WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TBK'nın kefalet sözleşmesinin şeklini düzenleyen 583. maddesinin ilk fıkrasında "Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır." hükmü getirilmiş ve kefalet sözleşmesinin geçerliliği bakımından şekli koşullar öngörülmüştür. Somut olayda; kefalete ilişkin şekil şartlarının yerine getirildiği anlaşılmaktadır. Kefalet kabul beyanı sözleşmenin zorunlu unsuru değildir. Bu itibarla, kefaletin şekil şartlarının yerine getirilip getirilmediği hususunda esas alınamaz....

    DAVA : Alacak (Kefalet Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) DAVA TARİHİ : KARAR TARİHİ : KARAR YAZMA TARİHİ : Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kefalet Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacının davalılardan alacaklı olduğunu, bu alacağının Şile İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasında alınan rehin açığı belgesine dayandığını, davacının bu alacağını %53,82'lik faiz oranı ile birlikte devraldığını, davacının bu rehin açığı belgesine dayanarak Konya . İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutularak asıl alacak miktarı açısından bir icra takibi başlatılacağını, müvekkilinin rehin açığı belgesini alırken %53,82 faiz oranı üzerinden almasına rağmen Konya . İcra Müdürlüğü'nün ......

      Sayılı dosyasında, geçerli bir kefalet sözleşmesi bulunmadığından, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ediyorum.Yukarıda izah olunduğu üzere ; ... 14. İcra Müdürlüğünün ... E. (Eski ... E.) Sayılı dosyasında, Kefalet miktarı ve kefalet tarihi davacı müvekkilimin el yazısı ile yazılmadığı için geçerli bir kefalet sözleşmesi bulunmadığından, müvekkilimin borçlu olmadığının tespitine , masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini..." talep ve dava etmiştir....

        DEN , Ticari Krediden kaynaklı 9.366,63 TL asıl alacak, 315,54 TL işlemiş faiz, 15,78 TL BSMV, KMH ve Kredi Kartından kaynaklı 159.316,43 TL asıl alacak, 4.355,31 TL işlemiş faiz, 217,77 TL BSMV ve 2.208,95 TL masraf alacağı OLMAK ÜZERE TOPLAM 175.796,41 TL Alacak talep edebileceği, DAVALI BORÇLU KEFİL ...'DEN , Ticari Krediden kaynaklı 9.366,63 TL asıl alacak, 172,11 TL işlemiş faiz, 8,61 TL BSMV, KMH ve Kredi Kartından kaynaklı 159.316,43 TL asıl alacak, 3.858,64 TL işlemiş faiz, 192,93 TL BSMV ve 2.208,95 TL masraf alacağı OLMAK ÜZERE TOPLAM 175.124,30 TL Alacak talep edebileceği, DAVALI BORÇLU KEFİL ...'...

          Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, genel kredi sözleşmesi, bilirkişi raporları ve tüm bilgi ve belgeler incelendiğinde; davacı tarafından yukarıda detayları belirtilen genel kredi sözleşmesine dayalı olarak dava dışı asıl borçlu şirkete 12/04/2017 tarihinde 1.000.000,00-TL ve 07/01/2019 tarihinde 90.000,00-TL tutarlı birden fazla taksitli ticari kredi kullandırdığı, dava dışı asıl borçlunun ticari kredilerden kaynaklı borçların ödenmemesi üzerine, davacının kredi hesaplarını kat ederek dava dışı asıl borçlu ve davalıya ihtarname keşide ettiği, ihtara rağmen davacıya ödeme yapılmaması üzerine takibe girişildiği, davalı kefilin kat tarihindeki borç miktarından ve kendi kefaletinden kaynaklı faiz borcundan sorumlu olduğu, kefilin yukarıda belirtilen temerrüt tarihlerine göre borcun hesabının gerektiği, buna göre kat tarihinde hesap edilen alacak miktarının davalı kefilin kefalet limitinin üzerinde olduğundan, davalının ancak kefalet limiti ile ve bu limite ilaveten temerrüdün...

            TL tutarlı kefalet taahhütnamesi imzalandığını, bu taahhütnameye istinaden ....'a müvekkili şirket tarafından sağlanan kefaletler ile ....... Bankası A.Ş. tarafından kredi kullandırıldığını, davalı ....r'ın kefalete konu kredilerden kaynaklı edimlerini yerine getirmediği istihbar edildiğini, bunun üzerine borçluya Ankara ..... Noterliğince .... tarihinde tanzim edilen .... yevmiye numaralı ihtarname ile kefalet sözleşmesinden kaynaklı henüz nakde dönmeyen ......

              A.Ş. arasında bir kısım ihtilaflar nedeniyle açılmış ve derdest davalar bulunduğunu, davaya konu alacak miktarının dayanağı olarak gösterilen 3/12/2018 tanzim 21/09/2020 vade tarihli senette davalı ...' ın kefalet taahhüdünün müteselsil kefalet olmadığını, senet incelendiğinde ...' ın ismi üzerinde "şahsi kefaletimdir" ibaresinin yer aldığını bunun dışında müteselsil kefalet sorumluluğunu doğuracak hiçbir şerhin kullanılmadığını, olayda "müteselsil kefalet" sözcüklerinin kefillerin el yazısı ile yazılmamış olması, kefaletlerinin müteselsil kefalet olarak yorumlanmaması sonucunu doğurduğunu, davalı ... ' ın senet üzerindeki kefalet taahhüdünün adi kefalet hükmünde olduğunu, adi kefalette alacaklının, borçluya başvurmadıkça, kefili takip edemeyeceğini, bu durumda bahse konu senet borcunu ödediğini iddia ederek kefilden rücuan talepte bulunan davacının öncelikle asıl borçluya müracaat etmesi gerektiğini, alacağını asıl borçludan alamadığını belgelemesi (Aciz vesikası) durumunda Türk Borçlar...

                Bankası A.Ş. tarafından düzenlenen 955.000.00 TL tutarlı banka teminat mektupları müvekkili şirket tarafından nakde çevrilmiş ise de, KDV tevkifatından kaynaklı alacaklar kapsamında anılan bedellerin KDV tevkifatından kaynaklı borçlara mahsuben ilgili hesaplara alındığını ve müvekkili şirketin bu işten kaynaklı adı geçen yükleniciden 9.528.641.22 TL alacaklı olduğu KDV tevkifatından kaynaklı borcun tahsiline yönelik yasal sürecin başlatılması zorunluluğunun doğduğunu, kefalet senedi muhatabı olan müvekkili şirketçe, kefalet senedinin süresinin uzatılacağı konusundaki irade beyanlarına uyularak vade süresi içerisinde tazmin başvurusunda bulunmadığından kefalet senedinin hükümsüz hale geldiğini belirterek taraflarına aynı bedelli bir kefalet senedi/teminat mektubu yahut nakit teminat sunulmasını, bunun mümkün olmaması halinde 3.000.000,00 TL'nin taraflarına ödenmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı ......

                  Sonuç itibariyle bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya göre; davalı şirketin sözleşmeden kaynaklı olarak davalı gerçek kişilerin kefalet sözleşmesinden kaynaklı olarak takip tarihi itibariyle 34.518,40 TL asıl alacak, 5.940,95 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 40.459,35 TL bedel kadar borçlu oldukları davacının takip tarihine kadar 5.940,95 TL faiz talep edebileceği yönünde görüş bildirildiği görülmüştür. Raporun taraflara tebliğ edildiği, davalılar tarafından rapora karşı herhangi bir itirazda bulunulmadığı anlaşılmıştır. Davacı şirket ile davalı şirket arasında imzalanan sözleşme uyarınca, üretici bayilik ilişkisinin bulunduğu ve buna göre, taraflar arasında cari hesap ilişkisinin olduğu görülmüş olup davalı şirketin bu sözleşmeden kaynaklı olarak 100.000,00 TL ye kadar doğmuş ve doğacak borçları için davalılar ... ve ... müşterek borçlu, müteselsil kefil sıfatıyla ayrıca davacı şirket ile kefalet sözleşmesi imzaladıkları anlaşılmıştır....

                    kaynaklı olarak hiçbir borç yahut alacağı bulunmadığını, davacı alacağının mevcudiyeti ve muacceliyeti hususunda ispat külfetini yerine getirmediğini, Bu doğrultuda davalı -------yönünden davanın reddini,-------- yönünden kefalet sözleşmesi kapsamında müteselsil borçlu olduğu iddia edilse de bu hususa ilişkin usulüne uygun bir kefalet sözleşmesi bulunmadığını, Kefalet sözleşmelerinin önemi gereği kanunda bir takım sıkı şekil kurallarına bağlandığını, Müvekkilinin davalı------ evli olmasına karşın eşi -------- kefalet sözleşmesinde rızasının alınıp alınmadığı dahi meçhul olduğunu, dolayısıyla var olmayan bir sözleşmeye ve var olmayan bir kefalet sözleşmesine karşı müvekkilleri tarafından yapılan itirazların haklı ve hukuka uygun olup davacı tarafça kötü niyetli olarak açılan işbu itirazın iptali davasının reddini, fazlaya ilişkin şikâyet, dava, talep, alacak, tazminat vs. hakları saklı kalmak kaydıyla; davacının kötü niyetli taleplerinin reddine, kötü niyetli olduğu açıkça görülen davacı...

                      UYAP Entegrasyonu