, mahkemece itirazları doğrultusunda davacının verdiği hizmetin ayıplı olup olmadığının tespiti yönünde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği halde bu yönde rapor düzenlenmediğini, verilen hizmetin ayıplı olup olmadığı yönünde bir değerlendirme yapılmadığını, kaldı ki alacağın yargılamayı gerektirmesine rağmen mahkemece aleyhlerine icra inkar tazminatına hükmedildiğini belirterek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir....
Hukuk Dairesi KARAR Dava, finansal kiralama yöntemiyle edinilen lazer cihazının ayıplı olduğu iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 19. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki uyuşmazlık, satın alınan malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 03.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi _K A R A R_ Dava, ayıplı mal iddiasına dayalı olarak ayıplı malın iadesi ve alacak istemine ilişkin olup, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 30.04.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; ayıplı hizmet iddiasına dayalı maddi-manevi tazminat taleplerine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermek için yeterli değildir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu kapsamda; Davacı tarafından davada maddi tazminat talebinde de bulunulmuş olup mahkemece bu talep yönünden toplam alacak miktarının belirlenmesi yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılmadan tahkikatın sonlandırılması doğru değildir....
Davacı eldeki dava ile davalıdan satın almış olduğu aracın ayıplı olduğunu savunarak, araç satış bedeli, araçtan sökülüp alınması mümkün olmayan araç için harcanan masraflar ile maddi ve manevi tazminata karar verilmesi istemi ile eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, dava konusu aracın malikinin davacının babası olan... olduğu, davacının tarafı olduğu alım-satım ilişkisinin bulunmadığı, ayıplı mal veya hizmet iddiasına dayalı dava hakkının araç malikine ait olduğu, davacının bu davada husumetinin bulunmadığı gerekçesiyle aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinde dava konusu aracın ... 4. Noterliğinin 25.12.2015 tarihli araç satış sözleşmesi ile dava dışı...tarafından davacı ...’e satıldığı ve aracın malikinin dava tarihi itibariyle ... olduğu anlaşılmaktadır. Araç maliki ... olduğundan davacının eldeki davada aktif husumet ehliyeti bulunmaktadır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, satılan malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Davalı vekili, dava konusu lastiklerin ayıplı olmadığının saptandığını ve satıldıktan uzun bir süre sonra iadesinin kabul edilemeyeceğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece TTK.nun 25/3. maddesindeki öngörülen süreler içerisinde ayıp ihbarında bulunulmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
feragat ettiği dikkate alınarak bu talepler yönünden istemin reddine, ancak feragat edilen alacak ve manevi tazminat yönünden davacı-karşı davalı lehine yargılama giderine hükmetmek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme,malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir.Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.” düzenlemesine yer verilerek,ürünün ayıplı çıkması halinde tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir.Sözü edilen fıkra metninden de açıkça anlaşılacağı üzere tüketici, ürünün ayıplı çıkması halinde ürünün bedelsiz onarımını isteyebileceği gibi sözleşmeden dönerek ayıpsız misliyle değiştirilmesini veya bedelin iadesini isteyebilir....
söz edilecek olsaydı dahi Yüksek Yargıtay kararlarına göre, malvarlığına yönelik, eksik ve ayıplı işler nedeniyle manevi tazminat talep edilemeyeceğini bildirerek davanın reddini talep etmiştir....