Bilirkişiler, raporda aracın boyasının fabrikasyon olduğunu, boya kabarmalarının dış etkenlere bağlı olarak oluşmadığını, dava konusu ayıbın kullanım hatasından kaynaklanmadığını ve aracın bu haliyle gizli ayıplı olduğunu tespit etmişlerdir. Dava, aracın boyası ile ilgili ayıp iddiasına ilişkin olduğuna göre oluşturulan bilirkişi heyetinde ehil bilirkişi olarak kimya mühendisinin bulunması gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu ehil bilirkişilerden oluşmayan bir heyetten alınmış olup bilimsel verilere dayalı olarak hazırlanmamıştır. Hal böyle olunca; mahkemece, kimya mühendisinin de olduğu bilirkişi heyetinden bilimsel verilere dayalı ve denetime açık rapor alınarak hüküm kurulması gerekirken usule uygun olarak oluşturulmamış bilirkişi heyetinden alınan ve yetersiz olduğu anlaşılan rapor esas alınarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
İlk Derece Mahkemesince davanın davacının maddi tazminat davasının reddine, davacının manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddine, 2.000,00 TL manevi tazminatın 09/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair manevi tazminat isteminin reddine, karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, ayıplı hizmet iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun İş bölümüne ilişkin kararı gereğince "6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenen abonelik, eser, taşıma, sigorta, bankacılık sözleşmeleri dışındaki sözleşmelerden (devre mülk, devre tatil, paket tur, kapıdan satış gibi) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a karşı istinaf inceleme görevinin 18., 19. veya 46....
Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın ayıba karşı tekeffül iddiasına dayalı alacak davası olduğu, bilirkişilerin dava konusu kord makinesinin zamanla ayıplı hale gelmesinde her iki tarafın eşit oranda kusurlu kanaati rapora işlendiği, kord makinesinin üretim ve tasarımında dikkate değer bir ayıp tespit edilemediği, baştan itibaren ayıplı ve hatalı olduğunun net bir şekilde ortaya konmadığı, sonuç itibariyle istenen verimlilikte çalışmadığı, mahkemece varılan kanaate göre hakkaniyeti en uygun çözümün aparatın satış bedeli üzerinde indirim yapılması gerektiği, satış bedelinden %14 civarı bir indirime tekabül eden 20.000 TL indirim hakkaniyete uygun olacağı, makinenin üretim kaybı yaşamasından davacının kendi kusurunun da bulunduğu, öte yandan davacının aldığı üründen memnun kalmaması ve bu başka kullanıcılarla paylaşmasının tek başına maddi ve manevi tazminata esas teşkil etmeyeceği gerekçeleriyle davacı tarafın şartları oluşmayan sözleşme feshine ilişkin talebin...
ÇİZELGESİ nin uygulanacağı belirtilmiş olup ilgili çizelgede de yazılı belge ile ispat zorunluluğu ğetirilmekle ve ayrıca ayıplı hizmet yerine sunulan hizmetin tüketici tarafından kabulü halinde tüketicinin ayıplı hizmet iddiasından feragat etmiş sayılacağına ilişkin düzenleme tüketici davacının aleyhine olan ve tüketiciyi külfete sokan sözleşme hükmünün tüketici ile ayrıca müzakere edilerek kararlaştırılmadığı için açıklanan yasa ve yönetmelik hükümleri karşısında haksız şart olduğu kabul edilmelidir. Bu nedenle ... çizelgesi hükümleri esas alınarak 2009/9084-2010/235 sonuca gidilemez. Davalı cevap dilekçesinde kabullendiği üzere sözleşmeye konu edilen otelin ayıplı hizmet verdiği iddiası üzerine talebi kabul ederek davacıyı başka bir otele de yerleştirmiştir. Hal böyle olunca davacı sözleşmede belirlenen otelde konaklama imkanı verilmemesinden doğan zararını isteme hakkına sahip olacaktır....
Her ne kadar davacı araç tamiratı yönünden sunulan hizmetin ayıplı olması nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunmuş ise de dava konusu olayda manevi tazminatın koşulları oluşmamıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 58.maddesi (eski Borçlar Kanunu 49.md) hükmü uyarınca, manevi tazminata hükmedilebilmesi için, şahsiyet hakkının hukuka aykırı bir şekilde zarara uğraması gerekir. Kişilik haklarının zarar görmediği hallerde, eylem hukuka aykırı olsa dahi manevi tazminata hükmedilmesi olanaklı değildir. Somut olayda davacının kişilik haklarının zarar gördüğü kabul edilemez. Mahkemece olayda manevi tazminat koşullarının bulunmadığı dikkate alınarak manevi tazminat isteminin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
Ayıplı mal satışındaki durum bu olduğu gibi ayıplı hizmet durumunda da bu uygulama aynen geçerlidir. Yani ayıplı hizmet satın alan kişi bu ayıp açık ise derhal, gizli ise öğrendiği tarihten itibaren makul bir sürede bunu hizmet verene bildirmelidir. Öte yandan ayıp ihbarının yapılmadığı iddiası bir defi olup cevap dilekçesinde bunun ileri sürülmesi gerekir. Hizmet veren davada cevap dilekçesiyle bunu ileri sürmüş ve tüketici de ayıp ihbarını yaptığını ispat edememişse artık 6502 sayılı yasanın 15. Maddesinde kendisine tanınan hakları kullanamayacaktır. Şüphesiz manevi tazminat davalarında da bu durum aynen geçerlidir. Çünkü buradaki iddia hizmetin ayıplı verildiğine dairdir. Somut olayda davalı süresinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını ileri sürmüştür. Delillere göre düğün videosundaki eksik çekim hususu açık ayıp niteliğinde olup bu husus tartışmasızdır. Yukarıda değinildiği üzere açık ayıpların derhal hizmet verene bildirilmesi gerekir....
Anılan maddeye göre hizmet alan tacir, malın ayıplı olduğu açıkça belli değilse, malı teslim aldıktan sonra malı incelemek veya incelettirmek, malın ayıplı olması halinde 8 gün içinde bu durumu hizmet verene iletmek durumundadır. Somut olayda, tarafların tacir olduğu anlaşıldığına ve davalı-karşı davacıda verilen hizmetin ayıplı olduğunu iddia ettiğine göre bu ayıbın süresinde ihbar edilip edilmediği dava konusu olayın sonuçlandırılması açısından önem arzetmektedir....
Anılan maddeye göre hizmet alan tacir, malın ayıplı olduğu açıkça belli değilse, malı teslim aldıktan sonra malı incelemek veya incelettirmek, malın ayıplı olması halinde 8 gün içinde bu durumu hizmet verene iletmek durumundadır. Somut olayda, tarafların tacir olduğu anlaşıldığına ve davalı-karşı davacıda verilen hizmetin ayıplı olduğunu iddia ettiğine göre bu ayıbın süresinde ihbar edilip edilmediği dava konusu olayın sonuçlandırılması açısından önem arzetmektedir....
Manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü halinde davalı lehine hükmedilecek nispi vekalet ücreti, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretini geçemez." şeklindeki düzenleme gereğince manevi tazminat bakımından vekalet ücreti ayrı değerlendirilmiş aşağıdaki gibi hükme bağlanmıştır....
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkeme tarafından iki otel arasındaki farkın hükmedilmesinin hatalı olduğunu, hizmetin ayıplı olması nedeniyle fatura bedeli olan 4.137,12 TL hükmedilmesi gerektiğini, tayin edilen manevi tazminat nedeniyle az olduğunu, davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunması nedeniyle ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....