Karar sayılı ilamı ile "Mahkemece "manevi tazminat isteminin bölünemeyeceği, belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği, bir defada ileri sürülmesi gerektiği, davacının manevi tazminat isteminin bu kurallara aykırı olduğu, yöntemince açılmış bir manevi tazminat davası bulunmadığı" şeklindeki gerekçelerle manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Öğretide, kimi yazarlarca (Prof. Dr. Hakan PEKCANITEZ, Pekcanıtez Usul, Medeni Usul Hukuku, 12 Levha Yayıncılık, 15. baskı, cilt 2, sayfa 1020 ve diğerleri; Prof. Dr. Ejder YILMAZ, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Yetkin Yayınları, 2. baskı, sayfa 759; Prof. Dr....
tazminat talep edip, sonrasında talep arttırım dilekçesi ile manevi tazminat talebini arttırdığını beyan etmişse de manevi tazminatın bölünmezliği ilkesi gereğince, manevi tazminat kısmi davaya veya belirsiz alacak davasına konu olamayacağı gibi, HMK'nın 107 nci maddesine göre dava yoluyla tespiti de istenemez, ıslah veya talep arttırım dilekçesi yoluyla ve tamamlama-ıslah harcı yatırılarak da miktarı arttırılamaz....
Manevi tazminatın takdirinde hakime çok geniş takdir yetkisi verilmiştir. Ödemenin uzaması, paranın değerindeki düşüşler, enflasyon nedeni ile alım gücünün azalması gibi etkenlerle hükmedilecek miktarın faizi ile birlikte tahsilinin, zararı karşılamaktan uzak olması, manevi tazminatın bölünerek istenmesini haklı göstermez. O halde manevi tazminat istemi, manevi tazminatın bölünmezliği kuralına aykırı biçimde kısmi veya belirsiz alacak davası olarak açılamaz ve manevi zararın HMK’nın 107. maddesine göre dava yolu ile tespiti de istenemez. Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde fazlaya ilşkin hakkını saklı tutarak 1.000,00TL manevi tazminatın, sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, 30.12.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile manevi tazminat miktarını 9.000,00TL artırarak 10.000,00TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 7.000,00TL manevi tazminata hükmedilmiştir....
Yönetimi adına ... hakkında 22.3.2004 tarihli dilekçe ile davalı yönetimden 1.000.000.000 TL manevi tazminat ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000.000.000 TL maddi tazminat, ayrıca 340.000.000 TL + KDV avukatlık ücreti isteminde bulunmuş bundan ayrı yöneticinin yöneticilikten el çektirilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece icra takibine itirazın iptali davasının kısmen kabulüne, karşı davanın manevi tazminat ile yöneticinin işten el çektirilmesi istemlerinin reddine maddi tazminat ile istemin 714.902 TL.lik kısmının ve avukatlık ücreti ile ilgili isteminde 36.000.000 TL.lik kısmının kabulüne karar verilmiştir. Hüküm davalı-karşı davacı ... ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-İcra takibine itirazın iptali davasına konu alacak miktarı ile karşı davada istenilen manevi tazminat ve avukatlık ücreti ile ilgili alacak tutarı 1.000 YTL.sini geçmemektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma, nafaka, manevi tazminat ve alacak K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık boşanma davası ile birlikte açılmış nafaka, manevi tazminat ve katkı payı alacağına ilişkin bulunduğuna ve nafaka, manevi tazminat istekleri de temyiz edilmiş olduğuna göre, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi hükmü gereğince, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (2.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Boznundlan sonra verilen karar uyarınca Osmancık İcra Dairesinin 2016/909Esas sayılı icra takip dosyasında borçlulara tebliğ edilen 23/03/2021 tarihli icra emrinde 29,000,00 FL Manevi tazminat, 17.000,00 TL Avukatlık ücretli ve 119,93 TL yargılama gideri olmak üzere toplamı 46,119,93 TL asıl alacak ve Manevi tazminata 11.05.2016 takip tarihine kadar işleyen 7.558,27 TL faiz olmuk üzere 53.678,20 TL talep edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, reddedilen manevi tazminat talebi, kadın yararına takdir edilen manevi tazminat ve alacak talebi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-karşı davalı vekili Av. ... 2.5.2017 tarihli ve bu dilekçeyi açıklayıcı mahiyet taşıyan 19.06.2017 tarihli dilekçesiyle kusur belirlemesi, reddedilen manevi tazminat talebi ve evlenme masraflarına dayalı maddi tazminat talebine yönelik olarak temyiz talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden, temyiz dilekçesinin adı geçen yönlere ilişkin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davacı-karşı davalı vekili ... 2.5.2017 tarihli dilekçesiyle manevi tazminat talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden, bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün kadın yararına takdir edilen...
Faiz alacağı zaman geçtikçe doğan bir alacak olmakla, dava açıldığı tarihten geriye doğru hesap edilebilecek zamanaşımı süresi için istenebilir. Borçlar Kanunun 131. maddesi(6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 152.md) gereğince asıl alacak zaman aşımına uğradığından faiz ve diğer ek haklarda zamanaşımına, uğrar. Diğer bir deyişle faiz alacağı asıl alacağın tabi olduğu zamanaşımına tabi olur. Borçlar Kanununun 133/2. maddesince(6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 154/2 md.) alacaklının dava açmasıyla zamanaşımı kesilir. Ancak zaman aşımının kesilmesi sadece dava konusu alacak için söz konusudur. ... kazasından doğma maddi ve manevi tazminat alacağı Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi( 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146.md) gereğince 10 yıllık zaman aşımına tabidir. Faiz alacağının ayrı bir davaya konu olmasını engelleyen bir yasa hükmü de yoktur. faiz isteği, asıl alacağın bir bölümü olmadığından, ayrı bir alacak niteliğindedir....
Birleşen davada, davacılar vekili; asıl davaya konu kazada ölen Muhammed'in kardeşi olan davacıların ölüm olayı nedeniyle manevi zarara uğradıklarını belirterek herbir davacı için 20.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalılar vekili, davaya konu kazada davacılar murisi asli kusurlu olduğundan davacıların tazminat talep hakkı bulunmadığını, davalı aracının sigortacısı tarafından davacılara tazminat ödenip ödenmediğinin araştırılması gerektiğini, manevi tazminat için miktar belirtmeyen davacıların manevi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, 6100 sayılı HMK'nın 107. maddesinin "Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmenin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklı hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir ...." hükmünü haiz olduğu, davanın manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, davacıların davanın açıldığı tarihte manevi tazminat alacağı miktarını kendilerinin belirleyebileceği ve davanın açıldığı tarihte alacağın miktarı ya da değerinin tam ve kesin olarak belirleyebilme imkanının bulunduğu, manevi tazminat isteminin manevi tazminatın bölünemezliği kuralına aykırı bir biçimde kısmı veya belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı, davacının dava dilekçesinde davayı belirsiz alacak davası olarak açtığı ancak davanın belirsiz alacak davasının şartlarını taşımadığı, bu durumda HMK'nın 114/1-h maddesi gereğince davacının hukuki yararının bulunmadığı...