Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava; hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacılar murisinin kullanmış olduğu banka kredisi nedeniyle, 25/07/2008-25/07/2013 tarihlerini kapsayan hayat sigorta sözleşmesi düzenlenmiş; poliçenin düzenlenmesinden sonra, 15/09/2011 tarihinde davacıların murisi vefat etmiştir. Sigorta sözleşmesi kurulurken sigortalıya yüklenen doğru bilgi verme (ihbar) yükümlülüğünü düzenleyen 6762 sayılı TTK'nın 1290. Maddesi (6102 sayılı TTK 1435,1439 ve 1440. maddeler) her ne kadar mal sigortalarına ilişkin bulunmakta ise de, Yargıtay'ın yerleşik kararları ile hayat sigortalarında da uygulanmaktadır. Hatta anılan bu düzenleme, Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi ile sözleşme hükmü halini almıştır....

    HAYAT EMEKLİLİK ANONİM ŞİRKETİ - VEKİLİ : Av. DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 22/06/2022 KARAR TARİHİ : 16/02/2023 Mahkememizde açılan davanın açık muhakemesi sonunda ; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin müşterek murisi...'ın Türkiye İş Bankası A.Ş. Orhangazi Şubesi'nden 2 adet kredi kullandığını, bu kredileri teminen hayat sigortası poliçesi düzenlendiğini. Davalı ... Hayat Emeklilik A.Ş. sigorta şirketince kredi işlemleri yapılırken, krediler süresince olası bir ölüm halinde kredi borcu, faiz ve masrafları teminat altına alındığını. Müvekkillerinin murisinin 12.02.2022 tarihinde vefat ettiğini. Müvekkillerinin poliçe bedellerinin tazmini için davalılara müracaatta bulunduğunu. Sigorta şirketince bir kısım ödemeler yapıldığını ancak poliçe ile teminat altına alınan ödemelerin yapılmadığını....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/06/2021 NUMARASI : 2021/19 ESAS 2021/219 KARAR DAVA KONUSU : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) KARAR : Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir....

      Mirasçılarından ve dolayısı ile vefat eden asıl borçluyu hayat sigortası yapan davalı ... A.Ş.'...

        , ölüm belgesinde murisin "bulaşıcı olmayan hastalık (doğal ölüm)" sonucu vefat ettiği tespitinde bulunulduğunu, Mahkemece davalılardan celbi neticesinde görüleceği üzere kredi sözleşmesi, hayat sigortası sözleşmesi, sağlık beyanı ve diğer belgelerden de rahatça anlaşılacağı üzere murisin ölüm nedeninin hayat sigortası poliçesi ve diğer belgeler uyarınca poliçe teminat ödemesinin dışında kalan bir neden olmadığı ve tüm kayıtlar neticesinde davalı sigorta şirketinin ödememe yapmaması için geçerli bir nedenin bulunmadığının açık olduğunu, bu kapsamda sigorta şirketine yapılan başvurudan itibaren 15 gün içerisinde yapılmayan ödeme nedeniyle sigorta şirketinin temerrüte düştüğü ve bu tarihin de faiz başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini, davacı müvekkilleri tarafından arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak 15.12.2021 tarihli son tutanak ile görüşmelerin olumsuz neticelendiğini, açıklanan nedenlerle, davanın kabulü ile 2132/16925266 sertifika numaralı hayat sigortası poliçesi...

        Somut olayda; davacıların murisi ile davalı sigorta şirketi arasında, niteliği hayat sigortası sözleşmesi olan akdi bir ilişki bulunmakta olup, uyuşmazlık davacıların murisi ile davalı sigorta şirketi arasındaki bu akdi ilişkiden kaynaklanmaktadır. Başka bir deyişle, davaya konu uyuşmazlığın dayanağı, davacıların murisi ile ... Sigorta A.Ş. arasındaki ticari kredi ilişkisi değil, muris ile davalı sigorta şirketi arasındaki hayat sigortası sözleşmesidir. Buna göre, davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde değil, Tüketici Mahkemesinde görülmesi gereklidir (Bkz: Yargıtay 17. HD.nin 16.05.2017 tarih ve 198/5526 sk.; Ankara BAM 13. HD.nin 02.05.2019 tarih ve 684/777 sk.; Samsun BAM 3. HD.nin 07/04/2022 tarih ve 227/631 sk.; Samsun BAM 3. HD.nin 14.02.2019 tarih ve 86/178 sk.; Adana BAM 4. HD.nin 27.02.2020 tarih ve 296/276 sk.). Bu sebeplerle, dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir....

          Hemen belirtmek gerekir ki, bankaların kredi borçlusuna hayat sigortası yaptırmasındaki asıl amacının, kredi borcunu teminat altına almak olduğu ve hayat sigortası nedeni ile kredi borçlusunun belli bir prim ödeme borcu altına girdiği anlaşılmakla birlikte, hayat sigortası kapsamına alınmasında kredi borçlusu tüketicilerin de bir menfaatinin olduğu açıktır. Hal böyle olunca, sözleşme kapsamında tahsil edilen sigorta primlerine ilişkin kayıtların haksız şart niteliğinde olduğunun kabulüne ise olanak bulunmamaktadır....

            çekildikten yaklaşık 2 yıl sonra vefat olmuş olup, vefat nedeni daha önceki hastalığı olmayıp başka bir sebepten dolayı olduğunu, kullandıkları kredi de var olan hayat sigortası, vefat gerçekleşince risk gerçekleştiğinden kalan kredi borcunu ödemesi gerekirken müvekkillerinin yazılı başvurusuna rağmen ödemediğini, Davacıların miras bırakanı ile davalı banka arasında konut kredisi sözleşmesi düzenlendiği davalı sigorta şirketi tarafından da konut kredisi kapsamında hayat sigortası yapıldığı, murisin poliçe başlangıç tarihinden önce böbrek yetmezliği hastası olduğu ve bu hastalığı beyan etmediği gerekçesi ile kalan kredi borcunun düzenlenen hayat sigortası sözleşmesi kapsamında karşılanmadığını bu nedenlerle, müteveffanın ölüm tarihinden itibaren sigorta şirketinin riskin doğmuş olması sebebiyle müvekkiline bankaya olan kredi borcunun teminattan ödenmesi bakiye teminatın müvekkilere ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep...

            Bankanın elinde hayat sigortası poliçesi gibi kolayca alacağını tahsil etme imkanı varken, sigortacının ödeme talebini geri çevirdiği şeklindeki bir gerekçeyle, poliçe limiti kapsamında kalan alacağı için icra takibi başlatması veya dava açması TMK 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralana aykırılık oluşturur. Bu nedenle tüketici işlemi niteliğindeki banka kredileri nedeniyle, hayat sigortası yapılmış olması durumunda, bankanın poliçe limitleri dahilinde kalan ... alacağını öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi zorunludur. Bu husus, banka tarafından tüketicinin mirasçıları (halefleri) hakkında dava açılabilmesinin ön şartıdır....

              Davanın dayanağı hayat sigorta sözleşmesi olup, uyuşmazlık, kredi sözleşmesinden değil, bir tarafı tüketici olan sigorta sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Hayat sigorta sözleşmelerinin, niteliği gereği sigortalı tarafın mesleği ne olursa olsun (tacir, esnaf, işçi, memur vs.) gerçek kişi ve tüketici olması dışında bir seçenek yoktur. 6502 sayılı yasanın 73/1. maddesindeki düzenlemede belirtildiği üzere, tüketici konumunda olan davacı, davalı sigorta şirketi ile aralarında akdedilen iddia edilen sigorta sözleşmesi de bir tüketici işlemi olmasından dolayı, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığa bakma görevi, anılan kanunun 3, 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca tüketici mahkemesine ait bulunmaktadır. (Yargıtay 11.H.D., 10.10.2016 T., 2016/7590 E., 2016/7972 K. sayılı ilamı da bu yöndedir.)...

              UYAP Entegrasyonu