Sanığın, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu Başkanlığının 14/10/1978 tarih ve A-1362 sayılı kararı ile tescil edilip, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulunun 03/07/1987 tarih ve 3492 sayılı kararı ile tescilinin devamına karar verilen ve Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 27/03/2004 tarih ve 3225 sayılı kararı ile de koruma amaçlı imar planı onaylanan 3. derece arkeolojik sit alanı içerisindeki suça konu taşınmaz üzerinde inşai faaliyette bulunmayı, 02/08/2012 tarihli “düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi” ile müteahhit olarak üstlendiği, taşınmazda, 05/11/1999 tarih ve 658 sayılı arkeolojik sitlerin koruma ve kullanma koşullarına ilişkin ilke kararı gereği müze uzmanlarının denetiminde sondaj kazısına başlanıldığı, sanık hakkında, hava koşulları nedeniyle kazıya ara verildiğinde, Müze Müdürlüğünün bilgisi ve izni dışında iş makinesi kullanılarak sondajların derinleştirildiği iddiasıyla açılan...
, Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hükmün (1) nolu bendinin eserlerin Müze Müdürlüğüne teslimine ilişkin 7. paragrafındaki, “Müze müdürlüğünde bulunan tarihi eser değeri olan, 2863 sayılı yasa kapsamındaki pişmiş topraktan ağırlık ile mühür baskının Müze Müdürlüğüne TESLİMİNE,” cümlesindeki “Müze Müdürlüğüne TESLİMİNE” ibaresinden önce “2863 sayılı Kanunun 75. maddesi gereğince” ibaresinin eklenmesi ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA; 12/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bakanlığına duruşma gününün bildirilmediği, onun yerine davaya katılma hak ve yetkisi bulunmayan Side Müze Müdürlüğü adına duruşma gününün tebliğ edildiği, hazine vekilinin 12.11.2013 havale tarihli dilekçesi ile Side Müze Müdürlüğü adına katılma talebinde bulunduğu ve 12.12.2013 tarihli celsede Side Müze Müdürlüğü’nün katılmasına karar verildiği anlaşılmakla; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 04/06/2020 gün ve 2018/6-472-2020/262 sayılı ilamında, “sanık hakkında açılan kamu davasına katılma hakkı bulunan suçtan zarar görene CMK’nın 233. maddesi uyarınca duruşma gününü bildirir çağrı kağıdı tebliğ edilmesi ve CMK’nın 234/1-b maddesinde sayılan hakları kullanma imkanının tanınması gerekirken, bunun yapılmamasının, duruşmadan haberdar edilmeden yargılamaya devam edilerek delil sunma hakkı elinden alınan suçtan zarar gören yönünden hak kısıtlaması niteliğinde olduğunun” belirtilmesi karşısında, suçtan zarar gören ... adına İl ... ve ......
Bilirkişi heyetinde 4.kişi olarak müze müdürünün bulunması usulüne uygun değil ise de davada taraf olan müze müdürü dahi sanık lehine beyanda bulunduğu gözetildiğinde beraat hükmünün onanması gerektiği görüşündeyiz....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık Hüküm : CMK'nın 223/2-a. maddesi gereğince beraat 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan Müze Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan açılan kamu davasına Kültür ve Turizm Bakanlığı yerine hazine vekilinin katılma hakkını haiz olmayan ... adına yapılan katılma talebinin kabulü ile belirtilen kurumun davaya katılmasına karar verilmesinin, hükmü temyiz etme hak ve yetkisi vermeyeceği anlaşılmakla, katılan Müze Müdürlüğü vekilinin temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 11/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Şti. aleyhine 10/08/2011 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11/06/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı .... A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava Avukatlık Kanunu’nun 165. maddesinden kaynaklanan vekalet ücreti alacağı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan .... A.Ş tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, müvekkillerinin işçilik alacaklarıyla ilgili olarak ..... 1. İş Mahkemesinin 2010/364, 365, 367, 368, 366 ve ..... 2....
in ikametinde çok sayıda kültür varlığı bulunduğu ve bunlara müşteri aradığı bilgisine ulaşıldığı ve Ortaköy Sulh Ceza Mahkemesi'nden alınan 18.05.2011 tarih, 2011/72 değişik iş sayılı arama ve el koyma kararına binaen sanığın evinde yapılan aramada; çok sayıda sikke, ok ucu, haç, çivi ve değişik objelerin bulunduğu, sanık hakkında soruşturmaya başlandığı ve 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan davanın açıldığı, her ne kadar sanığın verdiği ifadelerde, kendisinin tarihi eserlere merakının olduğunu, dedektör ile yaptığı aramalarla bu eserleri bulduğunu ve Müze Müdürlüğü'ne götürdüğünü, ancak Müze Müdürlüğü tarafından bu eserlerin değersiz olduğu söylenerek alınmadığını beyan etmiş ise de; eserler hakkında aldırılan 24.05.2011 tarihli Müze Müdürlüğü raporunda ve 06.06.2012 tarihli arkeolog bilirkişi raporunda, eserlerin 2863 sayılı Kanun kapsamında, korunması gerekli kültür varlığı olduklarının belirlendiği, yargılama aşamasında sanık tarafından ismi bildirilen Müze Müdürü ...'...
Köylü tarafından 20.10.2008 tarihinde Uşak Müze Müdürlüğüne yazı yazılarak kazı yapılacak hattın incelenmesinin ve durumdan bilgi verilmesinin istendiği, 20.10.2008 tarihinde Müze Müdürlüğü görevlilerince olay yerinde yapılan incelemede, kazı faaliyeti ile yüzeye çıkarılmış mermer, seramik parçaları ile insan kemiklerine rastlanıldığı ve düzenlenen 21.10.2008 tarihli raporda ... köyü ile mezarlık arasındaki yolun, tescil edilmemiş höyük üzerinden geçtiği, henüz tescil edilmemiş höyükte ilgili Koruma Bölge Kurulu'nca çalışmanın yapılması ve höyüğün koruma altına alınması gerektiğinin belirtildiği, her ne kadar fiberoptik kablo döşeme işini alan firmanın sorumluları olan sanıklar hakkında, korunması gerekli kültür varlığında izinsiz kazı çalışması yapmaları nedeniyle 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan dava açılmış ise de, sanıkların devlet kurumu olan Uşak İl Özel İdaresi ile yaptıkları protokol gereği kendilerine gösterilen yerde kazı ve kablo döşeme işi yaptıkları, sanıklardan kazı yapılacak...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Kolluk kuvvetlerince yapılan istihbari çalışmalarda sanığın evinde bulunan tarihi eserleri satmaya çalıştığı bilgisinin edinilmesi üzerine, usulüne uygun olarak alınan arama kararına istinaden sanığın evine gidildiği, giriş kapısına göre soldaki odaya girildiğinde sanığın elindeki poşeti pencereden atmaya çalıştığı, sanığın zor kullanılarak pencereden uzaklaştırıldığı, evde yapılan aramada toplam 24 adet eserin ele geçirildiği, sanığın savunmasında, temyiz dışı sanık ......
levhası da konulmadığını, ayrıca ilgili mağaranın da olduğu bu bölüme giriş ücretli olduğunu ve Amasya Müze Müdürlüğünde görevli bir bekçi tarafından bilet kesildiğini, taksirle ölüme neden olma suçu nedeni ile ceza davası görülmeye devam ettiğini, davada sanık olarak yargılanan kişiler Ahmet İmamoğlu Ankara Rölöve Ve Anıtlar Müdürü, Ahmet Kaya Amasya il Kültür ve Turizm Müdürü, Menderes Alan Samsun Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurul Müdürü ve Celal özdemir Amasya Müze Müdürü olarak davalı idarede üst düzey yönetici ve müdür olarak görev yaptığını, soruşturma aşamasında kusur durumunun tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, ölen Ferdi Demirel'in "Tali Kusurlu" yukarıda adı geçen yetkili kişilerin ise olayın meydana gelmesinde "Asli Kusurlu" olduğu belirtildiğini, ölenin destekliği 11.04.2011 tarihinde ölen 1996 doğumlu Ferdi Demirel'in henüz hayatın başlangıcında bir çocuk olduğunu, müvekkillerin oğlu olan müteveffanın henüz öğrenim aşamasında olmasına rağmen gelecekte...