Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davacı taraf her ne kadar her bir davacı için bir rakam belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuş ise de; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuş olması ve dava dilekçesinde açıkça davasını belirsiz alacak davası olarak açtığını belirtmiş olması, manevi tazminat davasının da belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmaması karşısında, davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. ... 6100 sayılı HMK.'...
A.Ş. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle işgöremezlik tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı taraf, harca esas dava değerini 3.000,00 TL. göstermek suretiyle ve belirsiz alacak davası olarak açtığı davada, taleplerini ayrıştırmadan maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuş; sorumluluk ve maddi zararın kapsamının belirlenmesinden sonra, talep edilen manevi tazminat miktarlarını bildireceklerini dava dilekçesinde ifade etmiş; mahkeme tarafından verilen süre üzerine de 18.02.2016 tarihli "maddi tazminat yönünden bedel artırımı ve manevi tazminat talebinin bildirilmesi dilekçesinde" 14.473,68 TL. maddi tazminat ve toplam 15.000,00 TL. manevi tazminatın tahsilini istediklerini bildirmiş; daha sonra verdiği talep açıklama dilekçesiyle, ölen davacının mirasçısı olan herbir dahili davacı için 5.000,00 TL. manevi tazminat talep etmiştir....
Mahkemece, maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat davasının belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün olmadığından manevi tazminatın tahsili için açılan davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Dava dilekçesinin incelenmesinden maddi tazminat talebinin belirsiz alacak davası olarak açıldığı, talep edilen manevi tazminat miktarının ise açıkça belirtildiği ve belirsiz alacak davasına konu yapılmadığı ortadır. Şu halde davacının manevi tazminat talebiyle ilgili işin esasına girilerek bir karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 16.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece; "...Manevi zararın tespiti istemine ilişkin olarak; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 01.03.2006 tarih ve 2006/2- 14 E, 2006/26 K. sayılı kararında ifade edildiği üzere manevi tazminat, zarar görenin kişilik değerlerinde bedensel bütünlüğünün iradesi dışında ihlali hallerinde meydana gelen eksilmenin (manevi zararın) giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir. Zarar görene tanınmış olan manevi tazminat hakkı kişinin sosyal, fiziksel ve duygusal kişilik değerlerinin saldırıya uğraması durumunda öngörülen bir tazminat türüdür. Amacı ise kişinin, hukuka aykırı olan eylemden dolayı bozulan manevi dengesinin eski haline dönüşmesi, kişinin duygusal olarak tatmin edilmesi, zarar vereni bir daha böyle bir eylemde bulunmaktan alıkoyması gibi olguları karşıladığı bir gerçektir. Manevi tazminat, kişinin çekmiş olduğu fiziksel ve manevi acıları dindirmeyi, hafifletmeyi amaçlar. Bu tazminat bizzat yaşanan acı ve elemin karşılığıdır....
; bu nedenle manevi tazminat davasının, "manevi tazminatın bölünemezliği" kuralına aykırı bir biçimde kısmi veya belirsiz alacak davası olarak açılamayacağına göre, davacı vekilinin manevi tazminat hükmüne yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan manevi tazminata ilişkin hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
Davacı ... yönünden ayrıca 2.107,70 TL tedavi giderine yönelik talepte bulunulmasına rağmen, bu hususun gerekçede yer almamaması, tedavi gideri hakkında hüküm kurulmamış olması bozmayı gerektirmiştir. 2-Davacılar vekili dava dilekçesinde belirsiz alacak talebi şeklinde, her iki davacı için maddi ve manevi tazminat olarak toplam 10.000,00 TL tazminat talep etmiş olup; yargılama aşamasında sunduğu 05/11/2011 tarihli belirli hale getirme dilekçesi ile davacılardan ... için 6.720,26 TL maddi tazminat, diğer davacı ... için 192,18 TL maddi tazminat talep edildiğini açıklamıştır. Bu durumda, başlangıçta 10.000,00 TL olarak talep ettiği miktarın kalan kısmı manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı yanca 05/11/2011 günlü dilekçe ile manevi tazminat yönünden de talep artırılmak suretiyle istemde bulunulmuştur....
Davacı taraf, harca esas dava değerini 10.000,00 TL. göstermek suretiyle ve belirsiz alacak davası olarak açtığı davada, taleplerini ayrıştırmadan maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuş; sorumluluk ve maddi zararın kapsamının belirlenmesinden sonra, talep edilen manevi tazminat miktarlarını bildireceklerini dava dilekçesinde ifade etmiş; mahkeme tarafından verilen süre üzerine de 09.10.2013 tarihli "talep açıklama dilekçesinde" 10.000,00 TL. maddi tazminat ve toplam 140.000,00 TL. manevi tazminatın tahsilini istediklerini bildirmiş; daha sonra verdiği talep artırım dilekçesiyle, davacı ... için maddi tazminat taleplerini 69.691,00 TL'ye yükseltmiştir....
Uyuşmazlık, alacak ve manevi tazminat iddiasından kaynaklanmakta olup, davacı dava dilekçesinde 5.133,00 TL alacak ile 1.500,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini istemiş, yargılama aşamasında, 1.500,00 TL manevi tazminat istemini ... terk ederek, isteminin 5.133,00 TL olduğunu belirtmiştir. Dava açıldıktan sonra bu şekilde dava ile ilgili bir bölüm isteğin ... bırakılması görevli mahkemenin belirlenmesi yönünden sonuca etkili değildir. Görevin dava dilekçesindeki istem esas alınmak suretiyle belirlenmesi gerekir. Bu durumda uyuşmazlığın Boyabat Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Boyabat Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 23.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalılar vekili cevap dilekçesinden özetle; davalı tarafın sunmuş olduğu protokole göre, davalı taraftan manevi tazminat alacak tutarları ile bu alacakların fer’ilerine ilişkin tahsil harcı hariç 200.000,00- TLnin 30.10.2019 tarihinde ödendiğini, nitekim 25.831,69- TL tahsil harcının da taraflarınca (harç makbuzunun üzerinde müvekkili alacaklı T5 ismi yazmakta) ertesi gün (31.10.2019 tarihinde) yatırıldığını, manevi tazminat alacaklarının tahsil edilmiş olduğunun icra dosyasına 14.6.2021 tarihli dilekçeleri içeriğinde şikayetten önce bildirildiğini, takip dayanağı Kırkağaç Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/5 Esas-2019/149 Karar sayılı ilamına karşı taraflarca istinaf yoluna gidildiğini ve istinaf incelemesi sonucunda İzmir BAM 4.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2021/473 Esas-1041 Karar sayılı ilamının tesis edildiğini, işbu BAM kararında bazı maddi tazminat alacak tutarlarının değiştirildiğini, ancak manevi tazminat alacak tutarlarında değişiklik olmadığını, aynı tutarlara hükmedildiğini, alacaklı...
Mahkemece, manevi tazminat davasının belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı gerekçesiyle hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden; davacının, dilekçesinde manevi zarar değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere asgari 3.000 TL manevi tazminata karar verilmesini istediği, harca esas değer olarak bu miktarı gösterip bu değer üzerinden harç ödediği anlaşılmıştır. Her ne kadar manevi tazminat davasının belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı konusunda mahkemenin değerlendirmesi doğru ise de; davacının asgari olarak 3.000 TL manevi tazminat miktarı bildirmesi karşısında, bu miktar üzerinden işin esasının incelenmesi gerekirken hukuki yarar yokluğundan davanın reddedilmesi doğru değildir. Kaldı ki, HMK’nın 119/1-ğ ve 119/2. maddeleri gereğince dava konusunun değeri ile ilgili dava dilekçesinin talep sonucu bölümünün açıklanması hususunda, mahkemece davacıya süre de verilmemiştir....