"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Karşılıksız yararlanma HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Alınan bilirkişi raporu sonucunda, sanığın karşılıksız yararlanma kastıyla hareket ettiğinin tespit edildiğinin anlaşılması karşısında, Sanık hakkında kamu davası açılmadan önce katılan kurum tarafından talep edilen zararı soruşturma aşamasında tazmin etmesi halinde sanık hakkında kamu davası açılamayacağından, CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartının gerçekleşmemesi nedeniyle sanık hakkındaki kamu davasının düşürülmesi, zarar karşılanmıyor ise sanığa kaçak elektrik kullanım bedelini hükümden önce ödemesi halinde TCK'nın 168/5. maddesi uyarınca etkin pişmanlıktan yararlanabileceği hususu hatırlatılıp, keşifle belirlenen 2.294,19 TL’ye % 18 KDV’de eklenerek kaçak kullanım bedelini, talep etmesi halinde zararı gidermesi için kendisine makul bir...
Ancak; 02.07.2012 tarihinde kabul edilip 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı “Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkındaki” Kanunun Geçici 2. maddesinin 1. ve 2. fıkrası hükümleri birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde, "yapılan değişiklikle amaçlananın bu kapsam dâhilindeki suçlar bakımından kurum zararının ödenmesi halinde, olayın sanık ya da sanıkları hakkında ceza verilmesine yer olmadığı karar verilerek işin esasına girilmesinin önlenmesi" olduğu değerlendirilip, anılan Kanunun Geçici 2. maddesi gereğince; öncelikle, kaçak kullanım bedeli cezasız, vergiler dahil olarak tarafsız bilirkişiye hesaplattırılıp, sanığa, “bilirkişice tespit edilecek zararı gidermesi halinde hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verileceği” hususunda bildirimde bulunulduktan sonra yasal sürenin geçmesi nedeni ile sanığa makul...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 25/02/2015 gününde verilen dilekçe ile ürün zararı nedeni ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14/04/2016 günlü kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne ve miktar itibariyle duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava; ürün zararı nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili; davalının ekili tarlasını suladığı sırada suyu fazla kaçırması nedeni ile müvekkilinin tarlasını su basarak ekili ayçiçeği ürününe zarar verdiğini belirterek maddi zararın tazmini isteminde bulunmuştur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, kurum zararı nedeniyle alacak isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 20.01.2017 tarihli ve 2017/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 08.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet (Erteleme) Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Katılan kurum tarafından düzenlenen 08.06.2011 tarihli tutanakta kurumun 652,50 TL zararı bulunduğunun belirtilmesi, katılanın 07.02.2012 tarihli duruşmada kurum zararının giderilmediğini beyan etmesi ve sanığın zarara itirazda bulunmadığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş; suç gece sayılan zaman diliminde (saat 22: 30) işlendiği halde sanık hakkında TCK.nun 143. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 30/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
MUHALEFET ŞERHİ Dava; kurum zararı nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, dairemizin 22/06/2016 gün 2015/9842 esas, 2016/8239 karar sayılı kararı ile bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş; yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ile ihale kapsamında yapılması gereken iş toplamının 139.936,40 olduğu davalı yüklenici tarafından ihale edilen kısman %19'luk kısmına karşı gelen 25.798,77 TL'lik kısmının yapıldığı ancak davacı kurum tarafından davalı yükleniciye ihale kapsamı dışında 135.384,60 TL tutarında işler yaptırılması nedeni ile kurum zararının bulunmadığı mütâlââ edilmiş, mahkemece raporun sonuç kısmına itibar edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davacının talebi; yükleniciye ihale edilen işin %19'luk bölümünün tamamlanması nedeni ile yapılan ödemenin davalılardan tahsiline yöneliktir....
Davacı kurum, Sayıştay tarafından 2013 yılında kurumlarında yapılan denetim ile mevzuata uygun olmayan işler için fazla ödeme yapıldığının tespit edildiğini, Sayıştay sorgusu ve ilamının mevcut olduğunu, oluşan kamu zararı nedeni ile yapılan fazla ödemelerin iadesi gerektiğini beyanla haksız ödeme yapılan davalıya yönelik olarak başlattıkları icra takibine yapılan itirazın iptaline karar verilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, Sayıştay ilamında isminin geçmediğinden davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacı kurumun Sayıştay kararı kesinleştiği takdirde tahsil hakkına sahip olduğu, hakkında ilam düzenlenen ilgili kişiler yerine ikinci derece sorumluluğu bulunduğu iddia edilen davalı ve arkadaşları hakkında icra takibi başlatmak suretiyle tahsil yoluna gidilmesinde hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Davacı kurum, Sayıştay tarafından 2013 yılında kurumlarında yapılan denetim ile mevzuata uygun olmayan işler için fazla ödeme yapıldığının tespit edildiğini, Sayıştay Sorgusu ve ilamının mevcut olduğunu, oluşan kamu zararı nedeni ile yapılan fazla ödemelerin iadesi gerektiğini beyanla haksız ödeme yapılan davalıya yönelik olarak başlattıkları icra takibine yapılan itirazın iptaline karar verilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, Sayıştay İlamında isminin geçmediğinden davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacı kurumun Sayıştay kararı kesinleştiği takdirde tahsil hakkına sahip olduğu, hakkında ilam düzenlenen ilgili kişiler yerine ikinci derece sorumluluğu bulunduğu iddia edilen davalı ve arkadaşları hakkında icra takibi başlatmak suretiyle tahsil yoluna gidilmesinde hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Davacı kurum, Sayıştay tarafından 2013 yılında kurumlarında yapılan denetim ile mevzuata uygun olmayan işler için fazla ödeme yapıldığının tespit edildiğini, Sayıştay sorgusu ve ilamının mevcut olduğunu, oluşan kamu zararı nedeni ile yapılan fazla ödemelerin iadesi gerektiğini beyanla haksız ödeme yapılan davalıya yönelik olarak başlattıkları icra takibine yapılan itirazın iptaline karar verilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, Sayıştay ilamında isminin geçmediğinden davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacı kurumun Sayıştay kararı kesinleştiği takdirde tahsil hakkına sahip olduğu, hakkında ilam düzenlenen ilgili kişiler yerine ikinci derece sorumluluğu bulunduğu iddia edilen davalı ve arkadaşları hakkında icra takibi başlatmak suretiyle tahsil yoluna gidilmesinde hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Davacı kurum, Sayıştay tarafından 2013 yılında kurumlarında yapılan denetim ile mevzuata uygun olmayan işler için fazla ödeme yapıldığının tespit edildiğini, Sayıştay Sorgusu ve ilamının mevcut olduğunu, oluşan kamu zararı nedeni ile yapılan fazla ödemelerin iadesi gerektiğini beyanla haksız ödeme yapılan davalıya yönelik olarak başlattıkları icra takibine yapılan itirazın iptaline karar verilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, Sayıştay İlamında isminin geçmediğinden davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacı kurumun Sayıştay kararı kesinleştiği takdirde tahsil hakkına sahip olduğu, hakkında ilam düzenlenen ilgili kişiler yerine ikinci derece sorumluluğu bulunduğu iddia edilen davalı ve arkadaşları hakkında icra takibi başlatmak suretiyle tahsil yoluna gidilmesinde hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....