ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/343 Esas KARAR NO : 2021/422 DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 29/05/2021 KARAR TARİHİ : 08/06/2021 Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili merhum ... ... 'in 01/08/2011 tarihindeki ölümünden sonra lehtarı oldukları hayat sigortası poliçesine istinaden ödenmesi gereken poliçe bedeli müvekkillerine ayrı ayrı 16/04/2020 tarihinde ödendiğini, bu ödemelerin 94.833,75TL müteveffanın kızı ...'e , 31.611,25TL eşi ...'e ödendiğini, hayat sigortası sebebi ile rizikonun gerçekleştiği tarih 01/08/2011 iken ödemenin 9 sene geciktirildiğini ve faiz eklenmediğini, davalı sigorta şirketi ile ödemenin neden yapılmadığına ilişkin görüşüldüğünü, müvekkillerinin alacağının tazminat üzerinde haciz olduğunu, bu sebeple ödenmediğini belirttiklerini, söz konusu ......
Hayat ve Emeklilik A.Ş. ile hayat sigortası poliçesi imzaladığını, öz konusu hayat sigortası, krediyle bağlantılı sigorta kapsamında yapıldığından davalı banka Dain-i mürtehin sıfatına haiz olduğunu, Her ne kadar hayat sigortası, mevzuatımızda zorunlu sigortalar arasında sayılmamış olsa da bankalar kullandırmış oldukları kredileri teminat altına almak adına kredi kullananlar lehine hayat sigortası yaptırılmasını sözleşmelerde şart koştuğunu, Taraflar arasında kredinin son taksit günü yani 22/09/2020 tarihinde, 27/03/2020 tarihinde kulandırılan 154.245,75 TL tutarlı 4 ay vadeli 1,15 faiz tutarlı ticari kredisini yapılandırarak yeni 175.200,42 TL tutarlı ve 1.49 faiz oranlı ve 60 ay vadeli ticari kredi sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme ile müteveffa yeni bir kredi kullanmamış olup önceki kredi sözleşmesi yapılandırıldığını, ... 26/10/2020 tarihinde vefat etmiş ve geriye yasal mirasçıları davacılar 2007 doğumlu ... ve 2012 doğumlu ... kaldığını, ...'ın vefatından sonra ......
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de; Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, hayat sigortası poliçesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkin olduğu, dosya içerisinde bulunan bireysel kredi sözleşmesi ve tüketici kredi sözleşmesinin eki olan hayat sigorta poliçesi incelendiğinde, taraflar arasındaki ihtilafın 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanunun yürürlük tarihinden sonra olduğu ve ayrıca davanın da iş bu yasanın yürürlülük tarihinden sonra açılmış olduğu, 6502 sayılı tüketicinin korunması hakkındaki kanunun 2. maddesinde her türlü Tüketici işlemi ile Tüketiciye yönelik uygulamaların bu kanun kapsamında olduğunun belirtildiği, 3....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : KARAR NO : HAKİM : KATİP : DAVACI : VEKİLİ : DAVALI : DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) DAVA TARİHİ : KARAR TARİHİ : KARAR YAZMA TARİHİ : Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) davasında dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müteveffa ... aktettiği sigorta poliçesi gereğince lehtar ve dain-i mürtehin olan müvekkil Bankaya ödenmesi gereken sigorta tazminat bedelinin ödenmesine dair uyuşmazlık için Türk Ticaret Kanununun 5/A maddesinin 1. fıkrası uyarınca arabuluculuğa başvurulduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmesi neticesinde taraflar herhangi bir anlaşmaya varamadığını, müvekkili Banka müşterisi ... (TC: ... ) ......
Dava, tüketici kredisine dayalı hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir....
İcra Müdürlüğü’nün 2014/2699 Esas sayılı dosyasında takip dayanağı bireysel kredi sözleşmesi ile ilgili olarak muris ...'un hayat sigortası poliçesini imzalamadan önce kanser tedavisi gördüğü halde poliçe imzalanırken bu durumu gizlediği için sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmadığını, kredi kartı sözleşmesi ile ilgili olarak ise herhangi bir hayat sigortasının bulunmadığını, davacının ise mirasçı olması sebebiyle bu borçlardan sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine, %20 tazminata karar verilmesini istemiştir....
Bilindiği üzere krediye bağlı hayat sigortası, ihtiyari sigortalardandır ve sözleşmenin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 6502 sayılı yasada hayat sigortasının yaptırılması krediyi kullananın insiyatifine bırakılmış ve bankalarca kredi kullanana hayat sigortası yaptırılması yönünde zorunluluk getirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Kredi sözleşmesinin düzenlendiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 17/01/2009 yürürlük tarihli Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliği'nin Madde 6'ya göre; "(1) Kredi konusuna ilişkin ihtiyari sigortalar bulunduğu takdirde, bu sigortalar konusunda kredi kullanana kredi kuruluşu tarafından bilgi verilir....
Hemen belirtmek gerekir ki, bankaların kredi borçlusuna hayat sigortası yaptırmasındaki asıl amacının, kredi borcunu teminat altına almak olduğu ve hayat sigortası nedeni ile kredi borçlusunun belli bir prim ödeme borcu altına girdiği anlaşılmakla birlikte, hayat sigortası kapsamına alınmasında kredi borçlusu tüketicilerin de bir menfaatinin olduğu açıktır. Hal böyle olunca, sözleşme kapsamında tahsil edilen sigorta primlerine ilişkin kayıtların haksız şart niteliğinde olduğunun kabulüne ise olanak bulunmamaktadır. Yargılama kapsamında davalı tarafça, davacıdan tahsil edilen bedellerin hayat sigortası bedeli ile zorunlu masraflara karşılık olarak tahsil edildiği ileri sürülmüş olup, mahkemece davalının bu savunması üzerinde durulmamıştır....
İstinaf sebeplerinin değerlendirilmesi, Dava, hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden davacılar murisinin 11.04.2005 tarihinde davalı bankadan 125.000 TL tutarında konut kredisi kullandığı, sözleşme kapsamında kendisine hayat sigortası poliçesi tanzim edildiği, murisin 23.09.2008 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır....
Davalı vekili, bankanın herhangi bir ihmali bulunmadığını, ticari kredilerde hayat sigortasının zorunlu olmadığını, sözleşme kurulurken ve sonrasında hayat sigortası yapılmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davaya konu genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesi hükümleri incelendiğinde davalı bankanın dava dışı murise hayat sigortası düzenleme gibi bir zorunluluğu bulunduğuna dair bir hüküm mevcut olmadığı, bu nedenle de hayat sigortası yapılmadığı, davacının talebinin de düzenlenen ferdi kaza sigorta poliçesi kapsamında bulunmadığı, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Bölge adliye mahkemesince, ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....