O halde mahkemece takibe konu muaccel kira alacakları ile ilgili yapılan ödemeler konusunda bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği…” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonunda; bozma ilamı doğrultusunda alınan ek bilirkişi raporu doğrultusunda, davalının 6.200,00 TL kira alacağı üzerinden itirazının kaldırılmasına, takipten sonra 30 günlük yasal süre içerisinde yapılan 6.000,00 TL ödemenin icra müdürlüğünce kapak hesabı yapılırken dosya borcundan mahsubuna, davalı vekili duruşmada tazminat talebinde bulunduğundan takip talebinde muacceliyet şartı gereğince istenilen kira alacağı dışındaki reddedilen kısım olan 3.700,00 TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak % 20 tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, dava devam ederken mecur tahliye edildiğinden tahliye davasının konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Mahkemece, taşınmaza müdahalenin meni, kira alacağı ve tazminat talepleri yönünden ayrı ayrı davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 29.07.2011 tarihinde açılmış olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı H.U.M.K'na göre alacak davalarında görev, dava değerine göre belirlenir. Bu ana kuraldan farklı olarak, H.U.M.K.’nun 8. maddesi II. Bendine göre, “dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi veya tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve buna karşılık olarak açılan davalar” dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girmektedir. Buna göre, H.U.M.K.’nun 8. maddesi II. Bendi gereğince tahliye, akdin feshi davaları ile birlikte açılan kira alacağı ve tazminat davaları Sulh Hukuk Mahkemesinde görülür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi-Kira alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı elatmanın önlenmesi ve kira alacağı davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağının tahsili ve meni müdahale istemine ilişkindir. Mahkemece, alacak isteminin reddine, meni müdahale talebi yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı tarafından kira alacağına ilişkin temyiz edilmiştir....
KARAR Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine kira alacağı ve tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine davalı borçlunun itirazı üzerine davacı icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile 14.000,00 TL asıl alacak ve 371,84 TL işlemiş faiz alacağı üzerinden itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye karar verilmiş, karar davalı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı alacaklı, 01/08/2013 başlangıç tarihli ve 17 ay süreli yazılı kira sözleşmesine dayanarak 22/07/2015 tarihinde başlattığı icra takibi ile 17.500,00 TL kira ve 841,44 TL işlemiş faiz alacağının tahsilini talep etmiş, davalı borçlu süresinde verdiği itiraz dilekçesi ile borca itiraz etmiştir. Dava konusu kiralanan taşınmazın 1/3 hissesini dava dışı ... ’tan davacı alacaklı ...’ın 06/06/2014 tarihinde iktisap ettiği anlaşılmıştır....
Davacı tarafından davalı kiracı ve kefil aleyhine başlatılan icra takibinde 2013 yılı Şubat ayından bakiye 435 TL kira alacağı ile aylık 1900 TL den 2013 yılı Mart, Nisan, Mayıs, Haziran ayları kira alacakları toplamı 8035 TL asıl alacak 152,57 TL işlemiş yasal faiz alacağı olmak üzere toplam 8187,57 TL alacağın tahsili ve kiralananın tahliyesini talep etmiştir. Takibe konu alacak sözleşme süresi bittikten sonraki döneme ait ödenmeyen kira bedelleri olduğundan takibe konu kira paralarından kefilin sorumlu tutulmasına olanak bulunmamaktadır. Bu nedenle kefil hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kefilin davaya konu olan taşınmazda halen ikamet ettiği gerekçesiyle kira bedelinden sorumlu tutulması doğru olmadığı gibi, davalı kefil hakkında tahliye kararı verilmesi de doğru görülmemiştir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır....
T..’e kiralanmış olup yıllık kira bedelinin 275 TL olduğu peşin olarak ödeneceği her yıl %50 oranında artırılacağı kararlaştırılmıştır. Bu şartlar geçerli olup tarafları bağlar. Davacı tarafından başlatılan icra takibinde 15.03.2010 tarihinden itibaren aylık 400 TL den 25 aylık kira alacağı ve işlemiş faiz alacağı toplamı 13120 TL alacağın tahsilini talep etmiştir. Mahkemece sözleşmede kararlaştırılan artış şartı gereğince alacak miktarının belirlenmesi gerekirken, davalı tanığı eski malikin son kira bedelini hatırlamadığı, artış oranını %20 olarak hatırladığı bu konuda taraflar arasında zımni muvafakat olduğu yönündeki beyana göre, kira artışı ile ilgili yıllık % 20 oranı üzerinden hesaplama yapılarak belirlenen alacak miktarı üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Mülga 1086 Sayılı HMUK'dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazı kiraya vermek üzere çıktıkları ihalede en yüksek bedeli teklif eden ve ihale üzerinde kalan davalının süresinde kira sözleşmesinin yapılması için başvurmadığı gerekçesiyle davalıca ödenen geçici teminatın irat kaydedildiğini ve yeniden ihaleye çıkılması sonucunda dava konusu taşınmazın daha az bedelle 3. kişiye kiraya verildiğini bildirerek iki ihale arasındaki kira fark bedelinin tahsilini istemiştir. Dava, iki ihale arasındaki kira farkı alacağı istemine ilişkin olup uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır.Davanın , 6100 Sayılı HMK'nun yürürlüğe girmesinden sonra 19.02.2013 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmıştır....
Yazı içeriğinden takibe konu alacağın ödenmeyen ve eksik ödenen kira paraları, bunlara ilişkin gecikme faizi ile cezai şart olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafından bu miktarlar toplanarak asıl alacak olarak gösterilmiş ve takipten itibaren faiz istenmiştir. Davalı alacağa ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurmuştur. Bilindiği üzere itirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı davalardır. Alacaklı takipte hangi sebebe ve belgeye dayanmış ise yargılama da bu sebep ve belgeler üzerinden yürütülmek zorundadır. Örneğin, ödeme emrinde alacağın kaynağı olarak kira parası gösterilmiş ise itirazın iptali davasında alacağın kaynağı artık cezai şart alacağı olarak değiştirilemez. Mahkeme bu durumda kira alacağı var mı sadece ona bakmalıdır. Ödeme emrinde alacaklı tarafından hangi kalem alacak için ne miktar istendiği belirtilmemiş, mahkeme tarafından da bu husus açıklattırılmamıştır....
Dava, kira alacağının ve sözleşmeden kaynaklanan cezai şart tazminatının tahsili istemi ile yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile takibin 14.088,77 TL alacak üzerinden takipten itibaren işleyecek yasal faizi ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, inkar tazminatı talebinin asıl alacak likit olmadığından reddine, karar verilmiş, hüküm davacı tarafından, inkar tazminatına ilişkin olarak temyiz edilmiştir. Taraflar arasında 15.02.2007 tarihli 3 ay süreli kira sözleşmesinde ve kira bedelinde ihtilaf yoktur. B.K'nun 161/son maddesi gereğince, hakimin fahiş gördüğü cezai şartı indirme yetkisi bulunduğundan, kira sözleşmesinde belirlenen cezai şarta ilişkin alacak likit olmadığından, bu alacağa ilişkin olarak inkar tazminatına hükmedilmemesi yerindedir....
Davalı borçlu süresinde verdiği borca itiraz dilekçesinde; 296.065,08 TL kira alacağının 8.437,08 TL kısmını kabul etmediklerini belirterek takibe kısmi itirazda bulunmuştur. Davacı 17.02.2011 tarihli dilekçesinde, takip konusu alacak miktarını 293.790,83 TL asıl alacak ve 1.753,44 TL işlemiş faiz olarak düzeltmiştir. Davacının açıklamasında talep edilen asıl alacak miktarı 293.790,83 TL olduğuna göre itiraz edilen kısmın bu miktar üzerinden değerlendirilmesi gerekirken kabul edilen alacak miktarı da dahil edilerek takibin 293.789.22 TL asıl alacak üzerinden kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir” diye bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen bozma gerekleri yerine getirilmeden karar verilmiştir. Davacı tarafından 21/01/2010 tarihinde başlatılan icra takibinde; 296.065,08 TL kira alacağı ile 1.575,42 TL işlemiş faizin tahsili talep edilmiştir....