Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AŞ'nin garanti belgesi kapsamında imalatçının sorumluluğu hükümlerine göre sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dava konubu aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, bunun mümkün olmaması halinde İİK'nun 24. maddesinin uygulanmasına, ayıplı aracın davalılara iadesine, karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar tacir olup uyuşmazlık ticari satışa konu aracın ayıplı olduğu ve misli ile değiştirilmesi gerektiği iddiasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla somut olayda 6102 sayılı TTK'nun 23. maddesindeki ayıplı mal satışına ilişkin özel hükümlerin uygulanması gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda TBK'nun ayıplı mal satışına ilişkin hükümlerinin uygulanması gerektiği yönündeki görüş bu nedenle isabetli değildir. 6102 sayılı TTK'nun 23/1-c maddesine göre; "malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir....

    Aynı yasanı 23/1-c maddesinde satılan malın ayıplı olduğu açıkça belli değil ise, alıcının malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu bu süre içerisinde satıcıya ihbarla yükümlü olduğu düzenlenmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü tutulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “ispat yükü” başlıklı 190/1 maddesinde yukarıdaki düzenlemeye paralel olarak ispat yükünün kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olacağı belirtilmiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, tüketici kanunundan kaynaklanan ayıplı mal satışı iddiasına dayalı sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talepli davadır. İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir....

      faturalara davalı tarafından 8 gün içinde itiraz edilmediği, Davalının avıp iddiasına ilişkin olarak tanık beyanları ve makine mühendisinin ayıplı olduğu ileri sürülen ürünler üzerinde yapacağı verinde inceleme neticesinde alım satıma konu ürünlerin ayıplı olup olmadığı, avıp türünün çeşidi (açık avıp- gizli ayıp) avıp türüne göre süresinde avıp ihbarının yapılıp yapılmadığı huşusunda:Teknik inceleme neticesinde: Ürünün gizli ayıplı olduğu; ancak davalının resmi bir yazı veya e-mail yoluyla talepte bulunmadığı; güvene bağlı olarak yetindiği ve davacının dosyaya koyduğu faturalardaki motorlar ile ilgili şikâyetlerinin olmadığı, Borçlar mevzuatına yönelik inceleme neticesinde: Eğer Sayın Mahkemece gizli ayıbın mevcut olduğu kabul edilir işe bu halde usulüne uygun ayıp ihbarında bulunma külfetinin yerine getirilip getirilmediğinin inceleneceği; tacirler arası "Borcun sebebini içerme/niş olsa bile borç tanıması geçerlidir.'' ticari satımlarda satıcının ayıplı ifadan sorumluluğunun esas itibariyle...

        Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır. (6).....tüketici bu seçimlik haklarından biriyle birlikte 11.01.2011 tarihli ve 6098 sayılı TBK hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir." 6502 Sayılı yasanın "ispat yükü" başlıklı 10.maddesinde ; "(1) Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir. Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz. (2) Tüketicinin, sözleşmenin kurulduğu tarihte ayıptan haberdar olduğu veya haberdar olmasının kendisinden beklendiği hâllerde, sözleşmeye aykırılık söz konusu olmaz. Bunların dışındaki ayıplara karşı tüketicinin seçimlik hakları saklıdır."denmektedir....

        TKHK'nın ispat yükü başlıklı 10. maddesinde "(1) Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir. Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz. (2) Tüketicinin, sözleşmenin kurulduğu tarihte ayıptan haberdar olduğu veya haberdar olmasının kendisinden beklendiği hâllerde, sözleşmeye aykırılık söz konusu olmaz. Bunların dışındaki ayıplara karşı tüketicinin seçimlik hakları saklıdır." düzenlemesi vardır....

        Davacı harici satın alma iddiasına dayanarak mülkiyet aktarım talebinde bulunamayacağından mahkemece hem tescil talebinin hem de kanıtlanmayan ödemenin istirdatı isteminin reddi yerine harici satın alma iddiasına dayalı davanın kabulü doğru olmamış kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 9.3.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          Dava, davacının sahibi olduğu davalının üreticisi/ithalatçısı olduğu aracın kaporta ayıbı olduğu iddiasına dayanan misli ile değişim talebini içermektedir. Mahkemece yapılan yargılamada davalı taraf 6502 sayılı TKHK gereğince ayıp ihbarı ve dava tarihi konusunda zamanaşımı iddiasında bulunmuş olup, davacı tarafça dava tarihinden önce ihbar niteliğinder herhangi bir işlemin olup olmadığı uyuşmazlık konusudur....

          Dava, davalı kooperatifin davacıya tahsis ettiği taşınmazın ayıplı ve kusurlu olduğu iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş ise de, bilirkişi raporu, tarafların iddia ve savunmalarını karşılayacak nitelikte ve hükme elverişli değildir. Bu durumda, mahkemece, bilirkişiden kooperatif ile yüklenici firma arasındaki sözleşme ve tasdikli proje irdelenmek ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 23. maddesindeki eşitlik kuralı açısından kooperatifin diğer ortaklarına teslim ettiği taşınmazlar da göz önünde bulundurulmak suretiyle, tarafların iddia ve savunmalarını karşılayacak nitelikte, açıklamalı ve denetime elverişli ek rapor alınarak, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar vermek gerekirken, bu hususlar göz ardı edilerek, eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

            Davalı taraf takibe konu faturadaki ürünleri aldığını kabul etmiş, ürünlerin bir kısmının ayıplı olduğunu, bir kısmının da bedelini ödediğini iddia etmiştir. Ticari satışın ilgili hükümlerinin düzenlendiği TTK. m. 23/1-c'de; "Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır."  şeklindeki hükümle, alıcının muayene yükümlülüğü ve süresi düzenlenmiş, hükümde TBK. m. 223/2'ye atıf yapılmıştır. TBK. m. 223/2'de ise ayıp sonradan ortaya çıkarsa ayıbın hemen satıcıya bildirilmesi gerektiği, bildirilmezse satılanın bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir....

              UYAP Entegrasyonu