ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2022/349 Esas KARAR NO:2022/414 DAVA:Alacak (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ:20/05/2022 KARAR TARİHİ:31/05/2022 Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkiline olan borcu nedeniyle 29/08/2019 tarihinde başlatılan .... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasına konu alacak davalının haksız itirazı nedeniyle ancak 25/11/2021 tarihinde tahsil edilebildiğini, işbu davanın icra dosyasına konu alacağın geç tahsili nedeniyle faiz ile karşılanmayan zararlarının tahsilini amaçladığını, davaya konu uyuşmazlık alacağın geç ödenmesinden kaynaklanan munzam zarar alacağı olmakla Yargıtay 15....
dava dışı şirketin ortağı olup olmadığı, davacının hisselerini davalılara devredip devretmediği, devretmiş ise devir bedeline ilişkin olarak protokol düzenlenip düzenlenmediği, düzenlenen protokole uygun olarak ödemelerin vadesinde yapılıp yapılmadığı, davacının geç ödeme nedeniyle faiz alacağı ve bakiye ana para alacağı olup olmadığı var ise miktarının ne kadar olduğu hususlarında uyuşmazlık olduğu görülmüştür....
Bunun yanı sıra taraf vekillerinin istinaf sebepleri incelendiğinde; Yargıtay 12 HD.nin 27.9.2005 tarihli, 2006/657 Esas, 2006/2538 Karar sayılı kararında belirtildiği gibi; faiz istemi de kira alacağının ferisi olup, temerrüde esas olamayacağından salt faizin ödenmemesi sebebiyle TBK 315 gereği temerrüt nedeni ile tahliyeye karar verilemeyeceği, davalıların borcu ödeme tarihleri nazara alındığında mahkemece yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf itirazının reddi gerekmiş ve kira sözleşmesinin üçüncü maddesinde kira bedelinin her ayın en geç 5.gününe kadar kiralayanın sözleşmede bildirilen iban numarasına havale suretiyle yapılacağının kararlaştırılmasına rağmen kira bedelinin sonraki bir tarihte ödenmesi ve sözleşmedeki yazılı şartın değiştirildiğine ilişkin yazılı bir belge sunulmadığı ve fiilen geç yapılan ödemelerin bu şartın taraflar arasında değiştirildiği şeklinde yorumlanamayacağı, kira bedelinin ödeme gününün belirli...
borcunun 1.109,47 TL, genel kurul kararları gereği ödenmesi gerekip de ödenmeyen 1.000,00 TL ek/ara ödeme asıl borcunun, geç ödenen ek/ara ödemelerden dolayı faiz borcunun 4.479,59 TL olması gerektiği belirtilmiştir....
Davalı Kooperatifin defter ve belgeleri üzerinde yaptırılan inceleme sonucunda düzenlenen ve hükme esas alınan 7.9.2004 tarihli bilirkişi raporunda, davacının davalı kooperatife 2001 yılı aidatından 30.000.000 TL. ve şerefiye payından 535.000.000 TL. olmak üzere toplam 565.000.000 TL. borcu bulunduğu, davalı kooperatifin 1994/2001 yılları arasındaki genel kurul kararlarında, üyelerin borçlarını geç ödemeleri halinde aylık %10 ila %15 arasında değişen muhtelif oranlarda aylık faiz alınacağının kararlaştırıldığı, bu faiz oranlarına göre davacının 30.000.000 TL. aidat ve 535.000.000 TL. şerefiye paylarını zamanında ödememesi nedeniyle 3.11.2003 icra takip tarihine kadar tahakkuk eden işlemiş faiz tutarının 2.554.152.900 TL. olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi raporundaki bu hesaplamada, yukarıda değinilen 25.6.2000 günlü Genel Kurul kararına aykırı olarak, davacının şerefiye payından kaynaklanan borcunun tamamına, borcun doğduğu tarihten itibaren faiz yürütüldüğü görülmektedir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarla, ilama ilişkin her bir alacak kaleminin bulunduğu tek bir icra takibi yapılması gerektiğini, asalı alacağa bağlı olan faiz alacağı yine aynı takiple istenmesi gerekirken davacı vekilince bu hususun gözden kaçırıldığını ve takip tarihinden iki yıl sonrası için fark faiz alacağı işletilerek takip başlatıldığını, alacaklının asıl alacak için faiz tipi belirli iken birbirinden kademeli olarak farklı orandaki faiz tiplerini seçerek dosya borçlusunu taciz edecek şekilde faiz farkına ilişkin sayısız takip açılamayacağını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak icra takibinin iptaline, takip miktarının % 20'sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmesine, bakanlıkları lehine vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Gerek Anayasa'nın bu hükmünde ve gerekse, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 05.05.2001 günü yürürlüğe giren 4650 sayılı Kanun ile değişik 8. ve 10. maddelerinde, kamulaştırma işlemi tanımlanmış; kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan artırım bedelinin peşin ve nakden ödenmesi kuralı konulup, bu kuralın istisnaları açıklanmış; taksitlendirilen ve herhangi bir nedenle ödenmemiş olan kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları İçin öngörülen en yüksek faizin uygulanacağı kabul edilmiştir. Bütün bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde varılan sonuç şudur: Bir uyuşmazlıkta, alacağa Anayasa'nın 46. maddesinin son fıkrası uyarınca "kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz"İn uygulanabilmesi için, ortada hukuken geçerli bir kamulaştırma işleminin bulunması ve kamulaştırma bedelinin dava yoluyla ya da dava konusu edilmeksizin kesinleşmiş olması gerekir....
olarak 53.100,00 TL'nin vede sözleşmenin 8/1 maddesi gereğince avans ve geç ödemelerden doğan ticari temerrüt faizi alacağı için 100,00 TL'nin fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, her bir talep edilen alacak kaleminin ödenmesi gereken tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini, yine sözleşme gereğince hakedişlerden kesilen ve iade edilmesi gereken nakdi teminat alacağı ile bakiye iş bedelinin tahsili amacıyla ......
6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca işletilen bu faiz alacağı kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının fer'i niteliğinde olduğunu, asıl alacağa bağlı bu kalemin takibe konu edilmesi halinde, icra vekalet ücreti hesaplamasının maktu olarak yapılması gerektiğini belirterek, İzmir 28....
halinde haciz ve şerhlerin kaldırılarak tespit edilen kamulaştırma bedelinin ödenmesine, ipotek, haciz ve şerh bulunmaması halinde tespit edilen kamulaştırma bedelinin ödenmesine, kamulaştırılan bölümlerin tapularının iptali ile yol olarak terkini ve davalı idare adına tesciline, dava konusu taşınmazın tapu kaydına Kamulaştırma Kanunun 31/b maddesi gereğince her türlü devir ve temliki bağlayıcı kamulaştırma işlemlerinin T1 ait olduğu şerhinin konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....