa zorlayabilir. Bu durumda mahkemece elbirliği malikleri arasındaki sözleşmeye değer tanınmalı, satış vaadi ile bir ortağın ortaklık payını diğer ortağa satışı olanaklı bulunduğundan usulen belirlenecek payların davacı adına tesciline karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle, 29.09.1997 ve 18.08.1998 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri uyarınca davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın reddi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir....
Mahkemece, davanın Kabulü ile, 15/12/2013 tarih 12848 sözleşme no'lu devre mülk satış vaadi sözleşmesinin iptali ile, Sözleşme nedeniyle verilen senetler nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, senetlerin davacıya iadesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 15.12.2013 tarihli devre mülk satış sözleşmesinin iptali ve sözleşme nedeniyle imzalanan senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır....
Noterliğince 27.2.1997 tarihinde düzenlenen gayrımenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, müvekkillerinin murisi...’ın davalı ... ile 24.1.2000 tarihinde haricen imzalanan satış vaadi sözleşmesi ile A Blok 2 nolu daireyi satın aldığını, A bloğun tamamının murisleri tarafından yapıldığını, ayrıca davalı ... tarafından tapuda satış gösterilmek suretiyle A Blok 3 nolu bağımsız bölümün davalı ...’e, 4 nolu bağımsız bölümün davalı ...’e devredildiğini, sonrasında davalı ...’ni temsilen davalı ... tarafından yüklenicinin edemini süresinde yerine getiremediğinden bahisle kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ile tapu iptal ve tescil talebine yönelik açılan davanın kabulüne karar verildiğini, ancak davada ... avukatının talebi üzerine davalı ... ve davalı ... adına kayıtlı taşınmazlar hakkında tapu iptal ve tescil kararı verilmediğini, müvekkili ...’ın ......
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağının bulunması zorunludur. Elbirliği mülkiyetine (Türk Medeni Kanunu m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağı varlığı düşünülemez. Somut olayda, satış vaadi sözleşmesine konu 84 parsel tapu kaydına göre elbirliği mülkiyet rejimine tabidir. Satış vaadi sözleşmesi iştirakli paydaşlar arasında yapılmamıştır. Davacı iştirakli paydaş olmadığından az yukarıda değinildiği üzere anılan sözleşmeye dayanılarak tescil talebinde bulunulamaz. Elbirliği (iştirak) mülkiyetine konu bir taşınmazda ortaklık dışında üçüncü kişiye yapılan satış vaadi sözleşmesi bir taahhüt muamelesi olarak geçerlidir....
Taşınmaz mülkiyetinin devri sözleşmesi M.K.634.m.si ile 706.m.si,6098 s.TBK.nun 237.m.si (818 s.BK.nun 213.m.si),Tapu kanununun 26.m.si ile Noterlik kanununun 60.m.leri uyarınca zorunlu resmi şekle tabi olduğundan,dava konusu satış vaadi sözleşmesinin noterde yapılmış resmi nitelikli bir sözleşme olmaması,resmi nitelikte olmayan harici geçersiz bir gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi olması,geçersiz sözleşmelerde sözleşmede kararlaştırılan edimin (evin yapılmaması) yerine getirilmemesi nedeniyle alıcı davacı tarafından sözleşmenin feshi ve bedel iadesi talebi halinde taraflardan her biri diğer tarafın/alıcı davcının ifa ettiği edimi davalı satıcı iade etmekle yükümlüdür. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan ifadan bahsetmek için ilk önce sözleşmenin ifa olanağı bulunup bulunmadığının tespiti gerekmektedir....
nun ise; taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapılmadan önce 1996 tarihinde öldüğü, taraflar arasında düzenlenen satış vaadi sözleşmesinde satış vaadinde bulunan davalının "murisi ... ve ...'nun vefatı nedeniyle kendisine intikal eden veya intikali lazım gelen dava konusu taşınmazlardaki paylarının" satışı vaadinde bulunulduğuna göre ve satış vaadi sözleşmesi yapıldığı esnada ...'nun taşınmazlarda ...'dan miras yoluyla kendisine intikali lazım gelen paylar üzerinde de mülkiyet hakkı bulunduğu gözetildiğinde davalının mirasbırakan ...'ndan davalıya intikal eden taşınmazlardaki paylar yönünden açılan davaya bir diyeceğinin olmadığı yönündeki beyanının kısmi kabul olarak değerlendirilemeyeceği, zira yukarıda anlatıldığı üzere satış vaadi sözleşmesi akdedildiği esnada davalının taşınmazlardaki payının, ...'dan miras yoluyla ...'...
/2018 tarihli ve------ yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi, Hasılat Paylaşım Esaslı İnşaat Sözleşmesi, Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi istinaden TMK 1009....
Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın alınan taşınmazdaki hisselerin davalı ... tarafından tapuda 3. bir şahsa satılması ve ortaklığın giderilmesi davası ile de paraya dönüşmesi nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Dosyada alınan bilirkişi raporunda ortaklığın giderilmesi davasında yapılan hesaplama ile aynı olacak şekilde taşınmazdaki davalı ...’in kendi sattığı hissesinden 42.633,02 TL, annesi ......... intikal eden 5.835,80 TL hisse bedeli olmak üzere toplam 48.468,82 TL paylaştırma hesabı yapılmış, mahkemece de bu rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27/10/2015 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkin icra takibine itirazın iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın zamanaşımı süresi dolmuş olması nedeniyle reddine dair verilen 08/03/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava; taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan alacak yönünden yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili; İzmir 22....