Dosya kapsamına göre, dava dilekçesinde, belirsiz alacak talebine dayanılarak hak sahiplerinden eş için 20.000,00TL maddi, 60.000,00TL manevi; ...... ...... için 100,00TL maddi, 60.000,00TL manevi, ...... ...... için 100,00TL maddi, 60.000,00TL manevi; ...... ...... için 100,00TL maddi, 60.000,00TL manevi; ...... ...... için 60.000,00TL manevi tazminat talep edilmiş; 2014 yılında alınan hesap bilirkişinin raporuna göre 24/04/2014 günü talep artırımı ile eş için toplam 96.381,51TL maddi, ...... ...... için toplam 23.023,26TL maddi, ...... ...... için ise toplam 2.312,17TL maddi tazminatın tahsili talep edilmiş; talep artırımından sonra alınan 2016 yılı hesap bilirkişi raporunda, bilinen dönemin 2016 yılına çekilmesiyle birlikte bu defa daha yüksek değerler ile maddi tazminatın belirlendiği; Mahkeme tarafından talep artırım dilekçesindeki maddi tazminat miktarlarının kabulü ile ve her bir davacı lehine 30.000,00TL manevi tazminatın takdiri ile maddi ve manevi tazminat miktarları ile davalı...
Mahkemece Dairemiz bozma kararına uyularak yapılan yargılama sırasında davacı vekili maddi tazminat istemini artırmış, Mahkemece artırılan bu talepte dikkate alınmak suretiyle maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmiştir. Manevi tazminatın takdiri ile maddi tazminatın belirlenmesine ilişkin karar aşağıda belirtilen nedenlerden ötürü isabetli değildir. Davacının alt işveren işçisi olarak kendi işverenine yönelik olarak açtığı davada 24.000,00-TL manevi tazminat karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Davacı asıl işverene yönelik dava açarken kesinleşen bu dosyada hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı kadar istemde bulunmuştur....
G.. aleyhine 06/08/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın usulden reddine dair verilen 17/04/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalının kendisini bıçakla yaraladığını, davalı hakkında kamu davası açıldığını, cezalandırıldığını manevi zarara uğradığını belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, manevi tazminat davasının belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir....
Mahkemece, manevi tazminat işlemiş faiz alacak kalemi yönünden itirazının kabulü ile takibin sadece bu yönden iptaline, takibin iptali talebine yönelik fazlaya ilişkin talebin reddine, M.. T.. yönünden icra emrinin iptaline karar verilmesi üzerine; hüküm alacaklılar vekilince, manevi tazminat faizi kaleminin iptaline karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek temyiz edilmiştir. Takibe dayanak Kumluca 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 06.12.2013 tarih 2006/392 Esas 2013/764 Karar sayılı ilamda manevi tazminata ilişkin olarak "..toplam 30.000 TL manevi tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine" hükmedildiği görülmektedir....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 24/01/2020 NUMARASI : 2017/552 ESAS - 2020/36 KARAR DAVA KONUSU : ALACAK - MANEVİ TAZMİNAT KARAR : Antalya 1....
İş kazasında zarar gören davacı, davanın açıldığı tarihte manevi tazminat alacağının miktarını kendisi belirlediğinden, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu söylenemez. O halde manevi tazminat istemi manevi tazminatın bölünemezliği kuralına aykırı bir biçimde kısmi veya belirsiz alacak davası olarak açılamaz ve manevi zararın 6100 sayılı HMK'nın 107. maddesine göre dava yoluyla tespiti de istenemez. Bu nedenlerle manevi zararın belirsiz alacak davası olarak tahsili için açılan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir....
Haksız fiil nedeniyle zarar gören davacı, davanın açıldığı tarihte manevi tazminat alacağının miktarını kendisi belirleyeceğinden, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu söylenemez. Buna göre manevi tazminat istemi, manevi tazminatın bölünemezliği kuralına aykırı bir biçimde kısmi davaya veya belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği gibi manevi zararın HMK'nın 107. maddesine göre dava yoluyla tespiti de istenemez. Bu nedenlerle manevi tazminata yönelik istemin belirsiz alacak davasıyla ileri sürülmesinde davacının hukuki yararı bulunmadığı" gerekçesi ile; Davanın usulden reddine, karar verilmiştir. Davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; her bir davacı için 10.000- TL manevi tazminat talep edildiğini, kısmi dava veya belirsiz alacak davası açılmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur....
Manevi zararın tespiti istemine ilişkin olarak; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 01.03.2006 tarih ve 2006/2-14 E, 2006/26 K. sayılı kararında ifade edildiği üzere manevi tazminat, zarar görenin kişilik değerlerinde bedensel bütünlüğünün iradesi dışında ihlali hallerinde meydana gelen eksilmenin (manevi zararın) giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir. Zarar görene tanınmış olan manevi tazminat hakkı kişinin sosyal, fiziksel ve duygusal kişilik değerlerinin saldırıya uğraması durumunda öngörülen bir tazminat türüdür. Amacı ise kişinin, hukuka aykırı olan eylemden dolayı bozulan manevi dengesinin eski haline dönüşmesi, kişinin duygusal olarak tatmin edilmesi, zarar vereni bir daha böyle bir eylemde bulunmaktan alıkoyması gibi olguları karşıladığı bir gerçektir. Manevi tazminat, kişinin çekmiş olduğu fiziksel ve manevi acıları dindirmeyi, hafifletmeyi amaçlar. Bu tazminat bizzat yaşanan acı ve elemin karşılığıdır....
Mahkemece asıl davanın kısman kabulüne, karşılık davanın ise alacak talebinin esastan reddine, manevi tazminat talebinin ise asıl dava ile karşılık dava arasında irtibat bulunmadığından dinlenemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiş ise de davalı-karşı davacı manevi tazminat talebini vekalet sözleşmesine dayandırarak vekaletten azil için tarafına çekilen ihtarda zimmetten bahsedildiğinden bahisl e manevi tazminat talebinde bulunduğuna göre karşılık davada istenen manevi tazminatın asıl dava ile irtibatlı bulunmadığından söz edilemeyeceğinden, mahkemece manevi tazminata yönelik taraf delilleri toplanarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasay aykırı olup bozma gerekirir....
Tüm bu anlatılanların ışığında somut olaya bakıldığında, her ne kadar davacı vekili davayı açarken belirsiz alacak davası olarak açtıklarını belirtmiş ise de; 150,00 TL manevi tazminat istemiyle eldeki davayı açtığı, bu miktar üzerinden dava peşin harcını yatırdığı anlaşılmakla; manevi tazminat davasının belirsiz alacak davası olarak açılamayacak olmasının eldeki davaya etkisinin, davacı vekilinin talebini yargılama aşamasında artırmasının mümkün olmaması şeklinde tezahür edeceğinin ve eldeki eda davasında mahkemenin davacı vekilinin talep ettiği miktarları aşmayacak şekilde manevi tazminat takdir edebilmesinin mümkün olduğunun, davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekir....