Nitekim İlk Derece Mahkemesince de uyuşmazlık "Dava, dört davalı yönünden (eser sözleşmesi niteliğindeki) ayıplı yetkili servis hizmeti verilmesi nedeniyle aracın ayıplı hale geldiği iddiasına dayalı terditli misliyle değişim, satış bedeli iadesi, ücretsiz onarım (onarım giderleri tahsili), değer kaybı ve ikame araç gideri talebiyle tazminat davası, davalı sigorta şirketi yönünden ise diğer davalı yetkili servislere ödenen onarım giderlerinin kasko poliçesi teminatına dahil olduğu iddiasına dayalı tazminat taleplerine ilişkin davadır." şeklinde hukuki niteleme yapılarak yargılama da servis hizmetlerinin ayıplı olup olmadığının tespiti içni bilirkişi raporları alınmış netice olarak "onarım giderleri tahsili talebinin Sompo Sigorta yönünden esastan reddine, diğer davalılar yönünden ise yukarıda detayı açıklandığı üzere 15.087,01 TL yönünden kısmen kabulüne" karar verilmiş, diğer taleplerin tümünün reddine karar verilmiştir....
Hükme esas alınan bilirkişi rapor ve ek raporunda takibe dayanak faturalarda belirtilen her bir tank için verilen hizmetler ayrı ayrı değerlendirilmeden, genel ifadelerle hizmetin ayıplı olduğu belirtilmekle yetirildiğinden mahkemece hükme esas alınması doğru olmamıştır....
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, dava konusu boyaların bozuk olmasından kaynaklı uğranılan zararın ispat edilememesi nedeniyle davacının davalıya yemin teklif ettiği, yemin davetiyesine rağmen davalının duruşmaya katılmadığı, böylelikle davacının asıl ve birleşen davaya yönelik iddialarını ispatladığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne, birleşen davadada davacının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Asıl dava, davacının davalıdan satın aldığı boyaların ayıplı olduğu iddiasına dayalı tazminat davası olup, birleşen dava ise, boya satışına dayalı alacak için davalının davacı aleyhine yaptığı icra takiplerine karşı menfi tespit davasıdır. Ticari satımlarda ayıp ihbarının olay tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 25.maddesinde belirtilen süreler içinde yapılması gerekir....
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, hizmetin ayıplı olmasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, davalı şirketten alınan hazır betonun ayıplı olduğu iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 13.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : 13. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 31.5.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
HUKUK DAİRESİ Dava; finansal kiralama yöntemiyle edinilen lazer cihazının ayıplı olduğu iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay 19.Hukuk Dairesi'nin geri çevirme ilamı üzerine dosyanın sehven Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi (Yargıtay 19.Hukuk Dairesi'nin kapatılarak Yargıtay 11.Hukuk Dairesi'ne devredilmiş olması nedeniyle) Yargıtay 11. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine 30/09/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
16.000,00 TL'nin ve süreçteki yıpranması nedeniyle 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiş, davalı işi geç te olsa tamamladığını belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece hiç yapılmayan ya da ayıplı yapılan işlerin bedelinin 12.957,34 TL olduğu belirtilerek bu miktar alacağın tahsiline diğer taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Dava, davacı tarafından davalı galericiden satın alınan 2. el aracın gizli ayıplı olduğu iddiasına dayalı, tazminat istemine ilişkindir. Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ile gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, alınan bilirkişi ek raporlarının hüküm tesisi için yeterli olup, kararın usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Davaya konu somut olayda, taraflar arasında akdi ilişkinin varlığı konusunda ihtilaf bulunmadığı, ihtilaflı olan hususun hizmetin verilip verilmediği, verilmiş ise ayıplı, hatalı, kusurlu veya eksik olup olmadığı ile verilen hizmete ilişkin bedelin talep edilip edilemeyeceği, edilebilecek ise miktarın ne olduğu noktalarında toplandığı, dava ve takip konusu alacağın dayanağı olan faturaların açık fatura olduğu, bu haliyle her ne kadar hizmetin verildiğini ispat külfeti davacı yanda ise de, davalı yanca sunulan cevap dilekçesinde, kendisinin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiği halde, davacı tarafın yükümlülüklerini yerine getirmediği, ayıplı, kusurlu, hatalı ve eksik mal ve hizmet sunduğuna ilişkin beyanı karşısında, hizmetin verildiğinin kabul edildiği, ancak hizmetin ayıplı, kusurlu, hatalı ve eksik olarak verildiğinin beyan edilerek, ispat külfetinin üzerine alındığı anlaşılmış olup; somut olayda ispat külfeti davalı/borçludadır....
Bu maddeye göre manevi tazminat talep edebilmek için bir kişinin kişilik hakkına hukuka aykırı olarak tecavüz edilmeli, manevi zarar doğmalı, manevi zarar ile fiil arasında uygun illiyet bağı bulunmalı ve davalının sorumlu olmasını gerektiren bir kusuru bulunmalıdır. Somut olayda davacı ayıplı ifa nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini ve manevi tazminat borcu doğduğunu ispat edemediği gibi, manevi tazminat koşulları da gerçekleşmediğinden manevi tazminat isteminin tamamen reddi gerekirken kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bu yönden bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda .... bentte yazılı nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, .... bent uyarınca kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, ....04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....