Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

şeklinde açıklanmış; "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinin (a) bendinde ise: "Bu Kanun Hükmünde Kararnamede geçen ikrazatçı; devamlı ve mutad meslek halinde, faiz veya her ne ad altında olursa olsun bir ivaz karşılığı veya ipotek almak suretiyle, ödünç para verme işleriyle uğraşan veya ödünç para verme işlerine aracılık eden ve kendilerine faaliyet izni verilen gerçek kişileri, ifade eder." tanımlaması yapılmıştır....

    Ancak alacak bir ilama müstenid ise teminat aranmaz. Alacak ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkeme teminata lüzum olup olmadığını takdir eder. 2004 sayılı Yasanın 257. maddesinin birinci fıkrasında vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz talep etme koşulları; ikinci fıkrada ise vadesi gelmemiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilecek haller düzenlenmiştir. Gerek birinci, gerekse ikinci fıkra hükümleri dikkate alındığında, ihtiyati haciz talep edebilmek için, öncelikle ortada bir para borcunun bulunması, bir diğer deyişle ihtiyati haciz talep eden kişinin talep konusu borcun alacaklısı sıfatına sahip olması gerekir. Maddenin birinci fıkrasına göre ihtiyati haciz isteyebilmek için, alacağın kural olarak vadesinin gelmiş olması gerekir. Vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilmesinin diğer bir şartı ise alacağın rehin ile temin edilmemiş olmasıdır. Rehin ile temin edilmiş olan bir alacak teminata haiz olduğu için ihtiyati hacize gerek yoktur....

    Ancak alacak bir ilama müstenid ise teminat aranmaz. Alacak ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkeme teminata lüzum olup olmadığını takdir eder. 2004 sayılı Yasanın 257. maddesinin birinci fıkrasında vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz talep etme koşulları; ikinci fıkrada ise vadesi gelmemiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilecek haller düzenlenmiştir. Gerek birinci, gerekse ikinci fıkra hükümleri dikkate alındığında, ihtiyati haciz talep edebilmek için, öncelikle ortada bir para borcunun bulunması, bir diğer deyişle ihtiyati haciz talep eden kişinin talep konusu borcun alacaklısı sıfatına sahip olması gerekir. Maddenin birinci fıkrasına göre ihtiyati haciz isteyebilmek için, alacağın kural olarak vadesinin gelmiş olması gerekir. Vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilmesinin diğer bir şartı ise alacağın rehin ile temin edilmemiş olmasıdır. Rehin ile temin edilmiş olan bir alacak teminata haiz olduğu için ihtiyati hacize gerek yoktur....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/429 Esas KARAR NO : 2021/688 DAVA : Menfi Tespit (Rehin Karşılığı Ödünç Verme İşinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 15/05/2019 KARAR TARİHİ : 04/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Rehin Karşılığı Ödünç Verme İşinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine açtığı dava dilekçesinde özetle: davalı şirket tarafından müvekkili ... aleyhine İzmir ..... İcra Müdürlüğü'nün......

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Tefecilik yapmak Hüküm : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: TCK'nın 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması, kişiler arasında doğmuş bir alacak borç ilişkisine dayanmayan kazanç elde etme amaçlı ödünç para verme eylemlerinin tefecilik suçu kapsamında bulunması ve aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları nazara alındığında yüksek sayılabilecek miktarda paranın karşılıksız verilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmaması gözönüne alınarak sanık hakkında tefecilik suçundan beraat kararı verilmiş ise de; dosyadaki mevcut delillerin hüküm kurmaya yeterli olmadığı nazara alınarak, maddi gerçeğin kuşkuya...

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Tefecilik yapmak Hüküm : Beraat Sanığın tefecilik yaptığı iddiasıyla açılan kamu davasında, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1-TCK'nın 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması, kişiler arasında doğmuş bir alacak borç ilişkisine dayanmayan kazanç elde etme amaçlı ödünç para verme eylemlerinin tefecilik suçu kapsamında bulunması ve aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları nazara alındığında yüksek sayılabilecek miktarda paranın karşılıksız verilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmaması; bu bağlamda vergi tekniği raporu kapsamında ifadesine başvurulan tanık ...’un, sanığa kar payı adı altında ödeme yaptığını beyan ettiğinin anlaşılması karşısında, maddi...

          Davalılar, ... aleyhine açılan davanın husumet nedeni ile reddi gerektiğini, sunulan belgelere göre de paranın ödünç olarak verildiğine dair hiçbir açıklama olmadığını, davacı tarafın borç para verdiği iddiasını ispat etmesi gerektiğini, davacıya borçlarının bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılarca temyiz edilmiştir. 1-Dava, ödünç sözleşmesine dayalı alacak iddiası hakkında yürütülen takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, ... 2. İcra Müdürlüğünün 2011/6965 sayılı dosyası ile davalılar hakkında 16.800$ karşılığı 25.782,96 TL asıl alacak üzerinden takip başlatmış, takip sebebi olarak "elden verilen borç bakiyesi" gösterilmiştir. 2013/16047-29003 İtirazın iptali davası aşamasında ise davacı borç iddiasının dayanağı olarak ......

            Taraflar kardeş olup HUMK 293/1 maddesi gereği tanıkla ispat mümkündür.Dinlenen davacı tanıkları davacının ödünç verdiği iddiasını doğrulayamamış,paranın ev alımı için gönderildiğini,ödünç verme ile ilgili bilgilerinin olmadığını bildirmişlerdir. Davacı yasal delillerle iddiasını kanıtlayamamıştır. Hal böyle olunca mahkemece davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kısmen kabulü usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.3.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması karşısında; dava konusu olaya ilişkin maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, sanıkların, vergi mükellefi olması halinde ve gerektiğinde hakkında vergi incelemesi yaptırılması, icra müdürlükleri nezdinde alacaklı olduğu takip dosyalarının araştırılıp varsa borçluların faiz karşılığı sanıklardan ödünç para alıp almadıkları hususunda tanık olarak beyanlarına başvurulması, faiz karşılığı borç para verip vermediği hususunda detaylı kolluk araştırması yaptırılmasından sonra sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini yerine, eksik araştırma ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması, 4-Sanık ... hakkında ...'...

                Tefecilik ilişkisinde faiz karşılığı ödünç para alan kişi, iradi olarak faiz ilişkisinin tarafı olmakta olup gerçek anlamda suçun pasif failidir. Ancak kanun koyucu izlediği suç siyaseti gereği tefecilik fiilinin aktif failinin kolayca tespitini sağlamak amacıyla ödünç para alan kişiyi cezalandırmamıştır. Bu halde tefecilik fiilinin pasif faili konumunda bulunan faiz karşılığı ödünç para alan kişinin suçun mağduru olarak kabulüne olanak yoktur. Bu kişilerin fail hakkında şikayetçi olmaları halinde açılan bir kamu davasındaki konumları ihbar eden niteliğindedir ve suçun doğrudan mağduru olmadıklarından davaya katılma hak ve yetkileri bulunmamaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu