"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Bozdoğan Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 24.9.2007 gün, 11093-10684 sayılı, 15.Hukuk Dairesinin 26.10.2007 gün 6446-6656 sayılı 3.Hukuk Dairesinin 4.12.2007 gün 18912-18490 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava; satılanın ayıplı olduğu iddiasına dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 13.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 13.3.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Tüketici Mahkemesince, "... davacının talebinin İstanbul-Bangkok uçuşu ile ilgili olarak ayıplı hizmet iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, 2920 sayılı Sivil Havacılık Kanunu'nun 2. ve 106. maddelerine göre hava yolu ile yurt içinde ve yurt dışında yapılacak taşımalarda bu Kanun'da hüküm bulunmadıkça Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşma hükümleri ve bu anlaşmalarda da hüküm bulunmadığı hallerde ise Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği, dava konusu sözleşmenin Türkiye-Santo Domingo arasında icra edilen uluslarası hava taşımacılığına ilişkin olması nedeniyle uyuşmazlığın uluslararası sözleşmelere (Montreal Konvansiyonu) ve özel kanunlara göre ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, İstanbul Bölge Adliye mahkemesi 37....
sorumluluk yükletilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, manevi tazminat miktarının da fahiş olduğunu belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur....
Mahkemece, aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Somut uyuşmazlık, davalı müteahhit tarafından yapılan sitede eksik ve ayıplı işler bulunduğu iddiasına dayalı tazminat isteminden kaynaklanmakta olup, taraflar arasındaki ilişkinin dava tarihi olan 10.12.2012 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Yasanın 23.maddesinde bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu olmaz....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava taşıma ilişkisine dayanan bakiye alacağına dayalı itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf davalı aleyhine Bakırköy .... İcra Dairesinin .... E. SayılıSayılı takip dosyası ile cari hesap alacağından kaynaklı 645,23 TL asıl alacak üzerinden takip başlattığı ,davalının borcu olmadığı savı ile süresinde takibe itirazı üzerine iş bu itirazın iptali davasının 2004 Sayılı İİK'nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde ve dava değeri 645,23 TL üzerinden açıldığı anlaşılmakla ; Davalı yan inceleme gününden haberdar olduğu halde defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmemiş davacı yan ticari defterleri ile tarafların ba-bs formları üzerinde yapılan inceleme neticesinde ; Davalı taraf davacı tarafından hizmetin ifa edildiğini icra takibine yaptığı itirazda zımnen kabul etmiş ancak ayıplı ifada bulunduğunu bu sebeple borcu olmadığını savunmuştur....
-TL. tutarında davacı karşı davalı taraftan alacağının Olduğu, hususunun tespit ve rapor edildiği anlaşılmıştır. Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda asıl davanın satım sözleşmesinden kaynaklanan ürünlerin eksik ayıplı teslim edildiği iddiası ile maddi ve manevi tazminat talebine, birleşen davanın ise faturaya ilişkin alacak davasına ilişkin olduğu davalı birleşen dava davacısınca ibraz edilen sair vesaikin, muhasebe fişleri ve muhasebe kayıtları, muhasebe fişlerine ekli müsbit evrakların VUK. m 229, 230, 231, 232 hükümlerine uygun şekilde tanzim edildiği ve sahibi lehine delil niteliklerinin bulunduğu, dava dışı... Ltd. Şti. defterlerine göre taraflar arasındaki ticari ilişkinin 01.01.2012 tarihi öncesinde başladığı, dava dışı ... Ltd....
Gelinen aşamada davacıların ayıp iddialarının yapılan teknik inceleme ile yerinde olmadığı, ana davada maddi tazminat şartının oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Birleşen davada ise her ne kadar manevi tazminat talep edilmişse de, manevi tazminatın mal varlığı haklarının dışında şahıs varlığına ilişkin hakların zedelenmesi durumunda gündeme gelebileceği, olayımızda davacının mal varlığı hakkına dayanarak manevi tazminat talep ettiği, bu haliyle manevi tazminatın şartlarının olayımızda mevcut olmadığı, kabule göre ise ana davada tartışıldığı üzere dava konusu araçta ayıbın mevcut olmadığı bu haliyle de yine manevi tazminatın tahsili şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla ana ve birleşen dava hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-ANA DAVANIN VE MAHKEMEMİZ DAVA DOSYASI İLE BİRLEŞEN BAKIRKÖY 4....
CEVAP: Davalı vekili; davacının üstlenmiş olduğu edimi yerine getirmediğini, davaya ve takibe konu alacağın dayanağını oluşturan malzemelerin ayıplı olduğunun anlaşıldığını, bu konunun davacı tarafa aktarıldığını fakat ayıplı ifanın gereğinin yerine getirilmediğini, davacı tarafından verilen hizmet ayıplı olduğu için hizmet bedelinin ödenmediğini, borcun var olduğunu ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, sunmuş olduğu hiçbir delille borcun varlığını ispatlayamayan davacı taleplerinin reddinin gerektiğini belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir....
Maddesi uyarınca, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir Davacı yönünden (ayıp oranında bedel iadesi talebine ilişkin olarak) şimdilik 100,00TL. maddi tazminat ve yine her bir davacı yönünden 500,00TL. manevi tazminat olmak üzere toplam 3.600,00TL. Tazminatın müvekkillerine ödenmesini ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiş;18/05/2020 tarihli dilekçesi ile de, Davacı ARZU için 1.457,21- TL maddi, 500,00- TL manevi, davacı ZAFER için 1.457,21- TL maddi, 500,00- TL manevi, davacı ÖZLEM için 1.942,95- TL maddi, 500,00- TL manevi ,davacı SELMA için 1.191,00- TL maddi, 500,00- TL manevi, davacı OSMAN YAŞAR için, 1.209,98- TL maddi, 500,00- TL manevi, davacı ERKAN için 1.457,21- TL maddi, 500,00- TL manevi tazminat olmak üzere belirsiz alacak davası olarak açmış oldukları davada taleplerini artırmışlardır....
Davacı, davalıdan satın aldığı aracın aynı şirket tarafından 21.4.2006 tarihinde yapılan onarım ve bakım ile parça değişikliklerinden sonra meydana gelen kaza sonrası yapılan tespitle alınan bilirkişisi raporu ile verilen hizmetin ayıplı olduğunun saptandığını ileri sürerek, ödediği tamir bedeli ile diğer masrafları talep etmiş, davalı ise, verilen hizmetin ayıplı olmadığını ve tespit bilirkişisi raporuna itiraz ettiklerini savunmuştur. Mahkemece, tespit bilirkişisi raporu esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. HÜkme esas alınan 28.8.2006 tarihli tespit bilirkişisi raporunda, aracın davalının servisinde kaza nedeni ile sol ön kısmındaki mekanik arızanın onarımı esnasında şanzıman yağının kaçırıldığı ve daha sonra ikmalinin unutulduğunu ve kazada verilen ayıplı hizmet nedeniyle davalı şirketin 2008/12653-2807 kusurlu olduğu açıklanmıştır. Bu raporda aracın 38.439 km'sinde olduğu anlaşılmaktadır....