ödeme nedeniyle 21.10.2019 tarihli Ekim 2019 dönem faturasına; Ekim 2018 dönemi için 9.123,32 TL, Kasım 2018 dönemi için 8.196,5 TL, Aralık 2018 dönemi için 7.408,28 TL olmak üzere toplamda 24.728,11 TL gecikme bedelinin ilave edildiğini, davacı vekilinin sonraki beyanlarında geç ödeme durumunu ikrar ettiğini, geç ödeme nedeniyle faiz işletilmesinin sözleşmenin 5.6 maddesine uygun olduğunu iddia ederek davanın reddini talep etmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında 26.02.2002 tarihinde Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereği müvekkiline ödenmesi gereken prim alacaklarının 15.08.2008 tarihinden itibaren eksik ödenmeye başlandığını, müvekkilinin davalının menfaatleri esas alınarak hazırlanmış olan 01.07.2009 tarihli yeni sözleşmeyi imzalamak zorunda kaldığını, davalının komisyonları geç ödediğini, davalının müvekkili aleyhine cezalar kestiğini, son sözleşmenin imzalanmasını takiben davalının isteği üzerine müvekkilinin aylık 5.000,00 TL bedelle yeni işyeri kiraladığını, tadilatlar nedeniyle 20.000,00 TL masraf yaptığını, çalışan işçilere tazminat ödendiğini ileri sürerek eksik ödenen primlerden doğan gelir ve faiz kayıplarına karşılık şimdilik 70.000,00 TL, geç ödenen komisyonlardan doğan zarara karşılık şimdilik 5.000,00 TL'nin ve bunlara cari sözleşme hükümlerince uygulanacak faizlerin, kesilen para cezalarına karşılık şimdilik 5.000,00 TL, yeni işyerine ödenen kira bedellerinden doğan zarara...
Dava, akde aykırılık nedeniyle kiralananın tahliyesi ve cezai şart alacağı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerekçelere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalı vekilinin cezai şart alacağına uygulanan faiz oranına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan 08/01/2011 başlangıç ve 31/12/2015 bitim tarihli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır....
Bu konudaki faiz, tazminatın geç ödenmesi yüzünden meydana gelmiş bir ek zararın karşılığıdır. Tazminat faizini temerrüt faizinden ayıran önemli bir yönde temerrüt faizinde ihtardan veya davadan önce borçlu mütemerrit duruma girmediği halde tazminat faizinde zararı yapanın, tazminatın ödenmesi gereken ve zararın doğduğu günden başlayarak ihtara gerek olmadan kendiliğinden temerrüde düşmesidir. Faiz alacağı zaman geçtikçe doğan bir alacak olmakla, dava açıldığı tarihten geriye doğru hesap edilebilecek zamanaşımı süresi için istenebilir. Borçlar Kanunun 131. maddesi gereğince asıl alacak zaman aşımına uğradığından faiz ve diğer ek haklarda zamanaşımına, uğrar. Diğer bir deyişle faiz alacağı asıl alacağın tabi olduğu zamanaşımına tabi olur. Borçlar Kanununun 133/2. maddesince alacaklının dava açmasıyla zamanaşımı kesilir. Ancak zaman aşımının kesilmesi sadece dava konusu alacak için söz konusudur....
Hükme esas alınan hesap raporun da ise bilirkişinin % 20,14 sürekli işgöremezlik onanına göre 01.04.1998 ile 01.02.2001 tarihleri arasında ödenmesi gereken aylıklar için 22.08.2002 tarihine kadar işleyen faizi hesapladığı buna karşılık, davacının kontrol için süresinde başvurmasına rağmen % 30 iş göremezlik oranı üzerinden bağlanan gelirin Kurumca durdurularak, kontrol sonrasında 22.08.2002 tarihinde birikmiş olarak ödenmesi nedeniyle bu aylıklar yönünden işleyen faizin hesaplanmadığı görülmektedir. Hal böyle olunca davacının faiz alacağının noksan hesaplandığı açıktır. Yapılacak iş davacının % 30 sürekli iş göremezlik oranına göre almakta olduğu gelirin durdurulduğu 22.01.2002 ile yeniden bağlanarak birikmiş aylıkların ödendiği 22.08.2002 tarihleri arasındaki gelirlerinin geç ödenmesi nedeniyle ortaya çıkan faiz alacağı da dahil olmak üzere davacının faiz alacağını hesaplatmak ve sonucuna göre karar verilmekten ibarettir....
taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile her türlü kısıtlayıcı şerhlerden ari olarak davacı idare adına tesciline karar verilmesi talebi ile dava açmıştır....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/229 esas 2022/204 karar sayılı ilamına dayalı olarak kamulaştırma bedeli faiz alacağı ve geçmiş gün faiz alacağı olmak üzere toplam 2.777,32 TL üzerinden ilamlı takip yapıldığı, örnek 4- 5 icra emrinin davacı borçluya 27/08/2022 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Kocaeli İcra Müdürlüğü'nün 2022/80458 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T9 tarafından, borçlu T1 hakkında 19/08/2022 tarihinde Kocaeli 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/229 esas 2022/204 karar sayılı ilamına dayalı olarak kamulaştırma bedeli faiz alacağı ve geçmiş gün faiz alacağı olmak üzere toplam 2.777,32 TL üzerinden ilamlı takip yapıldığı, örnek 4- 5 icra emrinin davacı borçluya 27/08/2022 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Kocaeli İcra Müdürlüğü'nün 2022/80459 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı Rıdvan Aslan tarafından, borçlu T1 hakkında 19/08/2022 tarihinde Kocaeli 6....
Eğitim İletişim Hizmetleri ve Danışmanlık Ltd.Şti. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl dava, eser sözleşmesine dayalı iş bedelinin tahsili amacıyla yapılan takibe vâki itirazın iptâli istemiyle açılmış, davalı reddini savunmuş, karşı davasında, geç teslim nedeniyle uğranılan zararın tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Hukuk Dairesi'nce kabulü ile faiz, bedel ve fark kamulaştırma bedelinin derhal ödenmesi yönünden HMK'nın 353/1-b-3 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında karar verilmiş olup; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
Bu durumda anılan ilama dayanılarak faiz alacağı yönünden takip yapılamaz. Ancak asıl alacak ve vekalet ücreti alacağı yönünden takip yapılmasında bir usulsuzlük bulunmamaktadır. Mahkemece 7.327 TL işlemiş faiz alacağı yönünden takibin iptaline karar verilmek gerekirken takibin tümden iptaline karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 26.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....